Bölüm 6

36.9K 2.1K 176
                                    

Yeni bir güne merhaba demenin mutluluğu içinde yatağımdan kalkıp hazırlanmıştım. Bugün uzun ve yorucu bir gün olacağını bildiğim için sportif giyinip öyle evden çıkmıştım. Otobüs durağına geldiğimdeyse ilk gelen otobüs şoförüne adresi söyleyerek hangisine binmem gerektiğini sormuştum. Bana hangisiyle gideceğimi söylediğinde her zaman gerek olacağı için biraz da unutmamak adına telefonumun not kısmına kaydettim. On dakika kadar bekledikten sonra otobüsüm gelmişti. Bekleyişim uzun sürse de yolculuğum kısa sürmüştü. Evin yakınlarında indiğimde yokuş yukarıya hızla çıkmaya çalıştım.

Bugün ilk günüm olmasa da ilk gün gibi heyecanlıydım. Demir kapıya geldiğimdeyse güvenlik görevlisi kapımı açarak günaydın demişti. Bende elimde tuttuğum saklama kabını açarak "Sıcak değil ama belki almak istersin."diye sormuştum. Bana gülümseyerek "Henüz kahvaltı yapmamıştık çok sağ olun." Demiş hemen ardından diğer görevli gelince de ona da uzatmıştım. Bir iki derken hepsi başıma üşüştüğünde hiçbirini geri çevirmeden ikram ettim. Geriye yalnızca üç poğaça kalsa da onların teşekkürü beni mutlu etmişti.

"Lina Hanım bu evin anahtarı Raşit Bey size vermemi istedi." Elime anahtarı aldığımda daha fazla geç kalmamak adına kolay gelsin diyerek oradan uzaklaşmıştım. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde içeride en küçük bir ses dahi yoktu. Ben yokluktan istifade hızla mutfağa geçerek önlüğümü bağladım. Kahvaltıyı bu defa hazırlamam yarım saati bulmuştu. İşim bitince sırtımı tezgâha dayayarak düşündüm. Saat dokuz olmuştu fakat hala ses seda yoktu. Fırında ısıttığım poğaçayla salona girdiğimde Raşit Beyi gördüm.

"Günaydın Raşit Bey..." Günaydın demek yerine poğaça mı o diyerek soluğu yanımda alarak poğaçalardan birini alarak ağzına atmıştı. Bende gülümseyerek tabağı masaya koydum.

"Günaydın..." Kartal Beyin sesiyle merdivene bakarak günaydın demiştim. "Lina poğaça harika olmuş..." Raşit Bey ikinci poğaçayı aldığı sırada güldüm. Bu erkekler hamur işlerini çok mu seviyordu.

"Yavaş Raşit bana da bırak..." Kartal Bey ondan beklenmeyecek hareketle masaya oturmadan son poğaçayı alarak ağzına götürüp öyle yerine oturmuştu. "Lina sakın bana üç tane poğaça vardı deme..." Demem demesine de öyleydi.

"Ben size teşekkür için bir tepsi poğaça yaptım..." Bana devam et der gibi baktıklarındaysa "Dışarıda korumalara ikram edince geriye yalnızca üç tane kaldı..." demiştim fakat bana kötü bir bakış attılar.

"Kızım bizim adımıza çalışıyorsun onlar için değil. O koruma ordusuna on tepsi yapsan da yetiremezsin. Bir daha ikiyle yetinmem haberin olsun." Tamam, der gibi başımı sallamıştım. Kartal Bey yüzüme bakmadan kahvaltısına devam ederken acaba o da beğendi mi diye düşündüm.

"İşin yoksa çekilebilirsin. Başımda beni dikizleyen birinin olmasından hiç haz etmem."

"Kusura bakmayın başka bir isteğiniz var mı diye soracaktım."

"O halde bakma sor..." Peki dediğimde geriye doğru çekilerek mutfağa geçtim. Anlaşılan Kartal Beyin normali böyleydi. Raşit Bey karakter olarak daha ılımlı olsa da patronum söylediği gibi mafya kılıklıydı. Boş yere düşünüp zihnimi yormamak adına tezgâhı temizlemeye koyuldum. Kahvaltısını bitiren Raşit Bey ise yanıma gelerek bana bir liste uzattı. Listede akşam menüleri yazıyordu. Gün içinde evde olmadıkları için Pazar hariç sabahları kahvaltı akşamlarıyla yemek yapacaktım. Peki diğer saat dilimlerinde ne yapacaktım. Akşam yemeği yapmak bütün günümü almazdı ki... Onlar gidince masayı kaldırmış sonra da pislisini aldıktan sonra bulaşıkları makineye dizmiştim. Akşama kadar bir dünya zaman vardı. Ben sıkıntıdan patlar ölürdüm.

