Bölüm 50

17K 951 239
                                    

Karımın güzel adını fısıldarken uyuşan kolumu çekmeye çalıştım. Kolumun üstünde uyuduğunu fark ettiğim an kolumu çekiştirmekten vazgeçtim. Uzanıp gece lambasını yaktığımda nasıl güzel uyuduğunu görünce kıyamadım. Yüzümde aptal bir gülümsemeyle başımı tekrar yastığa bıraktım.

Pencereden sızın ışık hazneleri günün ağardığının işaretiydi. Başımı çevirip karımın güzel yüzüne bir daha baktım. Bu kadar güzel olduğu kadar masum olan yüz bana ait olamazdı. Onun gerçekleştiğini ölçmek için parmağımı küçük burnuna götürdüm. Gerçekti galiba benim tek gerçeğimdi. Alnına uzanıp dudağımı bastırdım. Küçük bir buseyle geri çekildiğimde gözlerim karnına gitmişti.

Ben her şeyi mahvetmiş olmasaydım belki de şuan bebeğimiz orada olacaktı. Elimi karnına götürdüğümde orada olmasını hayal ettim. Orada bir yerlerde olmasını ve bana tepki vermesini hayal ettim... Olmadı... Beklememe rağmen bir diye hayal etmeme rağmen olmadı. Bende yerimde hafif doğrularak karımın başını yastığa koydum. Uyuşan kolumu kendime çekip sıvazladiktan sonra ayağa kalkarak etrafıma baktım.

Bugün büyük gündü... Belki bu yüzden uykumdan uyanmıştım... İşlerin yoğunluğu aklıma gelince üstümdekilerden kurtulup banyoya girdim. Kısa süren duştan sonra buharlaşan aynada kendime baktım. Bu kadın bana ait ne varsa kusursuzlaştırıyordu. Ilk önce yara izime dokundum. Oradan da elimi yeni çıkan saçlarıma götürdüm. Dikiş izlerim eskisi gibi görünmüyordu. Aynaya bakmaya devam edersen Lina'nın göremediği kusurları çoğaltacaktım.

Banyoda kurulandiktan sonra odaya geçtim. Lina hâlâ bıraktığım pozisyonda uyuyordu. Ona kısa bir an baktiktan sonra giyinme odasına geçerek bugün için en şık takımımı giydim. Giyinme odasından çıkacağım sırada gözüme Lina'nın hediye ettiği saat ilişti. Bugüne özel olsun diye kolumdakini çıkartarak karımın hediyesini taktım.

Bakalım bugün neler olacaktı... Odaya geçince karımın yanına oturarak dudaklarına küçük olmayan bir öpücük bıraktım. Lina aninda Kartal ya diyerek arkasını dönmüştü. "Sevgilim kahvaltıya misafirlerimiz gelecek yoksa uyanmayı düşünmüyor musun?" Ne misafiri yalan söyleme dediğinde "Ben ve yalan öyle mi?"diye sordum.

"Kartal çok uykum var eğer gece uslu dursaydın bu kadar yorumlayacaktım. O yüzden git ve kahvaltıyı sen hazırla." Pekâlâ, sen kaşındın... "Olur sevgilim gidip size omlet yapacağım..." Yataktan kalktığımda anda gitmemem için koluma yapıştı.

"Sakın! Sakın öyle bir şey yapma. Ben şimdi kalkıp hazirlarim." Karımı saniyeler içinde uyandırmak güzeldi. Eğilip bir kez daha öptüm. "Bende öyle düşünmüştüm. Önce duşa gir ve aşağıya in." Duşa sonra girerim dese de şimdi gir kokuyorsun dediğimde eğilip geceliğini kokladı "Ben kokuyorsun..." diye düzeltme yaptığım yastığı çoktan yemiştim.

Lina arkamdan söylenirken hızla aşağıya inerek Raşit'i aradım. Bana kahvaltı yaptıklarını, evden çıkmak için benden haber bekleyeceklerini söylemişti. Bunun üzerine Doğan'i arayıp geliyor musunuz diye sordum fakat sevgili abiminden küfür yemiştim.

"Bir abi olmak kolay değil, hemen uyanıp geliyorsunuz..." Doğan söylenerek tamam demişti. Telefonu kapatarak dışarıya çıktım. Cezmi'yi yanıma çağırdığımda ne yapması gerektiğini üstüne basarak söylemiştim.

"En ufak kusur istemiyorum Cezmi, bütün sorumluluk sende. Ben gelebilirsiniz demeden gelmek yok."

"Merak etmeyin elimden gelenim en fazlasını yapacağım." Elimle omzuna vurarak sana güveniyorum demiştim. Saate baktığımda henüz saat sekizdi. Biraz zaman geçsin diye arızanın yanına geldim.

"Arıza sana da bir gelin alalım mı? Burada oğlunla sıkılıyor olmalısın." Arıza onaylar gibi havladıginda gülmüştüm. Lina olsaydı siz bütün erkekler aynısınız derdi. Karımın tabiriyle Bozuk paçalarımı dişleyerek çekiştiriyordu. "Ne yapıyorsun Bozuk, bırak beni." Boyuna bakmadan bana diş geçiyordu. "Tasmanın ipini kısaltmamı istemiyorsan bırak." Ne o beni bıraktı ne de ben ondan kurtulmaya çalışmaktan vazgeçtim.

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now