Sözümüz var

34.5K 2.1K 237
                                    

İzin vermem demişti. Bunu nasıl yapacaktı. Ben biraz daha burada kalırsam boğulup ölürdüm. Kartal elimden tutarak gözlerimin içine baktı. Bense duvarlar üstüme geliyormuşçasına boğuluyordum. "Bana bak Lina, gözlerimin içine bak. Burada çok uzun süre kalmayacağız. Rahatsızlığımı bildikleri illa kontrole geleceklerdir." Rahatsızlık mı? Ona odaklanabilseydim ne rahatsızlığı hasta mısın diye sorabilirdim. Ellerimden tutan Kartal etrafına bakarak beni çekiştirerek oturmamı söyledi.

"Sakin ol güzel şeyler düşün sanki burada değiliz gibi." Öyle söylese de ben yalnızca dört duvara kilitliydim. Sanki doğuruyordum da derin derin nefesler alıyordum. Kan beynime toplandığını hissedince vücut ısımın arttığını fark ettim. Ben etrafıma bakınırken Kartal avuç içleriyle yüzümü avuçlayarak yüzüne bakmam için beni sabitledi.

"Özür dilerim. Bugün o lanet anahtarı yerinden almamalıydım. Her zaman yerinde duran anahtarı almamalıydım. Beni duyuyor musun özür dilerim." Başımı olumlu anlamda sallarken bu defa da gözlerimle etrafıma bakmaya çalıştım. "Lina konuş." Tabi ya konuşmak ben bunu nasıl unuturdum.

"İyi- iyiyim." Sonunda iyiyim diyebilmiştim. Kartal titrediğimi fark etmeliydi ki beni göğsüne çekerek sarmaladı. Yüzümü göğsüne dayadığımda karanlığa bürünmüştüm. "Gelecekler merak etme birazdan birileri gelip bizi bu delikten çıkaracaklar..." Nefesimin daraldığını hissedince yüzümü ondan ayırarak bu defa ağzımdan nefes almaya başladım.

"Hava-hava azaldı. Nefes alamıyorum." Elim yüreğimde konuşurken hiç beklemediğim anda dudaklarını dudaklarıma bastırarak nefesimi kesmişti. Bu defa tepeden tırnağa titrerken alev gibi yanmaya başlamıştım. Ona karşılık vermesem de dudaklarımı aralayarak içeriye girmesine izi verdim. Dudaklarımı istila ederken aklımdakiler uçuvermiş nerde olduğumu dahi unutmuştum. Anın etkisiyle gözlerimi sıkıca kaparak sol elimle gömleğinin yakasını yapışım çekiştirmiştim. Sağ elimle de hiç fark etmesem de tırnaklarımı tenine geçirdim.

Kartal sol eliyle yüzümü tutarken sağ elini belime götürerek beni kendine biraz daha sabitlemişti. O an kasıklarıma doğru bir sızı hissederek gözlerimi aralamıştım. Hala beni öperek sağ elimi yara izine götürerek gözlerimi tekrar kapatmıştım. Heyecanla göğsüm kalkıp inerken kalp atışlarım onunkiyle bir ahenk içinde dans etmeye başlamıştı. Kartal bedenimi tuttuğu gibi kaldırarak kucağına oturmamı sağlamış bense sol elimi çıplak ensesine götürmüştüm.

Öpüşmemiz hararetlenirken kapı sesini duyarak irkildim. "Kartal Bey orada mısınız telefonunuzu getirdim." Mustafa'nın sesiyle birlikte Kartal nefes nefese beni kendinden ayırarak ayağa kalmış kalkıncaysa da parmağını dudağına götürerek sessiz olmamı istemişti. Elim kalbimde ona mal gibi bakarken kapıya gidip tanıdık olmayan bir ses tonuyla konuştu.

"Mustafa burada kaldım. Anahtarı oraya bir yere koymuş olmalıyım. Hemen anahtarı bulup kapıyı aç."

"Orada mı kaldınız. Hemen buluyorum." Öylece donup olduğum yerde otururken Kartal bana bakarak boğazını temizledi. "Buldum... Buldum Kartal Bey sizi hemen oradan çıkaracağım." Kapının açılması sesiyle ayaklarımı iyice kendime çaktım. Kartal ise kapıyı tam açmadan eline kapanın anahtarını aldı. "Sen aşağıya in bende birazdan geleceğim." Mustafa iyi misiniz falan derken ses tonunu yükselten Kartal çenen mi düştü diyerek onu kovmuştu. Kapının kapanma sesiyle kapıyı sonuna kadar açan Kartal yanıma gelerek elini uzattı.

"İyi misin?" Hayır, iyi değildim. Elim titrese de elimi ona uzatarak büyük ellerinden tutarak ayağa kalmaya çalıştım. Ayaklarım titreyince beni taşımayacağını düşünmüştüm fakat Kartal elini belime dolayarak bedenimi yine bedenine sabitleyerek düşmeme engel olmuştu. Ağzı açık şaşkınca yüzüne bakarken sesi hırıltı şekilde çıkarak bir kez daha iyi misin diye sordu.

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now