"Senden vazgeçmiyorum!"

2.3K 167 105
                                    

Ben Sevda mıyım yoksa zalım bir yazar falan mı? mdmdksmwkam

Anlaşmayı imzaladığım güne lanet olsun ya...

Manyak herif bana 1 saattir oyuncak makinesindeki peluş ayıyı yakalatmaya çalışıyor. Tam yakalayacakken de yanlışlıkla!  elime çarpıyor ve peluşu almamı engelliyor.

Hayır oyun odası olduğu yetmediği gibi bir de saçma sapan oyuncakları var içerisinde.

"Gerçekten tüm bunları yaşayacak ne günah işledim acaba?" diye homurdanıp belki de 100. denememi yapıp butonu çevirdim.

Yandaki cama yaslanmış bir şekilde beni izleyen Magnus ise gülümseyerek bana baktı.

"Dilersen bu eziyete son verebilirim." dediğinde ona döndüm.
"Tabii beni affetmen şartıyla."

Gözlerimi devirerek makineyi yeniden çalıştırdım ve yeniden elime çarpacağı sırada elinden tutarak onu yüzüstü makine camına yapıştırıp oyuncağı sorunsuz bir şekilde almayı başardım.

Sonra da Magnus'u serbest bırakarak oyuncağı alıp ona uzattım.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" dedi oldukça kızgın bir ifadeyle.

"Ayağımı denk mi alayım?" dediğimde sıkıntılı bir şekilde nefes verdi.

"Asla unutmayacaksın değil mi?"

"Sanmam."

"İyi o zaman sana unutmanı sağlayacak küçük bir görev vereyim. Bu ayıcığın aynısından 50 tane bulacaksın bana."

"Görev değil ceza vereceksiniz sanırım. Benim de size hatırlatmam gereken bir şey var ki anlaşmamızın maddelerinden birinde bana her kafanız estiğinde ceza veremeyeceğiniz yazıyordu. Tabii bu size kalmış ceza verirsiniz ve anlaşmamız iptal olur. Ben de buradan defolup giderim."

Sessiz kalıp birkaç saniye yüzüme bakıp sinirli bir ifadeyle saçlarını çekiştirdi.

Bana attığı bakışlar çok tuhaftı. İçinde öfke ve pişmanlık izleri görüyordum ve bu kafamı karıştırıyordu.

"İstediğin kadar damarıma bas tamam mı? Senden vazgeçmiyorum! Gitmekten o kadar çok bahsediyorsun ki sanırım sana verilebilecek en büyük ceza seni burada tutmak olacak." diyerek hızlı adımlarla odayı terk etti.

Elimdeki ayıcığı odanın en uzak köşesine fırlatıp ben de odadan çıktım ve odama doğru ilerlemeye başladım.

Sinirli bir şekilde odama girdiğimde masamın hemen üzerinde bir pizza kutusu ve hemen  yanında da Victor'u görmeyi beklemediğimden kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

"Victor?"

Şaşkınlığım sesime de yansımıştı.

"Öğle yemeği yemeye ne dersin?" diyerek bana gülümsedi ve birkaç adım yaklaştı. "Böylece ben de senden özür dilemiş olurum. Geçen gece sinirini bozdum biraz sanırım."

"Atlattım ben onu sıkıntı değil." dediğimde yüzüne bir tebessüm yerleştirdi.

"Sana pizza getirdim. Büyük ihtimalle dışarı çıkmana izin vermez Magnus çünkü öğle yemeği saati geçti." dediğinde saatime baktım.

Gerçekten de öğle aramı o ayıcığı almak için feda etmiştim ve acıktığımı yeni fark ediyordum.

"Çok iyi düşünmüşsün. Bu arada söylediğin şeyler bi açıdan doğruydu sadece o an bunu başka birinden duymak sinirlerimi bozdu."

Stuck in the DarkWhere stories live. Discover now