Sevdin mi

15.1K 944 269
                                    

"Kartal!"

Kartal'a gelme derken odasından çıkmış mıydı? Tekerlekli sandalyeyle bana doğru yaklaşırken bende onlara doğru yürüdüm. Neden  yatağında kalmamıştı?

"Doğan abi neden Kartal'ı buraya getirdin? Yatıp dinlenmesi lazımdı."

"Adamlara beni de götüreceksiniz diye emir vermiş. Bende  bunu duyunca buraya getirmek zorunda kaldım."

Kartal'a kötü bir bakış atarak kolarimi göğsümde birleştirdim. "Bana hiç öyle  bakmayın. Tek kız kardeşim ameliyat olacak, elbette  onun yanında  yer alacağım." Abilik güzel şey olmalıydı, keşke  benim de bir ağabeyim olsaydı.

"Şansına küs canım, Hira biraz  önce  içeriye girdi." Doğan  başını çevirince  utandım. Altı  üstü o da lafın gelişi canım demiştim. "Şey yani saniyelerle kaçırdınız keşke  biraz daha erken gelseydiniz."

Doğan bana baktığında  "Sevgili kocan illa yürüyerek  gideceğim  demeseydi, kardeşimi girmeden önce görebilecektik. Ama neymiş  hiçkimse bir Karaosmanoğlu'na baş kaldirmazmış adımı öyle  oturturlar değil mi kardeşim." Demişti

'Sen bir Kozanoğlu'sun hatırlatmak isterim." Onlar kavgaya tutuşurken kapı  açılmışi. "Serçe!" Sedyeyle Hira çıkınca  yanina gittik.

"Sesleriniz içeriye  kadar geliyordu bende  sizi görmeden girmek istemedim."

"Iyi yapmışsın kardeşim bizde  seni göremedik diye üzülmüştük." Ben elini sıkarken  Kartal kardeşinin elinden öpmüş, Doğan da eğilerek  alnından öpmüştü. Hira'yi tekrar  içeriye  aldıklarında  bizi uzun bir süreç  beklediğinin farkındaydık.

"Lina sana Serçe bir şey söyledi mi? Kocasına neden haber vermemiş. Yoksa aralarında bir sorun mu var?" Iki kardeş gözlerini bana dikince arkadaki korunmalara baktım. Icinde tanıdikta yoktu ki... Keşke  eniştem burada olsaydı.

"Kartal sana bir soru  sordu, neden cevap vermekte  tereddüt ediyorsun?"

"Zebani gibi... Şey  öyle değil  yani demek istedim ki, Kardeşiniz Hira kocasına  yani Okan'a sürpriz yapmak istiyor. Yoksa neden haber  vermesin değil mi? Sizinki de laf..."Gülmeye  çalışarak başımı diğer  tarafa  çevirdim. "Ben şuraya otursam iyi olacak." Oturduğumda yerimde rahat edebilmek için hareket ettim durdum. Hala bana bakarlarken bana yenilmezleri hatırlattilar. Kartal'ın elinde kılıç  Doğan'ı  elinde kalkan varmış gibi düşününce  gülümsemem yayıldı.

"Kartal hadi seni odana götürelim."

"Olmaz yatmaktan bütün  kemiklerim sızlıyor. Ben günde altı saaten  fazla uyumaya  alışkın değilim. Beni pencere kenarına  götür hiç değilse dışarıya  bakar zaman öldürürüm."

"Emrin olur baba, hemen!" Ikisi  aynı anda cam kenarına giderek atışmaya devam ettiler. Onları  iki dost iki kardeş olarak görmek hoşuma gidiyordu. Kardeş olmasalar bir ipte iki cambaz oynamaz misali birbirlerini yiyip bitirilerdi. Kartal'ın  meşhur bir sözü vardı, Kartalllar kargalarla anlaşamazmış. Ona göre sevmediği herkes karga statüsündeydi.

Onları izlerken telefon çalmaya başladı. Çantamdan telefonu  çıkardığimda Okan yazıyordu. Hira telefonunu bana vermiş, Okan  ararsa aç demişti. Oysa ameliyattan önce  arayıp  öylesine  konuşmamış mıydı?

"Efendim,"

"Lina, sen misin?"

"Evet, Serçe  duşa girdi. Bende açmak istedim. Eğer  bir şey söyleyeceksen iletebilirim."

"Yok... Ben sonra ararım. Iyi günler."

Sana da dedikten sonra telefonu kapatmıştim ki, üstümde hissettiğim gözlerle birlikte başımı çevirip iki kardeşe baktım. Elimdeki telefonu kaldirarak "Okan aradı,merak etmesin diye ben açtım." Dediğimde güldüm.

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang