ÖFKE!

1K 59 2
                                    

Odada turluyordum. Nerede olabilirdi ki? Ah! O pezevenki bulunca öldürmeyeceğim. Ölüm onun için kolay olurdu. Çığlıkları yankılanacaktı. Ölmek için yalvaracaktı bana.

Yerimde durdum ve koltukta başını eğmiş Mark'a öfke saçan gözlerimi çevirdim. ''Anlamıyorum Mark. Nasıl kaçırırlar Maria'yı? Nasıl duymazsın çığlıklarını? Seni piç! Eğer kardeşim olmasaydın şuan seni öldürürdüm. Şu olayı bana baştan anlat. Deliricem şimdi!''

Mark yavaşça başını kaldırdı. Ben de kendimi koltuklardan birine attım kendimi. Maria kaçırırken hissettiği öfke ve korku o kadar büyüktü ki hissetmemem imkansızdı. Ah! Sevgilim. Seni o piçin elinden kurtaracağım. Sonra da seni hiç bırakmayacakmışım gibi sarılıp doya doya öpeceğim.

''Maria sıkılmıştı ve biz bir kafeye gittik. Orada konuştuk bir süre. Sonra da ben kasaya gittim. Bize hizmet eden çocuğa parayı verdim. Çocuk bana parayı bozamadığını ve gidip arkadan patronundan para alacağını söyledi. Ben gerek olmadığını söylesem de ısrar etti. Nereden bilebilirdim ki bana verdiği kahvede ökse otu olduğunu? Vampir yeteneklerimi zayıflatmış. Çocuk Jack için çalışıyormuş David. Ben... Ben bilemedim. Dışarıya çıktığım da ise Maria baygındı ve Jack onu arabaya bindiriyordu. Vampir hızımı kullanmak istesem de yapamadım. O an anladım tuzakta olduğumu.'' Mark'ı sabırla dinlemiştim.

Sinirle ayağıya fırladım. ''Salak! Ökse otunu nasıl fark edemedin?''

Mark tekrar başını eğdi. ''Edemedim David. Bilmiyorum, tamam mı? Maria için ben de üzülüyorum. Onu bulacağız. Bütün adamlarımız onu arıyor.''

Sinirle enseme kaşıdım. Gözlerimi kapadım ve derin bir nefes verdim. Gözlerimi açtığım da ise öfkem geçmek yerine daha çok arttı. 

Yumruğumu duvara geçirip duvarın bir ayna gibi parçalanmasını izledim. Lanet olsun! Bu duvar yerinde olmak için bile yalvaracaksın Jack. Sana yapacaklarımın yanında bu hiç. Hele ki benim kadınıma dokunursan... Ah! Bunu düşünmek bile daha öfkelenmeme yetiyor.

Kalbim acıyor. Kahretsin Maria! Ne yaptın bana böyle? Kendimi çok aciz hissediyorum. Sana ihtiyacım var. Senden nefret ediyorum Maria. Çünkü sana ihtiyacım var. 

Gözlerim mi doldu benim? Siktir! Ağlamam ben. Hayatım boyunca ağlamadım. Asla ağlamam!

Kapının açılmasıyla Marcus'un içeri girmesi bir oldu. ''Her yerde arıyoruz David. Öğrendiğimiz kadarıyla koloniden ayrılmışlar.''

Dişlerimi sıktım ve öfkemin bedenimi ele geçirmesini engellemeye çalıştım. ''Nasıl çıkarlar Marcus? Koloninin her tarafını adamlarımız kuşattı. Nasıl kaçar o piç? ''

Sesimin yüksek çıkmasını önemsemedim. Şuan tek düşündüğüm Maria'dı.

Marcus kaşlarını çattı. ''Aramızda bir hain varmış.''

Ah! Bu kadarı yeterdi işte. ''Hemen onu bana getir!''

Marcus arkasını döndü ve kapıya doğru yürüdü. Kısa süre sonra odaya Marcus ve bir adam girdi. Adamı süzdüm. ''İkinizde çıkın!''

Marcus ve Mark ikiletmeden dışarıya çıktılar. Kapıyı da kapatmayı ihmal etmediler tabi ki. 

Adam korkuyla bana bakıyordu. ''Sen bana ihanet ettin!''

Adam tam ağzını açmıştı ki yumruğum sayesinde kapadı. Adam yere yığılırken karnına bir tekme savurdum. ''Söyle bana. O piç kurusu nerede?''

Adam öksürdü. ''Bilmiyorum.''

