Bölüm 27 - Geçmişten Gelen...

4.4K 519 68
                                    

Cevap veriyorum zamanla her şey geçer diyen akıllılara;
Geçen tek şey zamandır .
Anlayan, anlatsın anlamayanlara...

        Cemal Süreya






Güneş, gökteki yerini aldığında, daha da sıcaklığını vermişti Mardin halkına. Zeten her daim sıcak olan bu şehir, güne daha da sıcak başlamıştı. Gerçi artık baharın geldiğini düşünürsek sıcaklık gayet normal idi.

Günü, son üç haftadır olduğu gibi bir tek Karahan konağı sessizlik ve soğukla karşılamıştı. Hivda'nın geçirdiği kazadan sonra bilinmeyen pek çok şey ortaya çıkmış, bedeller ödenmeye başlanmıştı.

Ahmed ağa, öğrendiklerinden sonra, Gülistan hanımın sebep olduğu şeyler ve yaptıkları karşısında çok sinirlenmişti. Karısının kendini haklı bularak konuşmasından sonra kendini kaybederek karısını, talak-ı selase ile boşayacağı sırada Şerwan araya girerek mani olmuştu. Ama Ahmet ağanın öfkesi konağa döndükten sonra da geçmemiş, kardeşinin kaza geçirdiğini duyup da onu görmeye gelen büyük kızı Heja ile beraber karısını Diyarbakır'a göndermişti. Son olanlardan sonra karısını görmek ona iyi gelmiyordu.

Hivda'nın yaşadığı şeylerden sonra evine dönmesine izin vermemiş, Salih'in tüm itirazlarını görmemezlikten gelerek Azad'a boşanma işlemlerini başlatmıştı. Bu süre zarfında Azad dışında kimseyle görüşmemiş, Hivda ve Şervan ile alakalı öğrendiği gerçeği dillendirmemişti.

Şehir gibi konak ahalisi yavaş yavaş kalkarken, Leyla gözlerini yoğun bir mide bulantısıyla açmıştı. Bedenini sıkıca saran Azad'ın kollarının arasından zor da olsa çıkarak, banyoya koşmuştu. Şiddetli kasılmalarla midesindeki her şeyi gözünden akan yaşlarla çıkarmış, sırtında hissettiği el ile sırtını huzur bulduğu göğüse yaslayıp gözlerini kapatmıştı.

" İyi misin? " demişti Azad Leyla'nın saçlarından öperken.

Leyla, cevap verememiş, başını iki yana sallayarak gözünden akan yaşlarla silmişti.

" Gecenin bir vakti, o kadar dondurma yeme dedim değil mi? Hiç beni dinlemiyorsun! "

" Sen de engel olsaydın! Hem, yemişsem ne olmuş? Benim burada canım yanıyor, sen de laf söyle! " diyerek sinirle söylenmiş, çöktüğü yerden kalkarak lavaboya yönelmişti.

Aslında, Azad'ın o kadar " Hasta olursun yeme! " diyerek engel olmasına rağmen gece 3'de yediği bir kutu dondurmanın acısını, yine Azad'a mal ederek kurtulmaya çalışmıştı. Azad'ın konuşmasını beklemeden ağzını çalkalayarak geçmeyen mide kasılmaları ile hızla odaya geri dönmüştü. Saate baktığında 6 olduğunu görmüş, sıkıntıyla nefesini vererek dolaba yönelmişti.

" Daha erken biraz daha uyuyalım. " diyerek yatağa oturmuştu Azad.

" Sen uyu benim işim var! "

" Ne işin var sabahın bu saatinde? " demişti Azad kaşlarını çatarak.

" Bugün Ayşin arkadaşları ile kahvaltı yapacaklarmış, benden poğaça yapmamı istedi. "

" Annem yok ya, gezsin tabi. " diyerek söylemiş, yataktan kalkarak; " Hem, poğaça istiyorsa, kendisi yapsın. Ben karımla biraz daha yatak keyfi yapmak istiyorum. " diyerek Leyla'nın yanına giderek kucağına almıştı. Ardından Leyla'nın tüm itirazlarını umursamadan kucağından indirmeden yatağa uzanmıştı.

" Azad bırakır mısın? "

" Bırakmıyorum! "

" Ya Azad! "

Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi 1 )✔Where stories live. Discover now