Kırmızı kuşak

14.7K 922 147
                                    

Çünkü kalbiniz her neredeyse, hazinenizi bulacağınız yer orasıdır.

Yol haritamı çoktan  çizmiştım. Acı dolu günler  bana hayatıma dair kesin  kararlar almama vesile olmuştu. Ilk önce  Serçe'ye güzel  kalıcı  bir hayat verecektim. Iyi olduğundan emin olduğumdaysa gidip ameliyatımı olacaktim.

Eğer şans yüzüme  güler de yaşarsam karım  için  savaşacaktım. Onu şuan deli gibi özlesemde yanında olmak için  yanıp tutuşamda gül  yüzünü görmeye  gidemezdim. Eğer  ölürsem beni kötü  hatırlayarak acı  cekmeyecekti. Onun bir kez daha derin bir yara almasını istemiyordum.

Ilk önce  hedefe  odaklan yapman gereken  ilk  ve en önemlisi  şey  Serçe'ye yaşama  sebebi vermek. Sözünü  tutacağım güzel  karım nasıl  Raşit'i  affetiysem kardeşimi de evlendirecektim.

"Sen emin misin Kartal, bana pek akıllıca gelmedi. Her ne olursa Güleçogulları bizim  düşmanımız."

"Sen söylemiyor muydun Doğan, birkaç  aya kalmaz Kemal o delikten  kurtulur  diyen... Şuan çok  akılca gelmese elimizdeki en iyi çözüm yolu bu." Doğan  ensesini kaşırken ben kararlılığımi bir kez daha dile gitirdim. "Kemal günahınin kefaretini öyle ya da böyle  ödeyecek."

"Ben Kemal'in teklife balıklama atlayacağindan eminim ona o delikte ki bir gün  bir sene gibi ben yalnızca  kardeşimiz o evde mutlu olur mu onun derdindeyim."

"Alimin zalim zaliminde alim evladı  olurmuş. Kemal'in oğulları  babalarina göre  vicdan  sahibi kardeşimiz üzülmeecek."

"Peki  ya hangisini düşündün büyük oğlu evli eğer  Güven'i söyleyeceksen fazla  hırçın  biraz babasını  andırıyor  kardeşimize  gün  yüzü  göstermez gibime geliyor."

"Bende seninle aynı  fikirdeyim. Bu yüzden  en küçük olan Okan'ı öne süreceğiz, yaşı da kardeşimize yakın  içlerinde ki en vicdan sahibi olan o sende onayliyorsan şu işi halledelim."

Ben uzun uzadıya düşünmüştüm. Kardeşimin yara izinden dolayı pek çok  kişiyi  evlenmeye  yanasmacaktir. Kardeşimi bu hale Kemal ve işbirlikçisi getirdiği düşünülürse seve seve  razi  gelcekti. Yoksa acimaz gider  ayak yarım  kalan işimi hallderdim.

"Tamam, ben okeyim. Madem kardeşimiz onlar  yüzünden  bu halde  günahlarının bedelini ödeyecekler. Ben yarın sabah ilk iş Kemal'le konuşuruz  en kısa  sürede  düğün  olacak derim."

"Serçe'yle de Bade konuşsun kadın  kadına  anlaşılar gider  ayak kardeşimi  üzmek  istemiyorum."

"Nasıl  gider ayak senin dilinin altında ne var."

"Eve gider ayak demiştim. Neyse ben kalkıyorum. Serçe  düğüne kadar burada kalsın...."

Kısa bir vedalaşmanın ardından  içeriye  girmeden ayrikdim. Serçe  beni gördüğünde ağladığı için  bir kez daha  görmek  istememiştim. Eve geldiğimdeyse direkt odama girerek yatağa  girdim. Karımın  yastığına sarılıp  kokusunu içime  çektiğimde aklımda  anılar  canlandı. Benden çilek  isteyip onu ballandirarak yemesi... Neden hep güzel  anlarda takıydim. Bu güzel  anılar  neden bana acı  veriyordu.

"Alo, takipte misin?"

"Evet,  patron Lina  Hanım  şuan  odasiına çekildi."

"Tamam, gözünü üstüden ayırma  kılına zarar  gelirse alırım canını... Birde yarın bir şekilde  çilek  yemesine vesile ol."

Telefonu kapattığımda derin bir uykuya daldım. Günler sonra  en  uzun uykumu çekmiş  olmuştum. Işittigim seslerle sırt  üstü  dönerek  pencerenin önünde  kim var diye  baktım.  Lina dediğimde  Doğan'in sesini duymuştum.

"Oğlum  sen hiç  bu kalıpta Lina gördün mü?"

