Müştemilat

36.5K 2.1K 325
                                    

Başka yolun olmadığını çok iyi biliyordum. Biliyordum bilmesine de bu neyi değiştirecekti. Kardeşimle yaşıt olan o kızla nasıl olur da evlenirdim. Bu kurallar artık çığırından çıkmıştı. Öyle olmasa babamı kaybetmezdim. Yalnızca ben değil, bu uğurda Alkoçoğulları da babalarını kaybetmişti. Geriye yalnız Kemal ve Metin müttefiki kalmıştı. Dedeoğlu da kızını onlara vererek karşı tarafa geçmiş böylelikle yalnız kalmıştım.

Raşit telefonunu kapattığı anda son durumu sordum. "Adamlar hazır Kemal'in şirketten çıkmasını bekleyecekler. Sen bu konuda emin misin?" Elbette emindim. Eğer altta kalırsak bir sonra ki hamlesi daha ağır olurdu.

"Adam evime geliyor gidişinin ardından dakikalar dahi geçmeden adamlarım yoğun bir ateş altında kalıyor. Ben düşmanımı da dostumu da çok iyi bilirim Reşat, bu adam durmayacak ben kızını alsam dahi müttefiki Metin asla durmaz. Eğer bir kez altta kalacak olursak yenildik demektir. Tam da söylediğim gibi adamlar hazır olsun."

"Bu konuyu hallettik diyelim Lina ne olacak. Kızı gözüne kestirdiğini söyledin. Bu kız evden çıktığı an peşine birileri takılırsa ne olacak? Hayır, onu geçtim evde küçük bir çocuk ve ablası var bu duruma el atmamız gerekiyor hem de acil olarak..."

"Aklında ne varsa onu sil Reşat, evimde yabancı kadınları görmek istemiyorum. Kız kardeşim sonra da annem... Ben ikisinden sonra bu eve hiçbir kadını yakıştıramıyorum. O kızı da sırf senin hatrına işe aldım."

Raşit arkama bakıp kolumdan tutarak sessizce konuşmaya başladı. "O kız artık ailemizden biri gibi oldu. Sende biliyorsun ki bu eve ondan daha masum ve temiz bir kız bulmayız. Ben buraya getirip onay verdiysem sende inandığın için burada çalışmasına izin verdin. Bak Kartal eğri oturup doğru konuşalım. Şu iki hafta önemli sırf sen onun isteği yönünde karar ver diye bile bu kıza ve ailesine zarar verebilir. Sana kızı evde besleyelim demeyelim. Hatırlarsan eskinden bu evde ona yakın hizmetli vardı. Bir aile de müştemilatta kalıyordu."

"Bir saniye sen yalnızca Lina için konuşmuyorsun olaya ablasını da katıyorsun..."

"Kartal kızı evinden alıp bu şehre ben getirdim. Kıza her türlü güvenliğinizi sağlayacağım diye de söz verdim. Bırak adam gönderelim ablasıyla yeğeni de gelip müştemilatta kalsın. Yok, istemez dersen adamı ara iki hafta sonra açıklamak yerine kararını verdiğini yarın da istemeye gideceğimizi söyle..."

"Bazen senin bütün kemiklerini kırmak istiyorum. Pekala, söyle ablasını alıp gelsinler... Yalnız saat sekizden sonra onları ayakaltında görmek istemiyorum. Ablası müştemilatta çıkmayacak Lina da işi yokken ayakaltında görünmeyecek."

Raşit tamam derken telefon çalmıştı. Konuşmayı kısa kesip işin halledildiğini söyledi "İyi bu korku onlara şimdilik yetmiştir. Yine de sen şirketteki adamımıza söyle gözünü dört açsın. Onlar sürekli takip altında tutmamız gerekiyor."

"Tamam, ben onu halledeceğim. Şimdi gitmem lazım." Nereye, diye sorduğumda Lina'nın ablasını bizzat alıp geleceğini söyledi. "Sen hayırdır bu ne ilgi?" diye sorsam da oralı olmadan gitmiş bende aralık kapıdan içeriye bakmıştım. Raşit adamlarıyla birlikte yolu koyulunca içeriye girerek kapıyı kapattım.

Lina hala bıraktığım gibi yatıyordu. Yanına gittiğimde titremese de iç çekerek ağladığını fark ettim. "Biraz daha iyi misin?" Varlığımı fark eden Lina'nın bilinci yerine gelmiş olmalıydı ki yerinde doğrularak üstündeki örtüye sarılıp dizlerini kendine doğru çekti. Bende bunun üzerine bir bardak su doldurarak içmesi için ona uzattım.

"Bir an önce kendine gelsen iyi edersen birazdan buraya ablan gelecek seni böyle görünce korkabilir."

Lina kaşlarını kaldırıp bana bakınca gözyaşları durmuş, normaline dönmüştü. "Ablam mı? Neden ama neden buraya geliyor yoksa..."

