Bölüm 16

33.4K 2.1K 174
                                    

   "Yeter artık Lina, ağlamaktan helak oldun."

İçim acıyordu nasıl ağlamazdım. Yarın sevdiğim adam başka bir kızla gözümün önünde sözlenecekti. İstemeye gittiklerinde içim bu kadar yanmamıştı. "İçim acıyor abla kalbime söz geçiremiyorum. Olmaz diyorum o bir hayal diyorum ama kalp işte bu dinlemiyor."

"Ah be güzelim. Bende zamanında Tuna'yı çok sevdim sandım. Sonra ne oldu sevgi tek başına yetmedi. Sevgi tek başına sevilmeye yetmiyor. Artık kendine eziyet etmeyi kes, senin halini görünce bende perişan oluyorum kalbim sızlıyor..."

"Abla kalp laf söz dinliyor mu sanıyorsun, aklıma ondan nefret edebilmek için en kötü anını getirmeye çalışıyorum ama yok işte bu yaparken kalbime daha çok işliyor. Abla ben yarın bu acıya nasıl katlanacağım."

"Gidelim Lina, bu evden gidelim. Buraya geleli iki haftayı geçti ama biz hala buradayız. İkimiz gizli saklı gider izimizi de kaybettiririz."

"Göz görmeyince kalp bu acıya katlanır mı sanıyorsun. Hem seninle bu konuyu defalarca konuştuk. Öylece aklıma estiği gibi çekip gidemem benim iş sözleşmem var. Birde senin tehditkar kocan var. Abla zaten ben buraya gelmeyi senin kabul etmişken öylece kafama göre hareket edemem."

"Ne yapalım Lina, burada kalıp sen aşk acısı çekmeni mi seyredelim. Sen beni düşünme ben başımın çaresine bakarım. Sen gidelim dersen yarın sabah erkenden gitmeye hazırım."

"Peki, evden öylece elimizi kolumuzu sallayarak gidebileceğimizi mi sanıyorsun? Dışarıda koruma ordusu var. Konu bahis be bile olsan Kartal ve Raşit Beyden izinsiz kuş uçmaz. Kapıya ulaştığımız anda haber verirler o zaman onlara ne söyleyeceğiz? Kusura bakmayın siz bize evinizin kapılarını açtınız yedirdiniz içirdiniz yetmedi koruyup kolladınız bizde kaçıyor muyuz? Yoksa patronuma size aşık oldum da aşk acıma katlanamıyorum bu yüzden mi kaçıyoruz diyelim."

"Of Lina, hiçbir şeye gelmiyorsun. İyi sen bilirsin aşk acınla seni baş başa bırakıyorum. Sende sevdiğin adam sözlenirken tepsiyi tutarsın oldu mu?" Ablam yatağımda çıkınca "Bunaldım. Hava almak içi dışarıya çıkıyorum. Aysima ağlarsa haber verirsin." Demişti. Biliyor ben senin hava almalarını. Her akşam salıncağa gidiyorsun ne tesadüftür ki her akşam tam da o saate Raşit Bey de bahçeye çıkıyor sizde oturup sohbet ediyorsunuz.

"Tamam, ablacığım sen çıkıp havanı al." Ablam gözünü kısa da eliyle bana öpücük göndererek odadan çıkmıştı. Bende yatağımdan çıkarak aynanın karşısına geçtim. Elim yüzüm mosmor olmuş gözlerimin içi de kızarmıştı. En son yine böyle kız istemeye gittiklerinde ağlamıştım da sabahında beni gören Raşit Bey neden ağladın diye sormuş Kartal ise gözlerimin içine bakmıştı. Temiz hava alıp kendime gelmek için pencereyi açıp dışarıya baktım.

Ablam ve Raşit Beyi yine salıncakta gördüğümde dudaklarım yukarıya kıvrılmıştı. Hiç değilse ablam mutluydu. Gülümseyerek eve doğru baktığımda benden tarafa bakan Kartal'ı gördüm. Ellerini göğsünde birleştirmiş bana bakıyordu. İçimden sanki ılık bir şey akıp giderken elim ayağıma dolaşarak pencereyi kapatıp içeriye kaçtım. Yatağıma bağdaş kurup oturduğumda elimi kalbimin üstüne koymuştum.

"Aptalsın neden kaçıyorsun?" Yatağa yan yatarak gözlerimi kapattım ama bu gece yine bana uyku yoktu. Aradan bir saat geçti geçmedi yine kapım açıldı. İçeriye giren abla yatağıma oturarak yüzüme baktı.

"Sana inanamıyorum Lina, hala ağlıyor musun?"

"Ağlamıyorum gözyaşlarım benden izinsiz süzülüyor."

"Neyse ne bak sana ne söyleyeceğim. Raşit yarın bir yemek firmasıyla anlaştığını bütün ikramların görevliler tarafından yapılacağını istersen senin yarın akşam hazırlık için mutfağa girmek zorunda kalmayacağını söyledi."

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now