6 AY SONRA
Derin bir nefes verip merdivenlerden indim. Salonun kapısını açtığımda boş olduğunu görüp ümitsizce başımı salladım. Neredeydi bunlar?
Bahçeden kahkaha seslerini duyunca yüzümde bir gülümseme oluştu. Buldum sizi. Bahşeye doğru ilerledim. Camdan kapıyı çekip açtım. İşte buradalardı.
Kapının eşiğine dayandım. Kollarımı göğsümde birleştirip onları izlemeye başladım.
Alexis David'in göğsüne yaslanmış ve bir şeyler anlatıyordu. David ise oturduğu hamakta oldukça mutlu görünüyorlardı. Alexis'in büyümesi yavaşlamıştı. Genç kız çağına gelmişti. On yedi yaşında gözüküyordu. Ah!
Siyah saçlarını tepeden toplamıştı ve gözleri ön plandaydı. David ise hala aynı David'di.
Düşüncelerim Alexis'in kahkahasıyla bölündü. Alexis babasına çok düşünkündü. Öyle düşkündü ki bazen onların ilişkisini kıskanıyordum.
Kapının eşiğinden doğrulup yanlarına doğru ilerlemeye başladım. Beni ilk fark eden David olmuştu. Bana ufak bir gülümseme verdiğinde ben de ona gülümsedim. ''Ne yapıyorsunuz baba kız?''
Alexis sesim ile David'in göğsünden kalktı. Doğruldu. Ama yüzündeki gülümseme silinmedi. ''Babam bana nasıl tanıştığınızı anlatıyordu.''
Gülümsemem sırıtmaya dönüşünce ''Ne hissetmiş baban beni ilk gördüğünde?'' diye sordum.
Alexis David yerine cevapladı. ''Senin çok ateşli olduğunu söyledi. Ona diklenince özellikle.''
Kaşlarım havaya kalktı. ''Öyle mi bayım?'' David dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi. Onun bu haline içim gitse de hemen kendime geldim.
Miami'nin sıcak havası sayesinde bunalmıştım. Derin bir nefes vererek bu sıkkındlığımı geçirmeye çalıştım. ''Hadi kalkın. Bu kadar keyif yeter. Birazdan misafirlerimiz gelir.''
Alexis hızla ayağa kalktığında onun bu haline gülümsedim. Önden giden Alexis'i bir süre izledikten sonra tam arkasından gidecekken birisi kolumdan tutup hamaya çekti.
David'in erkeksi kokusu burun deliklerimi dolduruduğunda gülümsedim. ''Kalkmam lazım David. Kardeşlerin birazdan gelirler. Her şeyin hazır omup olmadığını bakmalıyım.''
David duruşunu bozmadan beni kollarının arasına aldı. ''Canları cehenneme.''
Onun bu sözüne kıkırdarken erkeksi kokusunu iyice içime çekmeye çalıştım. Onun kollarınında huzuru buluyordum. Şuan bana sahip olmasını ve en derinlerimi keşfetmesini istiyordum. Kokusu erotik bir etki yaratıyordu ben de.
Gözlerimi kapadım ve sessizliği dinledim. Şuandan itibaren zaman kavramı benim için yoktu. Ne yazıkki bu huzur çok sürmedi. ''Hadi aşk kuşları biz geldik. Karşılayan yok.''
Marcus'un sesiyle gözlerim aniden açıldı ve hamaktan kalkerken David'in homurdanmalarını duydum. David'in hareketine gülümserken çoktan ayağa kalkmıştım. David de kalkmış ve arkamda yerini almıştı. Onu rahatlatmak adına koluna girdim ve kolunu ovalamaya başladım. David'in anında kasılan kasları gevşemişti.
Marcus'un gülen yüzüne döndüğümde ''Diğerleri nerede?'' diye sordum merakla.
Marcus omuz silkti. ''Alexis'le konuşuyorlar işte.''
Yanlarından ayrılıp evin içine girdiğimde David'e sabır vermesi için Tanrı'ya sessizce dua ettim. Ne zaman bu ikili tek başına kalsa Marcus mutlaka David'i sinirlendirecek bir şeyler yapıyordu.
ČTEŠ
DİBE BATMIŞ
UpířiBerbat hayatı olan bir kız yolun sonundaydı. Ta ki o üç kardeşle karşılaşana kadar. Sıradan bir işti kıza göre. Evet biraz farklıydı ama nereden bile bilirdi ki vampirlerle dolu bir işte çalıştığını? Maria Hyra'nın hayatı bundan sonra daha ne kadar...
