Serçe

15.7K 997 202
                                    

Nedense her güzel şey kısa ömürlü oluyor ve sanırım geriye, onları yaparken yaşadığımız güzel anların hatırası kalıyor sadece... #Tolkien

"

Bu defa elimden kurtulamayacaksın Raşit!"

Onun kuyruk acısını bulacaktım. Neden böyle yaptığını öğrenecektim. Elimi direksiyona vururken aradaki mesafeyi korumaya büyük gayret gösteriyordum. Akşam karanlığında fark edilmemek avantajımken arabasının şehir dışına çıkan yola girmesi kafamdaki soruları artırıyordu.

Aklıma tekrardan Raşit ile olan diyologumuz düştü. Ona Doğan'dan ilk bahsettiğimde kıskandığını düşünmüştüm. Sonuçlar çıktığında ise olaylara karşı nötrdü. Asıl bomba ondan şüphe duymami sağlayan onu takip etmeme neden olan şey kardeşimimin yaşıyor olma ihtimaliydi. Raşit'te kız kardeşim Serçe hakkında bir araştırma yap derken rengi kaçmış yaşama ihtimalini dile getirdiğimdeyse epey bocalamıştı.

Onun her ay bir yerlere gitiğini elbet biliyordum. Her ay bir günlüğüne ortadan kaybolurdu. Bunu önceleri hayatında biri var anlamında yorumlardım fakat artık evliydi. Evli olmasına rağmen yalnızca bu ay iki defa gözden kayboldu. Bu da onun üçüncü kaçışıydı.

"Neymiş Raşit Efendi çekirge bir zıplar iki zıplar üçüncü de alabora!"

Telefon çalınca Lina olduğu için mecburen açarak işimin uzadığinı söyleyerek telefonumu kapattım. Aksi takdirde soru yağmuruna tutacaktı.

Sanki üstümde kara bulutlar dolaşıyor gibiydi. Bu sene 2020 bana o denli uğursuz gelmişti ki sene sonuna gelmemize rağmen hâlâ üstümde uğursuzluklar vardı. Lafta 2021 de ameliyat olacaktım. Evlenmem Doğan'in ortaya çıkması Raşit'in esrarengiz olayları elimi kolumu bağlıyordu. Her şeyi geçtim Lina'nın gecen gün kötülenmesi beni gerçekten hırpalamıştı. Böyle giderse ameliyat yalan olacaktı.

Sonunda... Raşit çiftliği giriş yaptığında biraz köşede durdum. Hayatında biri olabilir miydi? Benden gizlediği ailesi yahut çocuğu olabilir miydi? Ne yapıyorsa onu uyandırmamak adına arabayı kenara çekerek indim. Kapıda güvenlik görevlisi vardı. Kapıya yaklaştığım da Mustafa'yi görmemle bağırmam bir oldu.

"Mustafa hemen!" Beni görünce hayatının büyük şokunu yaşamış gibi afallasa da bir kez daha Mustafa dediğimde koşarak kapıyı açtı. "Yürü bana yol göster." Arkamda duran adama baktığında ona döndüm.

"Eğer geceyi sağ geçirmek istiyorsan sesin soluğun çıkmasın." Emredersiniz Kartal Bey dediğinde Mustafa'ya baktım. "Önce Raşit sonra sıra sana gelecek...Yürü!" Burada bir şeyler döndüğünde eminimdim ve dönen şey her ne ise bunu zerre sevmemiştim Mustafa korku içinde arkasına baka baka kapıya kadar gelip içerdeler, diyerek bana kapıyı açtı.

Ona ölümcül bir bakış attığımda "Mustafa sana içeriye girmemen..."diyen Raşit beni görmesiyle birinin hareketini fark ettim. Kim olduğunu görmediğim bir beden perdenin arkasina saklanmışti. O taraf karanlıkta olduğu için kim olduğunu seçemedim.

"Kartal!"

"Yolun sonu göründü Raşit efendi..." Silahtan korkacağını bilsem tereddüt etmezdim de onu kurşuna dizsem de bana mısın demezdi. Neden odanın loş ışık olduğuna anlam veremesem de yemek masasına ilerledim. Masada tek kişilik bir masa kuruluydu. Raşit'e tekrar baktığımda beti benzi atmış bir gözü de perdenin arkasındaydı.

Aklıma gelen şeyle silahımi çekerek namulusunu perdeye doğru yönelttim fakat Raşit saniyesin öne atlayarak "Sakın... sakın sonradan pişman olacağın bir şey yapma." Demişti.

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now