Yemek işine atılmadan ablamı arayarak biraz konuşmuş sonra da hiç değilse mutfağa temizleyim diyerek olağan yerlerini temizlemiştim. Temizliği kendimce bitirdikten sonra da yemeğe koyulmuştum. Anlaşılan sıkıcı bir hayatım olacaktı. Kartal Beyi sabahları yalnızca birkaç dakika akşamları ise en fazla on dakika görecektim. Gerçekten de bu iş sandığımdan daha zor olacaktı.

Saat beş gibi Raşit Bey ve Kartal Bey beraber gelmişler benden de yorgunluk kahvesi istemişlerdi. Bende söylediklerini ikiletmeden kahvelerini yaparak birer dilimde pasta götürmüştüm. Raşit Bey pastanın devamını umarım korumalara vermedin diyerek laf soksa da öyle bir hata yapmamıştım. Onun için bir dilim daha pasta götürdüğümde afiyetle yemişti.

"Lina soramadım yeni evin nasıl memnun musun?"

"Tekrardan teşekkür ederim Raşit Bey evim çok güzel buraya yakın olması ise daha güzel. Siz olmasaydınız bu evi kısa sürede bulamazdım."

"Hiç sorun değil Lina, bundan sonra evin annesi gibi bizi besleyeceksin bırak da senin için bir şeyler yapalım değil mi Kartal?"

Kartal Bey tabletinden başını kaldırmayarak yalnızca hı hı diyerek geçiştirmişti. Raşit Bey yemeği hazırlayacağım saati söyleyince bende mutfağa geçip servise hazır hale getirmiştim Telefonum çalınca hiç düşünmeden açtım.

"Alo ablacım..."

"Lina..." Ablam ağlıyor muydu? Telaşlı şekilde abla ne oluyor diye sorduğumda yine kavga etiklerini söyledi. Ah abla olmuyorsa olmuyor işte bir bebek için zorlatılır mı?

"Abla lütfen sözümü dinle. O adamın eziyetlerine katlanmak zorunda değilsin..." O sırada Raşit Bey görününce sessizce ablamı dinledim. Bana yalnızca kavga ettiğini şimdi daha iyi olduğunu söyleyince ise daha fazla uzatmak istemedim. "Ablacım ben şimdi kapatmak zorundayım. Akşam seni yine arayacağım..." Telefonu kapattığım Raşit Bey yaklaşarak ne eziyeti diye sordu.

"Eniştem ablamla sürekli kavga halinde gündem ki olaylar aklıma gelince tedirgin oldum." Yalan söyleyecek halim yoktu şuan bildiğin sinirden elim ayağım titriyordu.

"Sen bana adını sanını versene bakalım bana diklenebilecek mi?" Raşit Beyin küfürlerini kenara koyarak gerek olmadığını söyledim. "Bana yalnızca adını soy adını vereceksin bende halledeceğim..."

"Raşit Bey bana şimdiye kadar çok yardımcı oldunuz daha fazla yüzsüzlük yapmak istemiyorum. Ben gerekirse kendim hallederim."

"Bir daha söylemem Lina, sesimi daha fazla yükseltmemi istemiyorsan bilileri mesaj olarak bana at..."

"Raşit Bey eminim ki elinizden geleni yaparsınız fakat eniştem yanlış anlayabilir zaten kendisi çok kıskanç sizde tehdit ederseniz daha fazla delirip ablama ve yeğenime zarar verebilir."

"İlla bana git o itin kafasına mı sık diyorsun? Şimdi bilgileri verecek misin ben kendi yöntemlerimle mi öğreneyim?" Ona bütün ihtimalleri söylemişken ablama zarar verdirecek bir şey yaptırmaz diye umut ediyorum.

"Peki. Bilgileri atacağım. Yalnız çok dikkat edin işin ucu ablama dokunsun istemiyorum."

"Sen hiç merak etme. Ben o itin dalağını alırım yine de ruhu bile duymaz. Lakin sende bana bir söz ver eğer bir gün sana yahut ablana fiziksel olarak şiddet uygularsa ilk bana söyleyeceksin tamam mı?"

"Söz veriyorum ilk sizi arayacağım."





HİÇBİR KADIN GÜÇSÜZ YAHUT ACİZ DEĞİLDİR. YALNIZCA GÜCÜNÜZE İNANIN...




YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin