Bölüm 14 - Sessiz Veda...

5.5K 659 96
                                    


Acı çektikçe insan olgunlaşırmış... Yalan be!
Önce kalbin kırılır,
Sonra çürümeye başlarsın.

Cemal Süreya







" Yeter yüzünü sallandırdığın kızım! " demişti Gülistan hanım elini Şilan'ın çenesine koyup başını kaldırırken.

" Elimde değil! Günler geçiyor ve herkes onları iyice benimsedi, aşklarını konuşuyor. " demişti Şilan tam da Gülistan hanımın gözlerine bakarak.

Azad ve Leyla'nın evliliği gün geçtikçe onu daha çok yaralıyordu. Elinde değildi. Azad'ı saplantı haline getirmiş, bundan bir türlü kurtulamıyordu. Üstelik Gülistan hanımın onu sürekli desteklemesi, farklı düşünmesine mani oluyordu.

" Benimsesin ne olacak? Ben kabul etmedikten sonra kaç yazar! Ben, seni gelinim olarak kabul ettim! Gerisi umrumda değil! "

" Ben artık buna inanmıyorum Gülistan anne! Onu sen de kabul ettin! Bunu görebiliyorum. "

" Sessiz kalmamı yanlış anlamışsın anlaşılan. Yeni annesini kaydetti. Sadece doğru zamanın gelmesini bekliyordum. Hem, aylardır Azad'ın yüzüne bakmıyor aynı odada iki yabancı gibi yatıp kalkıyorlar! Çok geçmez çeker gider buralardan. İşte o zaman telinle duvağınla bu konağa sen gelin olarak geleceksin! "

" İnşallah! Peki ya gitmezse? Ya Azad izin vermezse? "

" Bunları düşünüp kendini üzme sen. O gün geldiğinde Leyla arkasına bakmadan çekip gidecek ve Azad onu durdurmayacak! "

Şilan, yüzüne yayılan kocaman gülümsemeyle Gülistan hanıma bakmış, sarılmıştı. Duydukları umudunu büyütmüş, içindeki sabır fidanına su serpmişti.

'' Hadi bize birer kahve yap anne kız içelim! " demişti Gülistan hanım Şilan'dan ayrılırken.

Şilan, tebessüm ederek başını sallayarak ayağa kalkmıştı ki, duydukları çığlık ile olduğu yerde kalmıştı.

" Hayır olsun! Bu ses ne? " diyerek Gülistan hanım ayağa kalkmış, kapıya yönelmişti.

Berva, Leyla'nın bayılması ile korkuya çığlık atarak yanına koşmuş;

" Leyla! Leyla aç gözlerini! " demişti içini saran korkuyla.

" Bu ses de ne? " diyerek Gülistan hanım kapıya çıktığında Leyla'yı yerde görmesi ile olduğu yerde kalmış, hemen kendini toparlayarak; " Berva ne oldu? " demiş, hemen yanlarına gitmişti.

" Bilmiyorum anne! Birden bayıldı. Kendine gelmiyor! "

" Tamam korkma! Tansiyonu düşmüştür. Şimdi kendine gelir. " diyerek yardımcılarının getirdiği kolonyayı eline dönerek Leyla'ya koklatmıştı.

" Anne Leyla iyi değil, en iyisi hastahaneye gitmek! Baksana rengi sarardı! " diyerek Berva hızla kalkmış; " Doğan çabuk buraya gel! Vedat sen de arabayı hazırla " diyerek bağırmıştı. Ardından vakit kaybetmeden arabaya binerek hastahaneye gitmişlerdi.

Korku Azad'ın bedenine yayılmış, aklını yitirmesine neden olmuştu. Berva onu aradığında hastahaneye nasıl geldiğini bilememişti.

Azad, ani bir fren ile hastahanenin önünde durmuş, koşarak içeri girmişti. Acil müşaade önünde endişeyle bekleyen ablasını görmüş, kalbi sıkışmış, nefessiz kalmıştı âdeta.

" Abla! " demişti zor çıkan sesi ile.

Berva, Azad'ın sesi ile kendine gelmiş, hızla arkasını dönmüştü.

Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi 1 )✔Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon