Arıza

34.8K 2K 138
                                    

"Günaydın Raşit, hala uyanmadı mı?"

Kartal Beyin sesiyle birlikte merdivenlere bakmıştım. Ablam ve Raşit Bey sabah erkenden avukatın yanına gitmiş bende küçük yeğenimle yalnız kalmıştım. Şükür ki hala uyuyordu da kahvaltısını hazırlayabilmiştim. "Raşit Bey ve ablam avukata gittiler..." Aysima burada olduğu için hemen geri döneceklerdir diye açıklama yapmak istedim fakat sonra nedense vazgeçtim.

Kartal Bey her zamanki yerine oturduğunda beni her şey tam mı diye masaya baktım. Her şey tam görünüyordu. O sırada Aysima ağlayarak yattığı yerden doğrulmuş bende düşmesin diye koşarak yanına gitmiştim. "Bebeğim ağlama buradayım..." Yeğenimi kucağıma alsam da ağlaması durmadı.

"Küçük kızı burada mı bırakıp gittiler?" Hayretle bana bakan adama dönerek "Biz hemen evden çıkıyoruz. Sizi afiyet olsun." Diyerek gidecektim de izin vermedi.

"Git diye söylemedim öylesine sormuştum. Neyse onu da getir masaya belki de açtır..." Vay be Aysima çok şanslısın beni dahi o masaya davet etmemişti, dedim içimden sanki etmesi gerekiyormuş gibi. "Hala bakıyor musun geçin oturun." Başımı olumlu anlamda sallayarak oturdum.

"Lila annem neye gitti?" Küçüğümle birlikte oturduğumda gözyaşlarını silerek dudağını büzdü. "Aşkım annen sana bebek almaya gitti. Birazdan gelecek sen korkma ben buradayım." Yeğenim anlamayarak eliyle başını kaşıdı. "Bebek alıp gelecek mi Lila beni bıyakmadı değil mi?" Küçüğümün şakağından öperek güldüm. "Annen seni asla bırakmaz bebeğim hadi sana kahvaltını yaptıralım."

"Kaytal bana kamon veyecek misin?" Kartal Beye bakarak dudağımın iç kısmını ısırdım. Bana kamon diye sorduğunda kamyon diye düzelttim.

"Raşit'e kız çocuğu ne anlar araba Oyunlarından derken haksız değildim. Lina sen ablanı ara gelirken kızına oyuncak bebek alsın. Aysima sana de gelecek olursak kamonlarla erkekler oynar kızlar değil..." Küçüğüm dudak büzünce kaşımı kaldırdım. "Yine de Raşit Amcanın koleksiyonundan senin için birkaç tane araba alabilirim." Dediğindeyse benimde yüzüm gülmüştü.

"Ama önce kahvaltı yapalım oyun sonra..." Aysima'ya yiyebileceği her şeyden azar azar vermişti. Bizimkisiyse en çok çikolata yiyerek elini yüzünü batırmıştı. Kahvaltısını bitiren Kartal Bey ayağa kalkarak "Ben gidip birkaç oyuncak getireceğim sende elini yüzünü temizle..." demiş bende küçüğüme bakıp elini yüzünü ıslak mendille silmiştim.

Kartal Bey elinde oyuncaklarla gelirken bizde masadan kalktık. Oyuncaları gören küçüğüm kucağımdan inmek istemiş yere bırakıncaysa ona koymuştu. Kartal Bey diz çöküp "Önce öpücük sonra oyuncak..." dediğinde yeğenime baktım. Başta korkacak sanırken tamda yaralı yüzünden öperek oyuncakları aldı. "Sen masayı kaldır ben küçükle ilgilenirim." Başımı olumlu anlamda sallarken küçüğümü kucağına alarak beraber salondaki halının üstüne oturdular. Bende söylediğini yaparak hızlı şekilde masayı kaldırıp bulaşıkları makineye dizdim.

Tekrar salona geldiğimdeyse ortalıkta kimse yoktu. "Aysima..." Küçüğüme seslendim ama ses seda yoktu. Acaba bahçeye mi çıktılar diye evden dışarıya çıktım. Gördüğüm korumayaysa yeğenimi sordum. O da Kartal Beyle köpeklerin yanına gittiklerini söyledi. "Köpek mi?" O köpekler sürekli tasmayla dolaşıyordu ve çok korkutuculardı. Aysima korkmuş olmalıydı. Korkudan villanın arkasına doğru koştum. Arka tarafa geçtiğimde Kartal Bey yeğenimi sıkıca tutmuş köpekleri sevdiriyordu. "Kartal Bey..." İkisi bana bakınca koşmaya devam ettim fakat beni gören köpekler benden tarafa gelerek ikisi aynı anda havlamaya başladı.

