Bölüm 50 - Vazgeçiş...

4.2K 426 217
                                    

Bazen hayat seni bulunduğun yerden alır,
Başka bir yere koyar.
Ve der ki; "Burdan devam et."

Cemal Süreya







Leyla, çöktüğü yerde aklına hücum eden sözlerle nefes almakta iyice zorlanmıştı. Dudaklarından firar eden hıçkırıklarla ağlamaya başladığında odada yükselen melodi ile zor da olsa emekleyerek berjerin üstünde olan çantasını alarak yere dökmüştü. Telefonunu almıştı ki arayanı gördüğü zaman daha da şiddetlenen ağlamasıyla neden aradığına anlam veremeyerek derin bir nefes almış;

" Murat! " diyerek aramayı cevaplamıştı.

" Merhaba Leyla. "

" Ne istiyorsun? "

" Sen ağlıyor musun? "

" Seni ilgilendirmez! Ne istiyorsun? "

" Ben, seni merak ettim! İyi misin? "

Leyla, dışarıdan gelen sesler ile daha fazla konuşamayarak telefonu elinden bırakmış, yüzünü kapatarak ağlamaya devam etmişti. Boğazında oluşan yumru konuşmasına engel olduğu gibi nefes almasına da engel olmaya başlamıştı.

Sanki o an içinden ne olduğunu bilmediği ama o şey her ne ise gerçekleri bir bir suratına çarpmıştı âdeta. Vazgeçilen olmuştu. Bir kez daha terk edilen. Önce babası vazgeçmişti ondan, şimdi de sevdiği adam. Bu gerçek ok gibi kalbine saplanırken hemen yanında bir gün bile olsa çantasından çıkarmadığı evlilik cüzdanını görmüştü. İçinde patlayan öfkeyle gözlerini silerek defteri eline almış, öfkeyle yırtmıştı. Ardından ayağa kalkarak arkasına bakmadan odadan çıkmış, Ayşin'in kolunu tutmasına aldırmadan öfkeyle kolunu çekerek konaktan çıkmıştı. Kapıya çıktığında kimseyi görememiş şaşkın gözlerle ona bakan adamların yanlarına gitmiş;

" Arabanın anahtarını verin! " demişti. Ona şaşkınca bakmaları üzerine; " Hemen! " diyerek bağırmış, adamlardan birinin uzattığı anahtarı öfkeyle alarak arabaya yönelmişti ki Azad'ın sesi ile bir an bakışlarını Azad'a çevirmiş, arabaya binip kapıları kilitlerek gaza basmıştı.

Azad, içinde git gide büyüyen korkuyla arabasına binerek Leyla'nın arkasından gitmişti. O korku ki, bi an Leyla'nın onu bulan bakışlarındaki vazgeçmişlik hâr olup ciğerlerine yapışmıştı âdeta.

Tüm bedeni alev topuna dönerek onu azar azar yok derken deli gibi araba kullanan Leyla'nın önüne arabasını kırmış, durmasını sağlamıştı.

Leyla, Azad'ın arabanın önüne kırmasıyla gözlerinde akan yaşları öfkeyle silerek geri gideceği sırada arkasında duran başka bir arabayla öfkeyle çığlık atmış, kapıyı açarak arabadan inmiş;

" Ne istiyorsun? " demişti.

" Nasıl araba kullanmak öyle kaza yapacaktın! " demişti Azad Leyla arabadan indiği anda kolunu tutarak.

" Bundan sana ne? " diyerek kolunu Azad'ın tutuşundan kurtarmıştı.

"Leyla'm! " diyerek elini Leyla'nın yanağına koymuştu ki Leyla;

" Benden uzak dur! " demişti öfkeyle engel olarak.

" Yapma böyle ne olur! "

" Ne yapmayayım Azad? Ne sandın? Sen beni kandırarak başkasıyla evlenirken ben ne yapmayaydım? "

" Seni kandırmadım! "

" Yalancısın Azad! Ben sana bu kadar güveniyorken, her şeyini üstünde tutuyorken sen beni aldattın! Gözümün içine baka baka beni aldattın! Bana yalan söyledin. Ben sana sordum! "Neyin var?" dedim ama sen anlatmak yerine benimle yattın. Sevgili karınla geçiremediğin geceyi benimle telafi etmek istedin! Belki de onu hayal ettin! "

Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi 1 )✔Where stories live. Discover now