Bölüm 38

14.1K 960 227
                                    

Mutlu Yuluğ  - Senden mene yar olmaz

Her felaketin iki ilacı vardır: zaman ve sessizlik.

Iyi olacak... Iyi olacaklar. Biliyorum  gayet  sağlıklı şekilde oradan çıkacaklar.... Bunun başka  yolu yok! "Kartal," adımı  işitmemlemle başımı  çevirdim. Doğan hızla yanımıza doğru  gelirken köşede durup ağlayan Hira  öne  atılarak  beline sarıldı.

"Iyi misiniz?" Başımı  olumsuz anlamda salarken Hira benim suçum  diyerek daha çok ağlamaya başladı. "Bu nasıl  oldu Kartal, sen karını  gerçekten vurdun mu?" Ellerim kırılsaydı da tetiğe basmasaydım.

Hira başını  kaldırıp  Doğan'a baktı. "Abi hepsi benim suçum... Biz... Biz sahilde yürüyoruduk önümden  geçen  iki adam bana güldü. Yüzüme bakıp alay  ederek güldüler... Kartal  Abimde çok  sinirlenip silahını  çekti... Sonra... Sonra yengem önüne atılınca silah patladı. Abi hepsi  benim suçum..." Doğan  kardeşinin alınana öpücük  bırakınca  tekrar sarmaladı.

"Ağlama  güzelim  sen ağlama  ben Kartal'ın yarım  bıraktığı işi tamamlayıp onların  nefesini keseceğim bir daha gülemsinler..." Hira  aninden ondan ayrılarak ikimize de gözü  yaşli bakti.

"Ne demek temizleyeceğim Kartal  abim öfkesine yenik düşünce  neler olduğunu  gördük. Hala karısı  içerde  yaşam  kalım  savaşı  veriyor. Sense ben hallderim diyorsun senin evinde  el kadar kızın var ya... Siz sinirlenince kafayı  mi yiyorsonuz? Neden sağlıklı  düşünme yetinizi kaybediyorsunuz? Her olayda kafasınıza göre  belinizdeki silaha sarılmazsınız böyle bir dünya yok."

Doğan bir kez daha Hira'ya sarılmıştı. Bana da elini uzatarak  omzumu sıktı.  Ağzımı açacak halim yokken polisleri görmemle  gerilmem bir oldu. "Doğan  git şunları  hallet, olayı  sorarlarsa  bilgimiz yok falan dersin. Ben Lina'nın iui olduğunu görmeden şuradan şuraya  gitmem. Gerekirse  burayı  yakar olay çıkartır yine de teslim olmam."

"Tamam, koçum sakin ol ben haldeceğim."

Doğan  giderken  Hira'da bana sarılarak  bir kez daha özür diledi. "Serçe  özür  dilemek yerine dua et..." Şuan yalnızca  duanın gücüne  ihtiyacım vardı. Gelen giden olmadığı  için  delirecektim

"Lina... Lina!" Sesten sonra Pelin'i gördüm. Yanımıza koşup  geldiğinde  nefes nefese kardeşini  sordu. Geriden sakin adımlarla Raşit  gelirken gözüm  kucağında tutuğu küçük kıza  gitmişti. Büyük  ihtimalle onlara korumalardan biri haber vermişti.  Korumalara bakacağım  sırada ablası kolumdan tutarak beni sarstı.

"Duymuyormusun be adam kardehim nasıl? Kardeşime  ne oldu? Yoksa  düşük  tehlikesi mi geçiyor? Susma söyle." Yine Raşit'e baktım. Korumalar  bilgi sızdırdıysa olayın nasıl  olduğunu  söylemiştir. Anlaşılan  karısina bilgi vermemişti.

Kapı aniden açıldığında  karım  dedim o ise sessiz olun diye uyarmıştı. "Karım  diyorum  size karım  nasıl?" Vicdana gelmiş  gibi  bana baktığında  ablası da kardeşimin  neyi var diye sordu. Benim  kaza eseri  kardeşini vurduğumu öğrenirse hemen polislere  ihbar eder bende içerde  kafayı  yerdim.

"Durumu  kritik  kan verebilirseniz çok iyi olur." Her ihtimale  karşılık  kan mı? "Ben ablasıyım kan gruplarımız aynı..." Hemşire  size yardımcı  olacak dediğinde Pelin bana kötü  bir bakış  atıp  gitmişti. Raşit de gitmeden önce iyi olacak demişti. Yine kederimle baş başa kaldırdığımda saniyeleri saymaya başladım.

Geçmiyordu. Lanet olsun ne saat ne de dakikalar geçmek  bilmiyordu. Herkes  başımıza yeniden üşüttüğünde doktor çıkarak  maskesini indirdi. Doktoru görmemle kendimi kötü  hissetsemde artık  bir haber almam gerekiyordu.

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now