"Doğan  yaşayamadığın çocukluk anılarınin pesindeysen başka  kapıya..."

"Kemal'in  yanından geliyorum. Hemen aşağıya in konuşalım."

Doğan odadan  çıkınca  üstümü  değişerek aşağıya indim. Doğan kurulu  otururken  bende kendimi yanina atarak  ayaklarımı sehpaya uzattım. O da sormama gerek kalmadan aralarındaki geçen  konuşmayı direkt  bana aktarmıştı.

"Anlayacağın Kartal, bizimki değil  bir gün  bir saat dahi orada kalacak tahammülünü yetirmiş. Beni  görünce  şüpelense de hatta kardeşimizin varlığını inanmakta zorlansa da teklifimizi kabul etti."

"Ben Kemal'in ciğerini bilirim. Sırf bizi arkasina almak için  bile teklifimizi kabul ederdi... Doğan her şey iyi hoşta Serçe'yi ne yapacağız  ben istemem derse ben zorlayamam. Gönlüm  buna razi gelmez."

"Bade'yle konuştum. Serçe'yi  bugün  karşına alıp  konuşacak. Bana kalırsa  kabul eder. Sana karşı  ağır  vicdan azabı  duyuyor. Bu yüzden  sıkıntı olamayacaktır. Geriye bir tek Okan kalıyor  onu da dize getirdik mi olay tamamdır."

"Sen bu işe  epey olumlu bakıyorsun. Oysa dün  şüphekardın fikrini  değiştiren  nedir." Sanki onunla deniz  kenarında  uzanıp  gün  batımıni izliyorum  gibi hissediyordum. Onun artık Hira'ya Serçe  demesi de hoşuma  gitmişti. Galiba  ben ağabeyimi hafiften  seviyordum.

"Bu kararı  vermeden önce  çok  düşündüm  Kartal, içinizden  en büyük  benim. Sen bana gelip fikir danıştiginda hem anne hem baba figürünü üstleniyorum. Neden fikrim değiştiye gelince  bende Bade'yle güç  çıkarları üstünden  evlendim. En başta sevmesem de zamanla gönlümde  taht kurdu. Anlayacağın nikahta keramet vardır. Benim kardeşime  inancım tam her girdiği ortamda kendini  sevdirecektir."

"Hatirlarsan bende Estella ile zorla evlendirilecektim. Sonra kızı  vurdum  kurtuldum.  Sence bunun kinini güdüp kardeşimize çektirmesinler?"

"Bunu bana sen mi soruyorsu  Kozanoğlu, bizim unuttun herhalde kardeşimin gözünden tek bir damla yaş aksın köklerini kazırım."

"Kan kanı deli deliyi çekermiş Doğan,  bizde birbirimizi  çekiyoruz. Sesini  duymasam iç  sesim konuşuyor  sanırım... Haberin olsun abilik sana yakıştı sanki özünü  buldun. "

"Bade de öyle söylüyor  ona göre  senin ya da Serçe'nin adı geçtiği an eski Doğan'a dönüşuyormuşum."

"Kardeşimize Serçe  diyip  durduğuna göre  biz tam olduk..."

"Ooo konsey  toplanmışta benim  haberim yok." Ikimiz aynı  and başımızı  sol tarafa  çevirdiğimizde Raşit'i  gördük. Tam zamanında  geldin dediğimde  yerini alıp ayak ayaküstüne attı.

"Yakinda  düğümüz var Raşit, kardeşimizi evlendiriyoruz." Raşit  kaşlarını  çatınca olayların  üstünden  geçtim.

"Olmaz... Beyler Serçe  her ne kadar sizin kardeşinizse benimde kardeşim. Henüz  yeni travma  atlattı. Eğer onu kalabalık  ortama sokup  düğün  işlerine girişirseniz psikolojisi kaldirmaz. " Doğan  ile bakıştigımızda önerisini sorduk. O da bize sade bir nikah o önerdi.

"Asıl bu olmaz Raşit,  bir tane kardeşimiz  var gelinlik giymeyecek mi?" Bende kırmızı  kuşak  bağlamadan kimselere vermem dedim.

"Şöyle  yapalım mı siz önce  Serçe'ye  sorun, eğer olur da kabul ederse gayet nikahinda da gelinlik giyer. Sizde kırmızı kuşak  aşkını  kardeşinizi telli  duvaklı  gelin  edersin."

"Kabul."







Mükemmeliyetle ilgili fikirler diğerleri gibi görelidir. Yeryüzünde her şey mükemmel olsaydı, hiçbir şey mükemmel olamazdı ve daha da kötüsü var olan hiçbir şey var olamazdı.

Rameau'nun Yeğeni, Denis Diderot







YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now