"Çilekli Milkshake"

2.5K 208 200
                                    

Ben Rüya.

Ama bölümden sonra herkes bana kabus diyecek snsmmsms

Şaka şaka çok güzel bölüm ben çok eğlendim. Siz de eğleneceksiniz :D

Bu adamla işim çok zor olacaktı ama ben kaşınmıştım bir kere.

Zaten amacım da bu değil miydi? Onunla kaçan kovalanır oyunu oynamak?

Gerçi Magnus daha çok kaçan vurulur oyunu oynuyor gibiydi. Ölmez de sağ kalırsam Raj'ı güzelce benzeteceğim bunlara neden olduğu için.

Şimdi de ilk iş günüme başlıyorum işte. İğrenç bir kombin, salakça bir saç şekli ve sersem bakışlar.

Bu işte iyiyim cidden. Kendimi sabah adli tip uzmanı olarak çalışıp gece cinayet işleyen Dexter gibi hissediyorum.

En azından Dexter patronuna yaltaklık yapmak zorunda değildi.

Ofisin 12. Katına çıkıp Magnus'un odasının yanındaki küçük odaya doğru ilerlerken Magnus'un sesiyle yerimde çakılı kalmıştım.

"Alexander buraya gel."

Elimdeki çantayı hızlıca odama bırakıp Magnus'un odasına ilerledim.

Dönen sandalyesini odanın ortasına koymuş bir sağa bir sola dönüp duruyordu.

"Seninle iş sorumlulukların hakkında konuşmadık dün. Korkudan işe alındığını söylediğim anda kaçtın çünkü."

"Biraz öyle yaptım sanırım."

"Buranın en güzel yanı iş sorumluluğunun sadece bir tane olması. O da benim emirlerimi harfiyen yerine getirmek. Tabii... senin kişisel alanına çok fazla girmeyen şeyleri yapacaksın. Yani sana soyun ve masaya yaslan dersem bunu yapmak senin tercihine kalmış. Ama git bana Paris'ten marka gömlek al dersem bunu yapmak zorundasın anlaştık mı?"

"Şey... masa kısmını cidden... şey... ister misiniz?"

"Daha önce istediğim asistanlarım oldu." Deyip gülümsedi. "Birkaçı kabul bile etti. Ama inan bana pişman olmadılar."

Göz kırptığında istemsizce gerildim.

"Şimdi bana aşağıdaki kafeden Milkshake alıp geliyorsun. Kendine de al. Çilekli olsun."

Cebindeki cüzdanı çıkarıp bana fırlattı.

"Bu kart artık senin. Bakiyesi 10 bin dolar. Senden istediğim şeyleri bu karttan alacaksın anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı efendim. Şey... şifresi ne?"

"Şifresiz kart o, sen hala burada mısın? Milkshake içme saatim neredeyse gelmek üzere!"

"Üzgünüm efendim, hemen gidiyorum."

Hızlıca odadan çıktığımda kendime küfürler savuruyordum. Cidden onun yardımcılığını yapıyordum şu an.

Neyse sakin ol Alec, sakin ol.

Dayanmaya çalış.

Alttaki kafeden çilekli Milkshake alırken kendime de sert bir kahve almıştım. Şu an buna ihtiyacım vardı.

Hızlıca katları çıkıp Magnus'un odasına girdim. Bu sefer de masasının üstüne oturmuş zeka küpü ile oynuyordu.

"Bunları sever misin?"

Stuck in the DarkWhere stories live. Discover now