"Sakin ol Lina, onlar tedirginliğini anlayabiliyor..." Yeğenim korkmak yerine onları alkışlıyordu. Bende daha fazla yaklaşamadığımdan korkudan olduğum yere çivilenmiştim. "Şey Aysima köpeklerden korkabilir yoksa ben iyiyim." İkisi yanıma gelince bende köpekler daha fazla havlamasın diye gülümsedim. "Bence küçüğün korkmuşa benzer hiçbir yanı yok." Yanıma geldiğinde yeğenimi kucağıma alıp öptüm.

"Birazdan ablamlar gelebilir evde gitsek iyi olur." Onu arkamda bırakarak hızla yürüdüm. Adamın köpekleri dahi beni sevmemişti. Adamın beni sevmemesine hiçte şaşmıyordum. Hızla eve girdiğimde derin bir nefes aldım. Yeğenimi bıraktıkları oyuncakların yanına koyunca ardımızdan Kartal Bey gelmişti.

"Bana kahve yap birazdan şirkete geçeceğim..." Oyun oynayan yeğenime baktıktan sonra hiçbir şey söylemeden mutfağa geçip kahve yapmaya koyuldum. Kalbim hala deli gibi atıyordu. Oysa patronumun küçüğümü sevdiği için sevinmem gerekiyordu. Kahveyi yaptıktan sonra bir bardak da meyve suyu alarak mutfaktan çıktım. O sırada da Kartal Bey hızlı adımlarla merdivenlerden aşağıya iniyordu. Ona kısa bir an baktıktan sonra salona baktım.

"Aysima..." Yine ortalıkta görünmüyordu. Bu defa Kartal Bey de yanında yoktu. Elimdekileri masaya bırakarak salona dikkatlice baktım. "Kartal Bey..."derken onun baktığı yöne baktım. Kapı aralık duruyordu. "Sakin ol her taraf adam kaynıyor kaybolmuş olamaz..." Onun sözleri umrumda dahi değildi. O benim emanetim ve küçük küçüktü. " Eğer havuza düştüyse mahvoldum ben..." Mahvolmadım direkt öldüm ben... Korkudan ürperek koşmaya başladım.

Ben ne anlardım çocuk bakmaktan... Korkuyla koşarak havuz kenarına geldim fakat burada yoktu. Arkama baktığımda Kartal Bey de geliyordu. Bana köpekler dediği an gözlerim yuvalarından çıkacak gibi olmuştu. Bu defa da arka tarafa var gücümle koşmaya başladım.

"Aysima!" Aman Allah'ım iki köpeğin arasına oturmuş oynuyordu. Hızla yanlarına yaklaştığımda yine aynı köpek koruma içgüdüsü mü bilmiyorum yeniden havlamaya başladı. "Aysima buraya gel..." Yeğenim beni duymuyordu bile "Lina..." Kartal Beyin sesiyle ona dönerek bir elimle ceketimi tutup diğer elimle de köpekleri işaret ettim. "Lütfen onu oradan alın lütfen..."

"Sakin o köpekleri ürkütürsen yeğenine zarar verebilirler... Arıza sakin ol oğlum o senin yavrun değil..." Kartal Bey öne atılınca ona da havlamış bende ellerimle ağzımı kapatmıştım. "Şimdi ne olacak?" Küçüğüme bir kez daha seslendim fakat diğer köpeğe bağlanmış gibi seviyordu.

"Biz gidemiyorsak Aysima buraya gelecek. Mustafa hemen eve koşup salondaki oyuncakları kaptığın gibi gel. Koş..." Koruması eve koşarken ben bir kez daha yaklaşmaya çalıştım fakat köpek beni parçalayacak gibi havlıyordu.

"Aysima bebeğim annen geldi. Hadi eve gidelim." Anne lafını duyunca bana baksa da gelmemiş bunun yerine köpeğin tasmasını tutarak kıkırdamıştı. Bende Kartal Beyin ceketine çekiştirerek " Onlar sizin köpeğiniz değil mi neden yanına yaklaşmıyorsunuz?"

" Arızayla benden çok Raşit ilgileniyordu..." O sırada koşan Mustafa'yı hemen ardından da Raşit beyi görmüştüm. O da koşuyordu. "Raşit Bey yardım edin..." dediğimde soluklamadan Arızanın yanına giderek "Koçum ben geldim sakin ol. O senin değil çocuk bize ait... Hadi arıza sakinleş..."

"Kızım..." Ablamda görününce elimle yüzümü kapattım.

"Hemen buradan uzaklaşın onu sinirlendiriyorsunuz..."derken Aysima Anne diyerek köpeklerin arasından çıkarak ablam doğru koşmaya başladı. Bende derin bir nefes alarak başımı patronumun koluna dayadım. Az kalsın kalp krizi geçirip ölecektim.

"Sakinleş Lina, geçti...




AŞKA BODOSLAMA DALINMAZ ANCAK KALBE BEBEK ADIMLARIYLA İLERLEYEBİLİRSİNİZ...






YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now