Cevabıyla daha çok sinirlenip belimdeki silahı çıkardım. Bu onu öldürmezdi. Bunu biliyorum ama acı çekmesini sağlardı.

Adamın karnına ateş edince bir çığlık attı. Kurşunun olduğu yere ağımla bastırmaya başladığımda debeleniyor ve çığlık atmaya devam ediyordu. ''Son kez soruyorum. Jack nerede? Kadınımı nereye götürdü?''

Adam yaşlı gözlerle bana baktı. ''Ya... Yap... Yapmayın... Öldürür... Beni.''

Dudaklarımdan iğrenç bir kahkaha kaçtı. Alayla adama baktım. ''O seni öldürür belki ama söylemezsen ölmek için yalvarırsın.''

Adam korkuyla bana bakmaya başladı. Yutkundu. Bir şey söylemeyeceğini anlayıp ikinci kez ateş ettim. Yine ayağımla ateş ettiğim yere basmaya başlamışken ''Söy... Söyleyeceğim.''

Ayağımı çekip adamı dinlemeye başladım. ''O... Kızı... Yer Altı Şehri'ne götürüyor.''

Gözlerimi kıstım. ''Nerede saklanıyorlar?''

Adam başını bilmiyorum anlamında sallayınca tekrar ayağımı karnına bastırmak için hareket ettirmiştim. ''Gerçek... Gerçekten bilmiyorum.''

Sinirle odadan çıktım. Evin dışında sigarasını içen Marcus'u görünce ''Adamı öldürün.'' dedim. Marcus ağzıncaki sigarayı hızla yere attı. Sigarayı ezdikten sonra hızla içeriye girdi.

Arabaya doğru yürürken arabanın önündeki Mark'a döndüm. ''Yer Altı Şehri'ndeki bütün adamlarımıza haber ver. Hepsi tetikte olsun. O piçi arayın. O şehrin altını üstüne getirin. Kadınımı bulun!''

Mark hızla başını salladı. Mark gözden kaybolurken ben de arabama binmiştim. Arabayı çalıştırırken Marcus yan koltuğa geçti. Maria'nın uyuduğu koltuk. Siktir! Her şey onu hatırlatıyordu bana. Dolgun dudakları, kıvrımlı vucüdu, turuncu saçları, mavi gözleri... Ah! Onu düşünmek bile beni tahrik ediyordu. Lanet olsun!

Koloniden çıktıktan sonra telefonum çalmaya başladı. Kimin aradığına bakmadan açtım. ''Merhaba David. Maria uyurken ne kadar güzel oluyor değil mi? Şuan ona dokunuyorum ve sen hiçbir şey yapamıyorsun.''

Telefondaki sesle gözlerim şaşkınlıkla büyüse de anında kızgın hallerine geri aldılar. Sinirle hırlarken Marcus bana endişeyle bakıyordu. ''Eğer ona bir şey yaparsan seni doğmaktan beter ederim orospu çocuğu. Götün yiyorsa çık karşıma. Maria'yı bu işe karıştırma. Abini zevkle öldüren benim.''

Jack öfkeyle bağırdı. 'Abimin intikamı çok kötü olacak. Belki de Maria'dan başlamalıyım. Ah! Kokusu... Özlemişim onu. Eminim ki o da beni özledi. Seni sevmiyor David. Senden nefret ediyor.''

Küçük bir kahkha çıktı dudaklarımdan. ''Altımda inlerken hiçte öyle demiyordu ama.''

Jack'in sinirlendiğini hissetmiştim. ''Ona zorla sahip oldun sen.''

Başımı iki yana salladım. ''Ah Jack! Seni zavallı vampir. Abin gibisin. Tam bir salak! Benim kadar o da beni istedi. ''

''Sen... Sen... Ah! O zaman onu becericem David. Ne de olsa kaybedeceği bir şey yok artık. Altımda benim adımı haykıracak.'' Jack'in sesiyle kendime geldim. Ne yapıyordum ben? Onu sinirlendiriyordum ve şuan avantaj ondaydı. Maria ondaydı!

Sinirle soludum.''Ona dokunmayacaksın sik kafalı! O benim!''

Jack'in kıkırdaması öfkemi daha da artırmıştı. ''Bu eğlenceli olacak.''

Daha sonra da sessizlik... Lanet olsun kapamıştı. Sinirle telefonumu açık olan camdan attım. Ona dokunmayacaktı. Maria'ya benden başka kimse dokunamazdı. Dayan sevgilim. Seni bulacağım. Yemin ediyorum sana dokunmasına izin vermeyeceğim. 

DİBE BATMIŞWhere stories live. Discover now