Kör olsun

35.8K 2K 195
                                    

Müslüm Gürses: Kör olsun bu aşkın gözü kör olsun...

"Lina çıkıyor musun?"

Tam sporlarımı giyerken ablam kapıda görünmüştü. "Ablacım seni ben mi uyandırdım?" Sorumla birlikte kapıda küçüğüm görünmüştü. "Aşkım günaydın..." Hemen diz çökerek bana gelmesini istediğimde Aysima koşarak boynuma atıldı. "Bizimkisi her sabah yedi de mutlak uyanır..." Küçüğümle birlikte ayağa kalktığımda al yanaklarından öptüm.

Ablama baktığımdaysa elmacık kemiğinin hemen altındaki iz belirginleşmişti. Ablama o adamın hangi cüret vurduğunu hala anlayamıyordum. "Ablacım işe gitmem gerekiyor fakat sormadan edemeyeceğim. Karar verdin mi boşanacak mısın?" Ablam kollarını göğsünde birleştirince korksam da korktuğum başıma gelmedi.

"Gece boyunca düşündüm Lina, sen haklısın yalnızca kızım için o evliliği sürdürmeyeceğim."

"Sende söyledin ablam aranızdaki ilişki çok uzun süre önce bitmiş..." Ablamın sonunda doğru kararı verdiğine çok sevinmiştim. "Teyşe bebeğimi alaçak mısın?"Elbette alacağım derken Ablam da "Neden ellerin boş onca şeyi boşuna mı yaptım." Demiş benimse son anda aklıma gelmişti. "Az kalsın unutuyordum. İyi hatırlattın Raşit Bey söylediğim gibi poğaçalara bayılıyor..." Ablam elinde poğaçalarla gelince küçüğümü yere bırakarak son bir kez daha öptüm. Çıkmadan önce ablam teşekkürleri iletirsin dediğinde ablamı da öperek sonunda evden çıkabilmiştim. İşte buna hayat var derlerdi. İnsanın ailesi gibi yoktu. Sonunda ablam da yanımdaydı ya hayattan başka ne isterdim.

Eve geldiğimde korumalar elimdekileri görse de ikram edemedim. Ablam çok yorgun olduğundan bunu bile yapma dedim ama Raşit Beye karşı kendini borçlu hissediyordu. Şükür ki eve gittiğimizde herhangi bir sorunla karşılaşmamış ablamı aldığımız gibi evden ayrılmıştım. Sağ olsun bizi eve kadar getirmişti. Ona o kadar çıkışsam da bana zerre tavır almamıştım. Eve pişmanlığımla birlikte girdiğimde salondaki manzara kötüydü. Sanki evde harbede çıkmış gibiydi. Çantayla anahtarı bırakarak masaya doğru yürüdüm. Dün burada ne olmuştu böyle?

"Anlaşılan birileri fena şekilde küplere binmiş..." Elimdekileri masaya bıraktıktan sonra elime süpürge ve kürek alarak kırıkları toplamıştım. En son küçük parçaları da elektrikli süpürgeyle almıştım. Mutfağa geçip hızla kahvaltı hazırlamış hazır ettiğimdeyse masanın örtüsüyle birlikte salona geçtim. "Bir saniye ya poğaçalar nerde?" İşittiğim sesle birlikte gözüm Raşit Beye gitti. Kucağına poğaçaları almış ağzı da tıkalı şekilde bana bakıyordu. Ağzı dolu günaydın dediğindeyse istemsizce gözlerimi devirdim.

"Raşit onları zaten size getirmiştim. Bıraksaydınız en azından ısıtsaydım." Raşit Beyi öksürük tutunca mutfağa koştum. Su doldurmak yerine bardaktaki meyve suyunu alarak yine aynı hızla salona koştum. Raşit Bey cebelleşirken meyve suyunu içmesi için uzatmıştım. Sanki önünden alıyorlardı. "Biraz daha iyi misiniz?" Başını olumlu anlamda salladığında bana elindekileri uzattı.

"Boğazımda kaldı, neyse git sen ısıt..." Poğaçalara baktığımda gözlerimi devirmiştim. Geriye yalnızca beş tane kalmıştı. "Ablam size teşekkür mahiyetinde yapmıştı. Bu yaptığını duyunca sevinir mi küçük dilini mi yutar bilemiyorum..."

"Demek ablan mı yaptı bende diyorum, neden diğerinden daha güzel olmuşlar..."

"Günaydın..." Kartal Beyin sesiyle birlikte o tarafa baktım. Bana kötü bir bakış atarken günaydın demiş sonra da hiç zaman kaybetmeden mutfağa geçmiştim. Onlar salonda konuşmaya devam ederken elimden geldiği kadar hızlı şekilde masayı hazırladım. En son ısıttığım poğaçalarla beraber salona geçerek masanın hazır olduğunu söylemiştim. İlk önce Raşit Bey masaya gelirken sonradan gelen Kartal Bey elleri cebinde kaşını kaldırarak yukarıyı işaret etti.

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now