"İhtimal"

2.1K 181 280
                                    

"Alec? Alec bana bak iyi misin?"

Zoraki bir şekilde bakışlarımı ona çevirdim.

Bir katil ile aynı araçtaydım şuan..
Ve bu.. O kadar kötü hissettiriyor ki... Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.

Benim görevim neydi? Kimdim ben?
Magnus Bane'in korkak asistanı mı?
Yoksa FBI ajanı 002 mi? Önümde 001 olmam için koca bir boşluk açılmıştı işte neyi bekliyorum? Benim derdim ne?!

Onu kaybetmeye hazır değil miyim?
Ona görevimden vazgeçecek kadar mı değer veriyorum ben?

Peki kendime verdiğim değer? Peki ailem, hayallerim, kariyerim?

Her şeyimi onun için feda mı edecektim? Tamam etmeye hazırım diyelim peki ya sonrası? Magnus illa ki gerçeği öğrenecek.. O zaman beni de Lorenzo gibi öldürmeyeceğini nerden bileceğim?

Asla bilemezdim...

"Durdur arabayı."

"Ne?"

"SANA DURDUR ARABAYI DEDİM!"

"Alec sakin olur musun?"

"DURDUR ŞU SİKTİĞİMİN ARABASINI! DURDURSANA!!"

Magnus bir şey demeden arabayı durdurduğunda hızlıca dışarıya çıktım ve sinirle etrafımda birkaç tur atmaya başladım.

"Alec kurtulduk işte ondan. Sorun ne?"

"Sorun mu ne? SORUN MU NE? SORUN SENSİN!"

"Bak tamam alışkın değilsin. Biliyorum silahlardan da korkuyorsun.. Muhtemelen hayatında ilk defa bir cinayete tanıklık ettin ama ben buyum tamam mı? Bana ihanet eden beni sinirlendiren beni zorlayan kim varsa onu yok ederim. Bana bu öğretildi."

Dediği şeyle histerik bir kahkaha attım.

"Sorun tam olarak senin olduğun şey! Sen... O silahı ateşleyerek her şeyi mahvettin!"

"Mahvettiğim hiçbir şey yok. Ölmesi gereken bir orospu çocuğu vardı ve öldürdüm. Bu cinayetlere alışsan iyi edersin çünkü çok düşmanım var ve hepsini öldürmek istiyorum."

"Cinayetlere alışmak..." diyerek kahkaha attım.
"Cinayetlerle büyüdüm ben. Silahlarla.. Senin adını bile bilmediğin silahı ben koleksiyon diye duvarıma asıyorum gelmiş hala gördüğün ilk cinayet diyor."

Magnus'un kahkahası boş yolda yankılandı.

"Silah sesi sende kafa yapıyor galiba? Ne dediğinin farkında mısın sen?"

Birkaç saniye yüzüne baktım.

"Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun bile... Halbuki her şey ne kadar güzeldi... Biliyor musun bu hayata alışmaya başlamıştım. Yani asıl mesleğimden daha sakin bir hayat yaşıyordum. Birkaç basit emre uyup birkaç dosya düzenle... Her şey çok güzeldi.. Biz çok güzeldik biliyor musun?"

"Asıl meslek mi?"

"Bir saniye bile şüphelenmedin değil mi? Senin gözünde gerçekten silahtan ödü kopan, korkak, basit bir asistanım değil mi?"

"Neyden şüphelenmedim mi?"

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

"Her şey için özür dilerim. Sana bağlandığım için, sana değer verdiğim için.. Sana tüm bunları yaptığım için.. Lorenzo benim için hiçbir şey tamam mı? Hatta sevinmem gerekiyor.. Hem bir pislikten kurtuldum hem de.. Özgür olmam için bütün kapılar sonuna kadar açıldı."

Stuck in the DarkWhere stories live. Discover now