"Dosya 002"

2.6K 204 204
                                    

BUGÜN DELİ GİBİ BÖLÜM ATTIK RÜYA'YLA DKDKDK FEELSLERE DOYAMIYORUZ.

Araba demeye bin şahit arabamı otoparka park edip şirket binasından içeriye giriş yaptım ve asansöre doğru ilerlemeye başladım.

Ajanlığın kazandırdığı yetenekle her zaman erken uyanıyordum. Bu benim için iyi bir şeydi. Herkesten geç yatar herkesten erken kalkardım ve hiç geç kalmazdım.

Asansörü çağırma düğmesine basıp beklerken birinin beni izlediğini hissetmiştim. Bakışlardan rahatsız olup arkamı döndüğümde Magnus ile karşılaştım ve yüzüme salak bir ifade yerleştirdim.

"Günaydın efendim." dedim.

Mimiksiz bir ifadeyle bana baktı.
"Benim sözümü ne cüretle dinlemezsin sen?" dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.
Sesi buz gibi çıkmıştı.

"A-anlamadım?"

"Sana üstsüz yapacaksın işlerini demedim mi ben?"

"Şuan işe başlamadım ama.." dedim mahçup bir ifadeyle.

Sonra da yüzüne baktım.

"H-hemen çıkarayım?" diyerek elimi giydiğim bordo rengi kazağın uçlarına götürüp yukarı sıyırdım.

"Ben dedikten sonra ne anlamı var? Yukarıda halledersin." diyerek gelen asansöre bindi.  Ben de binecekken koluyla beni engelledi.

"Bu asansör tek kişilik sen merdivenlerden çık. Yukarı çıktığımda seni göremezsem ceza alırsın." diyerek 12. katın düğmesine bastı.

Sonra da kol saatine bakıp sırıttı.
"1 dakikan var.  Ah 59 oldu. 58.. Sen hala burada mısın?!" dediğinde kendime gelip merdivenlere doğru koşmaya başladım.

Benim gibi eğitimli bir ajan senin 12 katlık kıytırık merdiven basamaklarından korkar mı sanıyorsun?!

Merdivenleri son hızla dörder dörder tırmanmaya başlamıştım.  Tabii 1.90 olunca bacak avantajınız da oluyordu.

1 dakika dolmadan son basamağa ulaştığımda nefes alma zorluğu çekmiyordum bile.

Yine de her ihtimale karşı nefes nefese kalmış taklidi yaparak Magnus'un ofisine doğru ilerlemeye başladım
ama o asansörden inmemişti bile.
Asansör kapısı açıldığında yüzünde şaşkın bir ifade oluştu ve saatine baktı.

Ben de bu fırsatla sanki dizlerim tutmuyormuş gibi yapıp kendimi yere attım ve nefes alamıyormuş gibi yaptım.

Yüzündeki şaşkın ifade yerini alaycılığa bıraktığında rahatlamıştım.

"Aptalsın. Hızlı bir aptalsın ama. Yatakta da bu kadar hızlı mısındır?"

"Y-atağımdan da h-hızlı çıkarım e-efendim. Böylece geç.... kalmamış oluyorum."

Cümlemi bitirdiğimde gözlerini devirdi.
Göndermelerini anlamadığımı sanıyordu dangalak.

"Hadi kalk ayağa seni sersem. Sonra da üstünü çıkar ve işlere başla."

"Ne işi yapacağım bugün? Görevlerim ne?"  diyerek dizlerimin üstüne oturup kalkmaya hazırlandım ama omzuma elini koyup beni durdurdu.

"Diz üstü yapabileceğin bir iş var ama bunu kaldırabileceğini sanmıyorum." diyerek muzipçe sırıttı.

Yüzümü buruşturmamak için kendimi zorladım.

"İşi mi kaldıramam yoksa başka bir şeyi mi?" dedim ve anında dediğime pişman olup dilimi ısırdım.

Stuck in the DarkWhere stories live. Discover now