OYUN

1.3K 82 7
                                    

Karşımdaki televizyonda çıkan reklama sövüyordum. Filmin en heyecanlı yerinde reklam çıkılır mı? Adi pezevenkler. Bütün hevesimi kaçırmışlardı.

Bugün tatil günümdü. Cumartesi... Mark sabahın erken saatlerinde beni tatlı uykumdan uyandırmış ve haber vermişti. İnsanların vucütlarındaki direncin eskisi gibi olması için haftada bir gün tatil veriyorlarmış. Ah! Ne büyük incelik ama (!)

Kanepemde yayılmış aksiyon filmi izlemekle meşgüldum ama lanet herifler en heyecanlı yerinde reklam vermişlerdi.

Sinirle ayağa kalkıp mutfağa doğru yürürken aslında film izlememin bir bahane olduğunu biliyordum. Kafamdaki soruyu uzaklaştırmaya çalışıyordum kendimce. David neden bu kadar güç kaybetmişti? 

Lanet olsun! Bana ne bundan ama aklımdan çıkmıyor işte. İnsandaki merak duygusundan nefret ediyorum.

Mutfağa gelip masanın üzerinde duran bardağa suyu doldurup tek dikişle bitirdim. Vampirlerin kan ihtiyacı bizim su ihtiyacımızdan bile fazlaysa ve şuan David benden başka hiçbir insanın kanını içemiyorsa nasıl dayanacaktı bugün?

Yine söylüyorum, bana ne! Kendi sorunu. O piçe bu az bile.

Sinirle solurken salona doğru ilerledim. Neden bunları düşünüyorum ki? Neden o adi herifi düşünüyorum? 

Sıkıntıyla derin bir nefes alırken televizyonun karşısındaki yerime oturdum. Film tam başlamışken kapının zili ile olduğum yerden sıçradım. Kim gelmişti ki?

Hızla kapıya gidip açtığımda şok oldum. '' Kızlar günü!''

Alice'in çığlığıyla kendime geldim. Kızlar günü derken? 

Tek kaşımı kaldırarak Alice'in yanımdan geçmesini izledim. O geçince arkasında siyah saçlarına fön çekmiş ve eteğini biraz daha kısaltsa götünün görüneceği bir kız da onunla birlikte içeri geçti.

Ben ise ağzım açık onların salonuma yayılışını izledim. Kendime gelip kapıyı yavaşça kapadıktan sonra Koltuklardan birine oturup şaşkınca ikisini süzdüm.

Alice gülümseyerek '' Bu bizim tek tatil günümüz. Kız kıza eğlenelim.'' dedi

Siyah saçlı kız öksürünce Alice ona bakıp bana döndü. ''Bu Lessie. Lessie, bu da Maria.''

Kıza sahteden bir gülümseme yollayınca o da bana gülümsedi ve '' Ben Bay Marcus'un kızıyım'' dedi

Lessie'yi daha dikkatli süzerken işimin ilk günü Marcus'un bir kızın kanını sömürüşü aklıma geldi. Bu o kızdı!

Şaşkınlıkla kaşlarım havaya kalkerken '' Hatırladığına sevindim.'' dedi Lessie gülümseyerek.

Alice neler olduğunu anlamasa da '' Hadi oyun oynayalım.'' dedi sevinçle.

Bu sefer şaşkın bakışlarım Alice döndü. '' Ne oyunu?''

Alice kanepemden kalkıp yere oturdu. Lessie ve benim de yanına oturmamı işaret etti. Hiçbir şey anlamasamda yanına oturup çember kurduk. 

Tek kaşımı kaldırıp ''Ruh falan çağırmicaz değil mi?'' diye sordum.

Alice kahkaha atarken Lessie kıkırdamıştı. '' Hayır. Doğruluk mu, cesaret mi? Oynicaz.''

Ayağa kalktığımda '' Ben şişe alıp geliyorum.'' diye bağırdım mutfağa yönelirken.

Mutfaktan boş bira poşetinden bir tane bira şişesi alıp salona geçtim.

İkisi de beni bekliyordu. Eski yerime oturup şişeyi ortaya koydum. Çevirdiğimde ise Alice, Lessie'ye soruyordu. ''Doğruluk mu? Cesaret mi?''

Lessie düşünmeden '' Doğruluk.'' dedi

Alice sinsice sırıtırken '' Bay Marcus'tan mı hoşlanıyorsun?'' diye sordu

Gözlerim şaşkınlıkla büyürken Lessie baktım. ''E-evet ama bunu sakın kimseye söylemeyin.''

Alice ve ben başımızı tamam anlamında sallarken Lessie şişeyi döndürdü. Ah harika Lessie bana soruyor. ''Doğruluk mu? Cesaret mi?''

