"Korkmana gerek yok Alec."

2.4K 169 170
                                    

Bazen rüyalar kabusa döner ya, işte bu bölüm de öyle bir bölüm...

Nefret.

Ondan cidden nefret ediyor muydum?

Hayır kesinlikle etmiyordum.

Raj'dan nefret ediyordum.

Onun yüzüne bile bakmak istemiyordum.

Magnus ile olan olay farklıydı. Ne yaparsa yapsın yüzüne bakmak istiyordum. Yan yana olmak istiyordum.

Öpmek istiyordum.

Kafamı yastığa gömüp düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Tam o anda telefonuma bir mesaj gelmişti.

Magnus: Benden nefret etmeni yasaklıyorum. Hatta bunu söylemeni bile yasaklıyorum.

Mesajı okuduktan sonra birkaç dakika ne cevap vereceğimi düşündüm. Sonrasında hızlıca bir mesaj yazdım.

Nefret ettiğime şükretmelisin. Hiçbir şey hissetmemekten iyidir.

Yazdığım mesajdan memnun bir şekilde sırıtırken anında mesaj gelmişti.

Magnus: Belki de bu sefer camları sana sildirmem gerekiyordur. O zaman beynine biraz kan gider ve daha düzgün düşünebilirsin.

Yüzüme 'sıkıysa yap' gülüşü yerleştirip telefonu yana bıraktım. Sonrasında üstüme örtüyü çekip kendimi rahatça uykuya bırakmıştım.

....

Ertesi günüm tatildi bu yüzden öğlene kadar uyuma planı kurmuştum ama saat ona doğru kapının sesiyle uyanmak zorunda kalmıştım.

"Gerçekten mi Magnus?" Diyerek ayaklandım ve odadan çıktım. Hemen sonra dış kapıyı açtığım zaman Clary ve Jace'i kapının önünde görmüştüm.

"Kardeşim, biraz sende takılabilir miyiz?"

Ben Jace'e öylece bakarken Clary hızlıca açıklama yaptı.

"Takılmak derken... film filan izleyeceğiz. Yani... ben bir şekilde abime yalan söyleyip evden çıktım ama Jace'lere gitsem olmazdı. Burası daha güvenli geldi."

"Tamam geçin tabii." Dedikten sonra Clary önden geçmişti. Jace içeriye gireceği zaman onu durdurdum ve "Konuşalım mı?" Diyerek onu mutfağa doğru sürükledim.

"Jace sen delirdin mi? Ateşle oynadığının farkında mısın? Kızın kuzeni Magnus, babası Valentine, abisi Sebastian..."

"Evet biliyorum biliyorum ama sen de beni biliyorsun. Küçükken de ateşle oynamayı ve tehlikeyi çok severdim."

"Bu öyle basit bir şey değil, bu adamların şakası olmaz."

"Ben bu kızı bugün yatağa atmazsam rahat etmem. Takıntı yaptım resmen kızı. Bu arada senin odanda televizyon vardı dimi? Orada film izleriz. Sen de bir süre bizi rahatsız etme"

Göz kırpıp içeriye doğru yürümeye başladığı zaman arkasından akıllanmaz diye fısıldadım. Cidden kendine öldürtmeye bu kadar hevesli olmak zorunda mı?

Sonuç olarak onlar benim odama geçerken ben de salondaki televizyonda bir şeyler izlemeye başlamıştım.

Acaba olaya girdikleri zamanı anlar mıyım?

Of neleri düşünüyorum.

Kalkıp kendime bir kahve yapsam iyi olacak.

Mutfakta kendime ağır kafeinli bir kahve yaparken Jace hızlıca mutfağa dalmıştı.

Stuck in the DarkWhere stories live. Discover now