Bölüm 8

35.2K 2K 182
                                    

"Raşit!" Hangi cehenneme kayboldun neden sana bir türlü ulaşamıyorum... "Lina!" Neden bu lanet evde hiç kimse yoktu. Sinirle eve girdiğimde bir kez daha Raşit'i aradım. Bu onu onuncu kez arayışımdı. Hiç böyle yapmazdı illa ki arar sorardı. Merakım arşa çıkınca Mustafa'yı aradım.

"Nerdesiniz?" Karşı taraf telefonu açtığı anda bağırdım. Raşit'in adamları da yoktu.

"Kartal Bey biz Lina Hanımın evindeyiz az önce geldik..."

"Raşit orada mı o kızın evinde... Tamam, Raşit'e git söyle telefonuna baksın yoksa kendine yeni telefon almak zorunda kalacak." Sinirle telefonu kapattığımda elimi başıma götürdüm. Ben onu merak ederken o zevki sefa sürüyordu. Hayır, siz hangi ara kaynatınız ne oluyor

"Sen buraya geleceksin Raşit Efendi ben sana sormaz mıyım?" Sinirle yukarıya çıkacaktım ki kurulu masayı gördüm. İki kişilik kahvaltı masası duruyordu. Artık nasıl bir aceleyle evden çıktıysalar Lina Hanım burayı kaldırmak aklına dahi gelmemişti. "Ama sen dur, önce Raşit sonra sen ikinize de soracağım..." Hızla yukarıya çıktığımda aptal takımlardan kurtuldum. Ben adamın başına ne geldi diye merak ederken adamın yaptıklarına bak...

Bir hışımla üstümü çıkardığımda soğuk duşa girdim. Duşa biraz rahatlamamı sağlasa da sinirim yatışmamıştı. Duştan çıktığımda her zaman yaptığım şeyi yaparak aynanın karşınsa geçip benliğimi hatırlamaya çalıştım. Sol yüzümdeki hemen kaşımın altından başlayıp elmacık kemiklerime kadar uzanan yara izime dokunarak derin bir iç çektim.

"Geçmişimin acı izi... Sen burada baki olarak kalacaksın. Yüzümdeki bu derin yara hiçbir zaman kaybolmayacak... Her insanın bakıp ürktüğü ikinci defa bakmaya tenezzül etmediği derin yaram. Bu yara izi bana hiç uğur getirmemişti. Zaten bana bakıp çekinen insanlar yara izimle daha çok ürküyorlardı. Esmerliğim çoğu yerde kurtarıcım olsa da kadınlar için bir kaçış irkilme sebebiydi. Yara izime insanlar zamanla alışıp benimse de hiç kimse hastalığıma alışamazdı.

Yüzüme bakıp içimi daha fazla karartmamak adına banyodan çıkıp üstümü giyindim. Kendime kahve yapmak için aşağıya ineceğim sırada aile resmimizin hemen önünde durdum. "Dede yıllarca bizi bir arada tutmak için elinden gelenin en fazlasını yaptın. Atalarımızın arasında yaptığı yeminin bizi ne hale düşürdüğünü görüyor musun? Kurtluğun kanuna göre süreden ayrılan katledilirdi. Babam ayrılmak istedi öldü sen ayrılmak istedin kalbin dayanmadı. Annem kızı ve kocasının acısına daha fazla dayanamayarak intihar etti. Yeminim olsun eğer Raşit ağabeylik yapıp beni dizginlemeseydi. Soyumuz kuruyacaktı. Sana söz veriyorum bir gün sözlerini yerine getirecek ve yalnızca senin için o kızla evleneceğim..."

Konuşmaya devam ederken kapının örtülme sesini duymuştum. Duyduğum seslerle birlikte merdivenleri birer ikişer arşınlaşarak soluğu aşağıda aldım. Raşit'i gördüğümdeyse öfkeyle üstüne yürüyerek "Nerdensin lan sen hangi cehenneme kayboldun. Neden aradığımda sana ulaşamıyorum. Neden?" Ben konuşurken hiç oralı değildi. "Oturalım mı anlatacaklarım uzun..."

"Öyle mi uzun... Peki, şuradan başlayalım mı?" Arkamı döndüğüm gibi masanın örtüsünü tutarak üstündekilerle birlikte alaşağı ettim. "Evet, başla kahvaltıdan sonra gecenin bu saatine kadar ne yaptınız?" Sinirim ne yaptığına değildi kısa bir süreliğine dahi olsun başına bir şey geldiği içindi.

"Kartal nende böyle yaptığını bilsem de geç otur anlatacaklarım önemli..." İyi diyerek söylediğini yapıp oturarak ayak ayaküstüne atıp elimi çeneme götürdüm. Raşit de bütün olanları en baştan özet olarak anlatmıştı. Kadının başına gelenleri üzülsem de en azından yolda beni haberdar edebilirdi.

