Sene 2012

86K 2.5K 453
                                    

Bölüm şarkısı: Müslüm Gürses - İtirazım var 

( YAŞAMADAN ÖLMEYE İTİRAZIM VAR)


Bu sır beni bitap düşürmüştü. Acıyla kıvranırken hiç kimseye sesimi çıkaramıyordum. Emir büyük yerdendi. Osman Bey sus demiş bende kelimelerimin kalbimin orta yerine gömmüştüm. Yana yana kül olurken Kartal'ın da yok olduğunu biliyordum. Onca acı ona sandığımdan daha ağır geliyordu. Zaten tükenmek bilmeyen acıları onu bu hale getirmemişti. Hastalığını doruklarda yaşaması da bu yüzden değil miydi?

Birleştirdiğim ellerimi biraz daha sıkarak bu acı girdabının içinde kaybolup gidiyordum ki yan odadan gelen patırdıyla yerimden sıçradım. Bu ses hemen Kartal'ın odasından geliyordu. Zaten Osman Bey torununu kontrol altında tutmak için beni odaya yerleştirmişti. Yerimden sıçradığım gibi korkuyla odadan fırlayıp hemen yan odaya koştum.

"Siktir!" Kartal yine kriz geçiriyordu. Yanına koşup nerden bulduğunu bilmediğim bıçağını almaya çalışırken aramızda boğuşma yaşandı. Kartal bırak lan diyor başka bir şey demiyordu. Bu hastalığın verdiği kriz de değildi. Bildiğin sinir krizi geçiriyordu.

"Kartal kendine gel..." Ne söylediysem beni dinlemedi bende kendine gelmesi için yumruğu çenesine geçirmiştim de daha fazla sinirlenerek elinden zorla aldığım bıçağı benden almıştı. Kartal bıçağı almaya çalışırken boğuşma esnasında kaşımda hissettiğim acıyla bir kez daha geçirdim. Bu defa bıçağı aldığım gibi yere pencereden aşağıya atmamla Osman Beyin ayaklarının dibine düşmesi bir oldu. Koru ordusuyla bana bakan Osman Beye hiçbir şey söylemeden kendini yaralayan Kartal'a baktım.

"Karta yüzün kanıyor hemen ilk yardım yapmalıyız..." Bana kor bir öfkeyle bakarken yakama yapışıp nende onu bırakmadığım için bir ton hareket yesem de umrumda değildi. Biz candan öte candık, o benim hiç olmayan kardeşimdi. "Yüzün kanıyor dedim lan bırak yardım edeyim..." Kartal kendini öldürüp bu ızdıraptan kurtulacağından dem vursa da ölmekle acılar son bulmuyordu.

Osman Bey bir heyecanla odaya girdiğinde bana kaybol demişti. Bende bana deli gibi sinirlenen Kartal'a son bir defa daha bakarak odadan çıktı. Kartal babasıyla kız kardeşini aynı gün bombalı saldıra da kaybetmişti. Biri hariç kaybetse de bu acıya dayanamayan annesinin intiharıyla tamamen yıkılmıştı. Osman Bey torunu için üstün çabalar içine girse de bunun bir tek ilacı vardı zaman...

Derdimiz bir tek bununla da ibaret değildi. Osman Bey yaşlılığından dolayı başa Kartal'ın geçmesini istiyordu fakat Kartal kesin dille Mafyacılık işim olmaz diyordu. Burada görev yine başa düşüyordu. Kartal'ı ikna etmem gerekiyordu çünkü İstanbul'un en güçlü adamlarının arasında bir sözleşmeye benzer yemin törenleri vardı. Bu gruptan çıkan bir üye olursa bunun sonu ölümdü. O kütükten silindiğiniz zaman dünya kütüğünden silinmek demek anlamına geliyordu.

Osman Beyin sözleri hâlâ kulağımda çınlıyordu... Ölüm diyordu ölüm!

Sabaha gözlerimi açtığımda gözlerim dünkü yaşananlardan sonra kocaman oluvermişti. Bu defa Raşit çizmeyi aşmıştı. Bende ona haddini bildirecektim. Yatağımdan fırlayarak odadan çıktım. Yan odaya gelip kapıyı açmamla duvara çarpması bir olmuştu.

"Kartal!" Uyuyan Raşit sesle birlikte yerinden sıçrayarak aban baktı.

"Korkma bu defa sinir krizi geçirmiyorum. Şimdi hemen kalk buradan bir an önce gidiyorsun."

"Nereye gideceğiz?"

"Ben değil sen bu evden gideceksin. Hem de hemen..."

"Sen iyi misin Kartal, ne gitmesinden bahsediyorsun?" Ben gayet kendimdeydim. O bu evden bir an önce gidecekti. Onu daha fazla yakınlarımda istemiyordum. Raşit ayağa kalktığında dolabını açıp valizini çıkardım. Yanımda geldiğindeyse bir kez daha bu evden gideceksin demiştim. Hayatımda hiç kimseyi istemiyordum

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now