-3-

1.3K 63 2
                                    

Keyifli okumalar...

Duştan çıkmış bornozla odamda geziniyordum. Bu akşam dernek yemeğine gidecektik. Tabii Tolgalar da olacaktı. Ve bu akşam, benim devrim başlayacaktı.

Dün Elçin ile alışverişe çıkmış bugün için elbise ve ayakkabılar bakmıştık. Almış olduğum siyah renkteki elbise dolabımın askılığından çıkardım. Bel boşluğunun olduğu kısımlar açıktı. Hafif bir göğüs dekoltesi vardı ve yine kısaydı. Tolga giyimime fazla karışan biri değildi ama yanındayken çekiştirip durunca kızıyordu. Mesela geçen günkü olay gibi.

Zaten karışmaya kalksa ne sıfatla karışmayı düşünüyordu beyefendi? Çocukluk arkadaşı sıfatıyla mı?

Saçımı ve makyajımı kendim yapacaktım. Özel günler hariç kendim yapardım zaten. Ki bugün öyle abartılacak bir özel gün değildi. Annemle Elçin kuaföre gitmişlerdi. Onlar gelesiye kadar çoktan hazırlanırdım zaten.

Elbisenin yanına bir de takı çıkarmıştım. Annemin doğum günümde hediye ettiği kolye ve küpeleri takacaktım. Gösterişli değil zarifti. Bu yüzden insanların dikkatini daha çok çekiyordu bence. Güzel ve zarif olduğu için.

En son dolabımdan gümüş rengi, rugan topuklularla yine aynı renkte küçük bir çanta çıkardım.

Elbiseyi giymiş saçımı ve makyajımı yapmak için masaya oturdum. Saçıma maşa yapmış doğal görünmesi için ellerimle düzeltirken odama Elçin ve annem girdi. "Ooo," dedim eğdiğim kafamı kaldırırken. Onlara tersten bakmak sağlıklı değildi. "Çok güzel olmuşsunuz."

"Hazırlanamamışsın daha," annem eliyle saati gösterdi. "Oraya bir saate anca varırız ve senin hazırlanman için bir saatin var Burçin."

Elimle yüzümü sıvazladım. "Sadece makyajım kaldı anne. Telaş etme bu kadar," dedim. "Acele ettirme vallahi gelmem yemeğe falan," gözleri büyüdü hemen. "Tamam tamam bir şey demedim."

Annem odamdan çıkmıştı ama Elçin odada kalıp yatağıma oturmuştu. Tolga ile dışarı çıktığımız akşamdan sonra konuşamamıştık. Okulu açılması gerekenden biraz daha önce açılmıştı son sınıf olduğu için. Ders çalışmaktan yemek dışında görmüyorduk birbirimizi pek. "Eee," dedi saçlarını geri atarken. "Ne oldu geçen akşam? Ne yaptınız?"

"Ne yapacağız Elçin, gittik arkadaşlarıyla muhabbet ettik."

İstediği cevabı alamadığı için ofladı. Saçıma bandana takmıştım makyaj yapacağım diye. Oturduğum sandalyede ters dönüp sırtımı masaya dayadım. "Berkay var ya hani," hatırlamaya çalışır gibiydi. "Şu, her gördüğünde yılışarak yanımıza gelen çocuk," kafasını salladı hemen. Hatırlamıştı.

"Ne oldu ona?"

"Ne olacak, yanımıza kadar gelip müsait bir zamanda dışarı çıkmayı teklif etti. Ben cevap veremeden Tolga araya girdi," dedim. Tekrar masaya dönüp bütün makyaj malzemelerimi masaya çıkardım. 'Müsait değil koçum, bundan sonra da olmayacak' Tolga'nın erkeksi sesini taklit etmeye çalışarak ne dediğini söyledim. "Sonra da omuzunu sıktı o sinirle kıskançlıkla. Çocuk o şeyle gitti yerine."

Yanıma gelip umut dolu konuşacağını ayağa kalkmasından anlamıştım. Elimi kaldırdım hemen. "Hiçbir şekilde umutlandırmaya çalışma Elçin."

"Ama abla-"

"Aması falan yok," dedim makyajımı yapmaya başladığım sırada. "Ben ona yapacağımı biliyorum."

"Ne yapacaksın?" aynadan gördüğüm yüzüne göz kırptım. "Ona kendimi göstereceğim."

Gözleri boş boş bana bakıyordu. "Diyorum ki benim saf kardeşim, bir şekilde onu sevdiğimi öğrenecek. Artık bunun farkına varması lazım. Çünkü," sesim titriyordu. "Çünkü, ona olan sevgim ve aşkım omuzlarıma daha da yük oluyor sanki. Karşılık alsam belki bu kadar canım yanmaz ya da bu duygular yük olmaz bana."

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıWhere stories live. Discover now