"Neden bana haber vermedin neden tek başına gidiyorsun? Hangi en küçük olayda ayrılık yoktu. Orada ki sana zarar verseydi ne yapacaktın? Sırf kadının küçük bir kızı var diye başına buyruk hareket edemezsin."

" Oğlum sana anneme benzettim dedim. Bende annemi kaybettiğimde küçücük bir çocuktum. Aysima'yı görsen o kadar tatlı ve şirin bir kız ki bana ha verirsin." Yine de oraya neden gittiğinde takılıydım. Onlarca adam vardı, haber verirdi gider kadını alıp gelirlerdi. "Yaptığım şeye kızmadığını iyi biliyorum. Sen neden haber vermediğimde takılısın da ben seni de biliyordum. Benimle gelsen oralarda felaket estirirdin. Lan kızın yardıma ihtiyacı vardı. Lina tek başına gitseydi olacakları düşünebiliyor musun?"

"İyi ne diyeyim Reşat, şu saatten sonra sana ne desem boş. Sen böyle başına buyruk hareket etmeye devam et..."Reşat halime gülünce elimle ensemi kaşıdım o kızda ne vardı anlamıyorum. "Bu arada Lina'ya yarın için izin verdim."

"Ne? Neden izin verdin? Reşat sen ne yapmaya çalışıyorsun? Bana sormadan aklına göre neden kararlar alıyorsun? Kızın ablası kötü diye ona izin vermek akıl karı mı?"

"Oğlum ablası çok korkmuş yanında kalsın diye izin verdim. Keyfime göre değil."

"Lan sen bu kızı düzenli beslenelim diye eve sokmadın mı? Bak etrafına hizmetli bir kadın görüyor musun? Benim kadınlardan nefret ettiğimi uzun süre evime mesken tutmalarından haz etmediğimi en iyi sen biliyorsun? O kızı sırf sen getirdin diye sırf sen istedin diye izin verdim. Peki, sen ne yapıyorsun kıza ev tutuyorsun? Sen hayırdır Raşit, nende ilk günden itibaren bu kıza çok tolerans gösteriyorsun, bilmediğim bir şey mi var?"

Neden bu kadar delirdim bilmiyorum ama arkamdan gizli saklı iş çevrilmesinden nefret ediyordum. "Oğlum kız benden kaç yaş küçük olsa olsa senin dengin olur. Benden ona ancak ağabey olur. Aklını aptal saptal kurgularla doldurma." Yüzüne kıza bir süre baktım. Öyle düşündüğü aşikardı, yoksa bana söylerdi.

"O kızı ara yarın sabah gelsin şurayı toplasın... Bakma öyle o kız yarın işe gelmezse yeminim olsun onu kovarım." Sen ciddi misin diye sorduğunda evet, dedim. Gayet ciddiydim. "Bu kıza çok yüz verdik Raşit, bu kız yalnızca evimizde aşçı... O kızı sırf düzenli ve sağlıklı beslenelim diye aldık yoksa evimde kadın görmeye hiç meraklı değilim... Sana diyorum ara o kız yoksa yarın kendime erkek bir aşçı bulurum."

"Sana da inadına da..." Raşit söylenerek o kızı aramış kendince bazı nedenler öne sürerek yarın sabah gelmesini söylemişti. Telefonu kapatıncaysa oldu mu gelecek diye sormuştu.

"Hayır, olmadı. Madem aşçımıza izin verdin ben açım kalk da bize yemek hazırla..." Raşit küfür ederek ayağa kalktı. Bende onun ardından gülümseyerek kalmıştım. Sinirlendiğimde onu da ayar etmeyi çok seviyordum. Onun peşi sıra mutfağa girdiğimde elime elma alarak sandalyeyi çekip oturdum. Raşit'in menüsünü de biliyorduk, menemen... Bazı geceler yapar bizde gömülürdük. Tam da tahmin ettiğim gibi menemen yapmaya koyulurken ihaleyi sordu.

"Siktiğimin şerefsizleri kesin ihaleye hile karıştırdılar aksi takdirde bu ihale bendeydi. Ama bende Kartal isem peşini asla bırakmam..."

"Şimdi anlaşıldı senin kuyruk acın... Şimdiden Lina'ya acıyorum kesin yarın canına okuyacaksın."

"Ha şunu bileydin..." Bunu içimden söylemek yerine dışımdan söylesem de takılmadım. Raşit menemen yaparken konuşmaya devam ettik. Ona ihalenin detaylarını anlatmıştım. Bir daha aynı hatalara düşmemek için kendimize dipnot alıyordum.








  
        Zamana bırak dediler, bende öyle yaptım. Gün, hafta, ay, yıl derken sadece şunu anladım eskiyor, ama eksilmiyor kalp ağrısı.






YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now