Bölüm 20

34K 2K 270
                                    

Kapının açılma sesiyle ayağa kalkarak odamdan çıkmıştım. Gelen ablamdan başkası olmazdı. Odamın kapısını açtığımda ablam solana gel demiş bende peşi sıra giderek yutkunmuştum. Sormaktan korksam da ölesiye merak ediyordum. Ablama nasıl dediğimde geç otur dedi, yine söylediğini yaparak oturdum.  

"Artık korkmana hiç gerek yok Lina, o adaman turp gibi kötüye bir şey olmaz misali ona da bir şey olacağını hiç sanmıyorum. İnanmayacaksın ama akşam yemeğine öyle bir iniş indi ki sanki nöbet geçiren benim... Raşit senin kötü olduğunu herkesi korkuttuğunu söylediğindeyse hiç oralı olmadı. Bence artık onu düşünmeyi kesmelisin Lina, bence biz onun zerre umurunda değiliz."

"Biliyorum. En acısı da bu ya biliyorum. Beni sevmediğini başkasıyla sözlü olduğunu hepsini biliyorum. Ama şurası var ya şurası çok yanıyor abla. Ben istesem de kabullenmesem de çok yanıyor. Abla ben onu istedim ben onu bütün dualarıma sığdırıp çok diledim. Dualarımda yalnızca yakınlarında olayım ben onu her gün her saniye göreyim de gerekirse beni gözü görmesin dedim. Abla benim dualarım kabul etti. Öyle bir oldu ki bunun acısını yalnızca ben çekiyorum."

"Neyine aşık oldun Lina, tamam boylu poslu yürüdü mü insanların kalbini titretecek birisi ama işte burada kocaman bir ama var. O adam bu kadar birisi ölüme aşık olunacak biri değil."

"Bana bu kadarı yetti demek ki abla ilk görüşte kalbimi titretmesi o adama aşık olmama yetti. Sana söz veriyorum alışacağım abla yavaş yavaş onsuzluğa alışıp bir gün onu tamamen kalbinden atacağım. Sen yalnızca bana zaman ver."

Ablamla kısa bir süre daha konuştuktan sonra dinlenmek için izin isteyerek odama geçmiştim. Yatmamla uyumama arasında çok zaman geçse de sabaha tam zamanında uyanmıştım. Sabah kahvaltısını hazırlarken Raşit acele işi olduğu için çıkması gerektiğini yalnızca Kartal için kahvaltı hazırlamamı söylemişti. Bende söylediğini yaparak tek kişilik kahvaltı hazırladım. Kartal her sabah olduğu gibi takım elbisesini giymiş hazır halde aşağıya inerek yüzüme bakmadan yerine geçip oturdu. Bende çayını verirken dilimin ucuyla günaydın demiştim. Bana yalnızca başını sallamış bense soğukluğunun sebebini zerre anlamamıştım.

"Neden başıma dikeliyorsun işine bak." Yüzüme bakmadan çatalıyla gitmemi işaret edince "Şey... Ütülenecek gömleğiniz var mı?" diye sorduğumda göz ucuyla bana baktı.

"Ütü biliyor musun ki gömleklerimi ütüleyesin bundan sonra odama girme. Mustafa her şeyi halledecektir."

"Özür dilerim." Ne için özür dilediğimi bilmeden özür dileyerek mutfağa geçip sandalyeye oturdum. Neden odasına girmemem için uyarı çekmişti. Yoksa dünden ötürü müydü? Dudağımın iç kısmını dişlerken içerinden şurayı kaldır diye ses geldi. Bende hemen ayağa kalkarak elime tepsiyi alıp salona geçtim. Kartal direkt işe gitmeyecek olmalıydı ki koltuğa geçmiş otuyordu.

"İşini bitirdikten sonra bana acı bir kahve yap." Yine dilimin ucundan konuşarak peki, demiştim. "Neden sesin çıkmıyor hastaysan git dinlen ayakaltında dolaşma." Bu adam bugün tersinden mi kalmıştı yoksa bana sinirli miydi?

"İyiyim Kartal Bey, sorun yok." Diyerek hızla masayı kaldırıp söylediği gibi kahveyi yapmıştım. Dökmemek için salona küçük adımlarla giderken telefon konuşmasına kulak şahidi oldum.

"Estella seni saat bir gibi evinden alacağım. Bir an önce şu nişan alışverişini midir adı her neyse bitirelim benim yapmam gereken önemli işlerim var. Sürekli peşinde dolaşamam."

Elim titreyince kahve dökülmüştü. Kartal da beni gördüğünden mi bilinmez kısa kesere telefonu kapattığı yanına gidip kahveyi uzatıp "Bu ne sen benimle dalga mı çeviriyorsun, kahvenin yarısından çoğu dışına dökülmüş. Git yenisini yap beceremiyorsan da ablanı çağır imdadına yetişir." Diye çıkışmıştı. Benimse o an gözlerim dolmuştu. Ondan beklemediğimden mi bilinmez o tek damla gözyaşını görmesin diye hızla yanından ayrılıp mutfağa geldim.

YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Where stories live. Discover now