Stuck in the Dark

"Dans"

Baktım ki birkaç bölüm mutlu oldular bunu bozmak şart dedim. Kimin bölümü yazdığını siz tahmin edersiniz bence wbsjjwks

Magnus bütün gün Olaf ile ilgilenmemi istediği için herhangi bir ceza almamıştım ve bu beni mutlu etti diyebilirim. Ama şimdilik çünkü eminim yarın daha fazlasıyla üstüme gelecek.

Yine de bütün günümü beyaz bir kedi ile geçirmiş olmak beni rahatlatıp mutlu etmişti.

Akşamında onu Magnus'a teslim etmek pek de istediğim bir şey değildi.

"Çok mu sevdin Olafı?" Diyerek kucağımdan kediyi almıştı.

"Fazlaca sevdim."

"O zaman sık sık ofise getiririm onu. Evine de getiririm eğer istersen."

Evime gelmeye de bahane arıyor...

"Fazlaca mutlu olurum."

"Bu arada filmi izlemeyi unutma, ekstra olarak yarın bu öpüşmenin ve olanların acısını senden çıkaracağım."

"Ama ben... yani benim suçum yok. Underhill eski sevgilim ve ben birden görünce..."

"Birden görünce içinden onu öpmek mi geldi? Ne güzel, keşke bazı zamanlar içinden beni de öpmek gelse."

Bir şey demeden ona bakmaya devam ettiğimde oflayarak beni ofisten kovdu.

Şükür bugün de işten atılmadım. Yarın da atılmazsam iyidir.

...

Yarın sabah işe geldiğim zaman umduğumdan daha sinirli bir Magnus ile karşılaşmıştım.

"Efendim günaydın, ben filmi izledim ve..."

"Filmi filan boşver, beni bir an önce sakinleştirmen lazım yoksa katil olmama 3 saniye filan kaldı."

"Be... ben bir şey mi yaptım?"

"Hayır Raphael yaptı."

Raphael Magnus'un en küçük kardeşiydi ama bunu bildiğimi belli edemezdim.

"Raphael? O kim?"

"Kardeşim... ah kardeşim olmasa şu an zaten öldüresiye döveceğim onu..."

"Ne yaptı da bu kadar sinir oldunuz?"

"Sevgili yapmış. Hem de benden habersiz. Bir de çocuğu araştırdım, salağın teki. Hayır Raphael neden düzgün birisini bulmaz ki???"

"Bir saniye..." dedim şaşkınca. "Ona sadece sevgili yaptı diye mi kızdınız?"

"BENDEN HABERSİZ KISMINI DUYMADIN MI?"

"Belki... belki fırsatı olmamıştır söylemek için. Yani... çok üstüne gitmeyin."

"Bana akıl verme, beni sakinleştir."

"Ne yapmamı istiyorsunuz?"

"Şarkı söyle. Söylerken de dans et."

Onun yüzüne son derece şaşkın bir şekilde baktığımda bana gayet olağan bir şey söylemiş gibi bakıyordu.

"Sonsuza dek burada bekleyemem."

"Ben... ben bunu yapamam."

"Kucak dansı istemedim, alt tarafı etrafında birkaç kez dönüp Work şarkısında dans edeceksin."

"Bilmiyorum."

"Bilmiyor musun? Bak sana nasıl olduğunu göstereyim dansın."

"Hayır yani o şarkıyı bilmiyorum." Dediğimde sanki ona dünyanın en garip şeyini söylemişim gibi bakmıştı.