"Sakin ol güvenliğiniz için buraya getirme kararı aldık. İki hafta boyunca misafirimiz olacaksınız..." Lina hayır, diyerek ayağa kalkmaya çalışmış kalmasıyla da dengesini kaybetmesi bir olmuştu. Anında öne atılıp kolundan tutsam da yerine oturup iyiyim demişti. "Mazeret kabul etmiyoruz Lina, bu senin ve ailenin güvenliği için şart, bugün buraya gelen o adamın bakışlarını fark etmediğini söyleyemezsin. Onun gibi adamlar her zaman halkanın en zayıfını seçerler..."

"Bu halkanın en zayıfı ben miyim? Kartal Bey ben yalnızca sizin çalışanınızım daha fazlası değil."

"Bunu benden biliyorum Lina, bu yüzden misafirimiz olarak değil çalışanımız olarak müştemilatta kalacaksınız..." Lina tuhaf bakışlar atarken telefonum çalmaya başladı arayanın Kemal olduğunu görünce "Sen dinlen hemen geri döneceğim..." diyerek yanından hızla ayrılıp darmaduman olmuş mutfağa girdim.

"Dinliyorum..."

"İki hafta yalnızca iki hafta Kozanoğlu, sana son bir şans tanıyorum. Aksi takdirde kefenini hazırla..."

Telefon yüzüme kapanın acı bir gülüş atmıştım. Şuan dedem ya da babam burada olsaydı seni ve aileni büyük bir zevkle kuruşuna dizebilirdim Güleçoğlu... Elimdeki telefonu sıkarak mutfaktan çıkıp çalışma odasına gelerek kapıyı çarptım. Kitaplığı itip gizli bölümdeki kasaya ulaşarak şifreyle kasayı açmıştım. Dosyalar arasından tarihi eser niteliğindeki olan kağıt parçasını elime almıştım. Beş adamın delicesine kanlarıyla imzaladığı kağıt parçası şuan hayatımı mahvediyordu. O an gözüm satırlara gitti. "Kara Mehmet... Büyük büyükbabam... Şuan ki durumumu görseydin bu kağıda parmak basabilir miydin? Kanından olanlar helak oldu. Geriye yalnızca ben kaldım. Ben evlenip çocuk sahibi olmazsam soyun kuruyacak..."

Sinirle aldığım yere özenle koymuştum. Çünkü bunun başka bir örneği yoktu. Günümüze kadar yalnızca bir tek bu ulaşabilmişti. Orijinalı yalnızca her zaman en üste olanda bulunur diğerlerinde yalnızca kopyası yer alırdı. O an aklıma güzel bir plan geldi. Zamanı geldiğinde açıklayacaktım. Hızla kasayı kapatarak kitaplığı da önüne çekip odadan çıktım.

Salona girdiğimde hala Lina uzanıyordu. Bende onu rahatsız etmemek adına odama çıkarak terlediğim gömleğimi çıkartarak yerine siyah bir gömlek giymiştim. İşittiğim araba sesiyle pencere kenarına giderek dışarıya baktım. Bu Raşit'in arabasıydı. Raşit inip arka kapıyı açmış daha sonra da kucağına küçük bir kız almıştı. Kız sanki tanıyormuşcasına bizimkinin boynuna kollarını dolamıştı. Hemen ardından arabadan güzel bir kadın inmişti. Kadın Lina'dan daha uzun ve biraz daha sarışındı. Küçük kızın kıvırcık saçları nedense o an hoşuma gitti. Onu sevimli kılıyordu.

"Şimdi kuyruk acın belli oldu Raşit Efendi..."

Zaman kaybetmeden aşağıya inmiştim. Lina ve ablası kapıda sarılırken ablası sorular sorup duruyordu. Beni merdivenlerde görünce ise soruları son bulmuş kardeşinden ayrılarak bana bakmıştı. "Anye öcü..." Küçük kızın beni görüp ağlamasıyla birlikte bütün sinirlerim geriliverdi.

"Hoş geldiniz..." Kızını kucağına alan kadın hoş geldin dediği sırada Lina da mahcup şekilde bana bakmıştı. Bu duruma alışık olduğumdan olsa gerek yüz hatlarımı daha fazla germeden Raşit'e baktım.

"Raşit, misafirlerimizi kalacakları eve götür, Lina'nın dinlenmesi gerekiyor."

"Haklısın. Şöyle buyurun sizi kalacağınız eve götüreceğim."

"Kartal Bey her şey için teşekkür ederim. Sağ olsun."

"Sorun değil Lina,söylediğim gibi bugün dinlen yarın sabah işine kaldığın yerden devam edersin."









SESSİZCE GÖNLÜME TAHT KURANLAR, HAYATIMDAN SESSİZCE GELİP GEÇTİLER...


instagram: sldakser






YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now