Omuz silkip ''Cesaret.'' dedim

Doğruluk pek demezdim. Bence o seçenek korkaklara göreydi.

Lessie biraz düşündükten sonra bana döndü. '' Sende Bay David'in numarası var değil mi?''

Hayır bunu yapamaz. Düşündüğümü yaptırmayacaktı değil mi? Emin olamayarak başımı evet anlamında salladım. Mark David'in kana çok acil ihtiyacı olabilir ve beni aradığında şaşırmayayım diye telefon numarasını vermişti.

Lessie sırıtırken '' Onu ara ve seni çok özledim bebeğim. Lütfen gel beni becer de. '' dedi

Gözşerim şaşkınlıkla büyürken kalbimin atış hızı değişmişti. Alice baktığımda onunda bana aynı şaşkınlıkta baktığını gördüm.

Kaşlarımı çatıp masanın üzerindeki telefonumu aldım ve David'i aramaya başladım. Lanet olsun, korkudan altıma yapıcam şimdi.

David ikinci çalışta açtı. ''Ne istiyorsun?''

Boşuna hayvan demiyorum. Telefonu nasıl açıyor ?

Derin bir nefes alıp '' Seni çok özledim bebeğim. Lütfen gel beni becer.'' dedim

David'ın cevap bile vermesine izin vermeden telefonu kapattım. Lanet olsun! Ne yaptım ben?

Lessie ve Alice şaşkınlıkla bana bakarken ''Ne?'' diye sordum

Lessie omuz silkerek ''Bunu yapacağını beklemiyordum.'' dedi

Alice endişeyle '' Kesin şimdi Bay David buraya geliyordur. Öldük biz.'' dedi

Alice haklı. O sapık kesin buraya geliyordur. Hem de beni becermeye!

Kaşlarımı çatıp ikiliyi süzdükten sonra ''Siz gidin buradan. Hadi acele edin. David sizi görmesin'' diye bağırdım.

İkisi de korkarak ve aceleyle evimden çıkarken ben de yerdeki şişeyi mutfağa götürdüm. Onu diğer boş şişelerin bulunduğu poşetin içine attıktan sonra odama ilerledim. Korkuyordum. Hem de çok.

Odama girmemle çığlık atmam bir oldu. O nasıl buraya gelmişti? Nereden? Ah! Pencerem açık.

David yatağımdan doğrulurken sinsice sırıtıp omuz silkti. '' Ne oldu bebeğim? Beni beklemiyor muydun? Oysa ki beş dakika önce beni özlediğini söylemiştin.''

Korkuyla bir adım gerileyip sırtımın kapıya çarptığını hissettim. '' Ben... Ben... Şey... Kızlar gelmişti ve biz doğruluk mu , cesaret mi oynuyorduk. Bana sıra gelince ben cesaret dedim ve işte sana onları söylememi istediler.''

Siktir! Neden bu vampire açıklama yapıyorum ki? Doğru, çünkü yaşamayı seviyorum!

David kaşlarını çatıp bana doğru gelmeye başladı. ''Ne yazık ki senin için işlerimi bıraktım güzelim. Senin aptal oyunun beni ilgilendirmez. Hazırlansan iyi olur. Çünkü seni becericem.''

Aramızdaki mesafeyi kapatınca '' Benim bakire olduğumu biliyorsun. Bu seni güçlü yapıyor. Beni becerirsen bunu kaybedersin.'' diye tehtit ettim.

David kahkaha atınca onun ilk defa o güzel kahkahasını duymuştum. Her ne kadar alay eder gibi olsa da...

David gülmeyi kesince beni belimden tutup tek eliyle kendine bastırırken onu itmeye çalışıyordum. ''Senden başka bakire kız mı yok? Başkasını bulurum.''

Şaşkınlıkla ona bakarken ''Yani kovar mısın beni?'' diye sordum. 

David yüzünü bana yaklaştırırken ''Evet.'' diye fısıldadı.

Her ne kadar bu işi istemesem de bu paraya ihtiyacım vardı. Tüm gücümle onu kendimden uzaklaştırıp kapıyı açtığım gibi koşmaya başladım. Ne yazık ki sadece salona kadar gelebilmiştim. Hemen beni yakalayıp kolumu sıkmaya başladı. Acıyla inledim.

David sinirli gözleriyle bana bakarken ''Seni kovmamı istemiyorsan bir daha benimle oynama. Hiç kimse benimle oynayamaz duydun mu?'' diye bağırdı.

Başımı evet anlamında sallarken o hızla evimi terk etti. Hiç kimse onunla oynayamaz mı? Ama ben onunla oynamıştım. Bunun verdiği zevkle alayla sırıttım. Ben hiç kimse değilim David Moore.

DİBE BATMIŞWhere stories live. Discover now