Bölüm 32 - Kızım İçin...

4.5K 506 68
                                    


Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık.
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı.

       Cemal Süreya






Gülistan hanım, hâlen içinden gitmeyen acı ile beraber günlerdir olduğu gibi doğru düzgün gözlerini kırpmadan sabahı sabah etmişti. Günlerdir olduğu evden, hatta olduğu odadan çıkmadan yıllarca yaptığı her şeyi iyi yada kötü düşünmüştü. Belki de yaşattığı her şeyin vicdan azabıydı onu uyutmayan. Kim bilir? Çalan telefon ile düşüncelerinden sıyrılarak heyecanla telefonu eline alarak bakmıştı ki, gördüğü Şilan yazısıyla kaşlarını çatarak sıkıntıyla nefesini vermiş, aramayı sonlandırmıştı. O sadece günlerdir çocuklarının aramasını istiyordu.

" Anne! " demişti Heja, yüzünde gülümsemeyle odanın kapısını açtığında. " Hadi anne kahvaltıya gidelim. "

" Tokum ben. "

Heja, sıkıntıyla nefesini vermiş, odaya girerek annesinin yanına gitmişti. Bir ay olmuştu annesi onda kalalı. Babasının öğrendiği gerçeklerden sonra annesine olan tavrı her ne kadar onu üzmüş olsa da, bir yanı babasına hâk vermiş ve annesine çok kızmıştı. Annesinin önünde çömelerek elini tutmuş;

" Günlerdir kapattın kendini yapma böyle. '' demişti.

" Ne yapmayayım Heja? Çocuklarım yüzüme bakmıyor, arayıp sormuyorlar. Kocam beni evimden kovdu. Benim susup oturmam çok mu? "

" Şu an babam da, Azad da çok kızgınlar. Haksız da değiller. "

" Yaptığımın doğru olmadığını kabul ediyorum ama tek istediğim çocuklarımın mutluluğuydu. "

" Çocuklarının değil anne, Azad'ın mutluluğu. Gerçi Azad'ın gerçekten kiminle mutlu olduğunu görmeyerek Şilan'ı sürekli konakta tutman, çok da Azad'ı düşünmediğini gösteriyor. "

" Heja! "

" Yalan mı Gülistan? "

Gülistan hanım duyduğu ses ile sıkıntıyla nefesini vererek gözlerini kapatmıştı. Ardından yatağın çöken tarafı ile gözlerini açarak teyzesine bakmıştı.

" Hoş geldin teyze. " demişti Heja yüzünde gülümsemeyle Bedia hanıma bakmış, ayağa kalkmıştı.

" Hoş buldum kızım. Sen içeri git, biz de birazdan geliriz.

Bedia hanım, Heja'nın çıkması ile yeğenine dönerek konuşmadan uzun uzun bakmıştı kardeşinin emanetine. Gülistan hanım onun için yeğen değil, kızıydı. Çok erken yaşda kaybettiği kardeşiydi. Canından öte candı.

" Söylesene Gülistan, yalan mı? Sen, en çok erkek çocuklarını sevmiyor musun? "

" Ben tüm çocuklarımı seviyorum! "

" Her anne çocuklarını sever. Hem de ayırt etmeden çok sever. Senin sevgini kırk yıldır çözemedim. Kocanı gerçekten seviyor musun? Çocuklarını gerçekten seviyor musun? Ayşin'i gerçekten seviyor musun? Ben, hiçbir zaman senin sevginden emin olamadım. Bir tek Ciwan'da emindim. O gün anlattığındaki gözlerinin parlaması gerçekti. Zaten ne olduysa o saçma takıntın yüzünden oldu! "

" Takıntı değildi teyze. "

" Değilde ne o zaman Gülistan? Bak şu haline! Ailen nerede? Tek olma çaban yüzünden birbirini seven iki insanın arasına girerek öz kızını ateşe atmadın mı? Sırf Ciwan'ın kızı diye oğlunun mutluluğunu görmeyip Şilan'ı onunla evlendirmaye çalışmadın mı? Yetmedi karısı ile arasına sokmaya çalıştın. "

" Ben sadece Şilan'ın sevdasının arkasında durdum! Yanlıştı kabul ediyorum. Azad'ın ağalığı karşısında Şerwan'ın olmaması için Hivda'nın Salih ile evlenmesini istedim evet ama onu zorlamadım. Bunları nasıl yapabildim bilmiyorum teyze ama canım çok acıyor. Düşünüyorum da sanki tüm bunları başkası yapmış da, ben sessiz kalmışım. Hivda'yı öylece kanlar içinde Azad'ın kucağında gördüğüm an sanki ruhumdaki zincirlerde kırıldı. "

Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi 1 )✔Where stories live. Discover now