Bölüm 57 - Kir...

3.2K 294 78
                                    


Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi.
Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum seni.

Cemal Süreya





Jiyan'ın telefonundan sonra gün yerini geceye bıraktığında varmışlardı İstanbul'a. Oradan da vakit kaybetmeden ilk uçakla Diyarbakır'a. Hiç kimseye haber vermemişlerdi geleceklerini o yüzden serin bir Diyarbakır sabahı karşılamıştı onları. Ama yine de her şeye rağmen huzur vererek karşılamıştı.

Hastaneye vardıklarında onları Jiyan kapıda karşılamıştı. Perişan halde karşılamıştı dayısını genç adam. Yaşadığı ölüm acısı ayakta durmasını zorlaştırsa da kardeşi için dayanmaya çalışıyordu.

Azad, Jiyan'ın halini görmesiyle boğazında oluşan yumruya engel olamayarak attığı zor adımlarla yeğeninin yanına gitmişti.

" Jiyan iyi misin? " demişti yeğeninin kollarını tutarak.

" Değilim dayı! "

" İyi olmalısın Jiyan. Kardeşin için, annen için. "

" Annem ölüyor dayı! Zaten babamın acısı yakarken, annemin yokluğunu kaldıramam! "

" Şşş ablam iyi olacak. " demişti Azad zor da ağlamasını bastırarak ağlamaya başlayan yeğenini kollarının arasına almıştı. Yeğeninin acısını paylaşıyordu. Her ne kadar acıları ortak olsa da Jiyan'ın kalbindeki yangının çok daha büyük olduğunu da iyi biliyordu. Baba kaybetmenin acısı yıllar geçmesine rağmen onu bırakmamıştı çünkü. Kızının varlığı kalbindeki yarasını deşen hançeri daha da keskin yapmıştı âdeta.

İçeri girerek o soğuk yatakta ruhu alınmış gibi solgun yatan ablasını gördüğünde soluğu kesilmişti âdeta. Yeğenine güç veren dili lâl olmuş, her şeyin iyi olacağına inanan kalbi buz keserek yerini umutsuzluğa bırakmıştı.

" Durumu nasıl? " demişti Leyla dolu gözlerle annesine bakan Jiyan'a bakarak.

" Doktor hiç umutlu değil yenge. Organları hasar görmüş, doktor her şeye hazırlıklı olun dedi. "

" Ablam çok güçlü bir kadın sizi bırakmayacaktır. İyi olacağına kalbinden inanırsan, iyi olacaktır. "

" Her geçen gün ile inancımı kaybediyorum. " diyerek elleri ile yüzünü kapatarak ağlamaya başlamıştı Jiyan.

Leyla, tekrardan ağlamaya başlayan Jiyan ile sıkıntıyla nefesini vererek dolan gözlerle bacaklarına sıkıca sarılan Narin'e bakmıştı. Gözlerinden akan yaşlarla bakışlarını duyduğu sese çevirdiğinde Berva'nın kolunda ağlamaktan kan çanağına dönen gözlerle onlara bakan Gülistan hanımı görmesiyle hızla bakışlarını gözlerini dahi kırpmadan ablasına bakan Azad'a çevirmişti.

Gülistan hanım, Berva'nın kolunda yoğun bakım katına geldiğinde Leyla'yı görmesiyle olduğu yerde kalarak bakmıştı Leyla'ya. İçini saran öfkeyle Leyla'ya bakarken Azad'ı görmesi ile yüzümde tebessüm oluşmuş hasretle oğluna bakmıştı. Çok kısa sürmüştü yüzündeki tebessümle oğluna bakması. Ardından tekrardan içimi saran öfke ile kolunu Berva'nın tutuşundan kurtarmış, zor da olsa attığı adımlarla Azad'ın yanına gitmişti. Katrana dönen kalbindeki öfkesinin onu yönlendirmesine bir kez daha izin vererek elini kaldırmış, var gücüyle Azad'ın yanağına indirmişti. Azad'ın ona dönen şaşkın bakışlarıyla beraber dudaklarından firar eden iç çekmeyle kollarını sıkıca Azad'ın beline sarmış, başını göğsüne yaslayarak hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

Azad, kolları iki yanında buz keserek öylece kalmıştı. İçinde kalbinin aklıyla girdiği çok büyük bir savaş başlamıştı aynı zamanda. Bakışları dolu gözlerle ona bakan Leyla'nın gözlerini bulduğunda sisli bakışlarında gördü acı ile gözlerini kapatarak derin bir nefes almış, ellerini annesinin beline koyarak kendinden uzaklaşmıştı.

Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi 1 )✔Where stories live. Discover now