-41-

310 18 0
                                    

Keyifli okumalar...

Gözlerimi açmadan yanımdaki bedene sığındım. Uyandığımın ve her şeyin bilincindeydim ama gözlerimi açmak istemiyordum. Hayatımda müptelası olduğum bu kokuyla biraz daha huzurla uzanmak istiyordum.

Artık her şey değişmişti. Hayatım, planlayacağım şeyler ve bundan sonra yaşayacağım şey. Hepsi bir anda değişmişti. Bundan oldukça mutluydum. Sevdiğim insanla olacaktım bundan sonra. Hayatımın her saniyesinde o olacak, yaşadığım şeyleri onunla paylaşacaktım.

Saçlarımda yavaş yavaş dolaşan parmaklarla tebessüm ettim. Tolga benden önce uyanmıştı muhtemelen. Gözlerimi kırpıştırarak açtım. Bulanık olan görüşüm yavaşça düzeldiğinde bakışlarımı odada gezdirdim.

Beyaz renginin ağırlıkta olduğu ama az da olsa antrasit rengiyle döşemiştik odamızı. Yatağın hemen karşısındaki kapı minik bir verandaya açılıyordu. Oradan kısmen güneş ışığı giriyordu. Giren ışık odanın havasını daha da güzel yapmıştı. Gerçekten de bahar havasındaydı şu an oda.

Kafamı Tolga'nın yaslandığım kolundan kaldırdım. Uzandığım yerde hafifçe doğrulup uyku mahmuru halimle daima aşık olduğum ve olacağım yüze baktım. Bakışları anında bana döndü. Dudaklarına gülümseme yerleşti, kafasını yastıktan kısa bir anlığına kaldırıp alnıma öpücük kondurdu. "Günaydın can şenliğim," alnımı öperken kapattığım gözlerimi açtım. "Günaydın."

Elim pürüzsüz yanağını buldu. Baş parmağım yerinde durmadan yanağını okşamaya başladı. Onun da yeni uyandığı gözlerinden belliydi. Uyumaktan şişen gözleri, dağılmış saçlarıyla tüm çekiciliğiyle bana bakıyordu.

Son kez alnıma öpücük kondurdu. "Hadi kalkalım ve dışarıda kahvaltı yapalım," dedi. "Yoksa uçağı kaçıracağız."

İki gün önceden hazırladığımız valizlerimiz giyinme odasında duruyordu. Önceden belirlediğimiz gibi düğünün ertesi günü kahvaltı yapıp Santorini'ye gidecektik.

Tolga'dan önce davranıp yataktan kalktım ve sabahlığımı üzerime geçirdim. Kalkarken elinden tutup onu da çekiştirdim kalkması için. Peşimden yataktan kalktı. "Sen duşa gir, ben giyeceğimiz kıyafetleri ayarlayayım," kafasını sallayıp odadaki banyoya ilerledi.

İtiraz etmemesi şaşırtmıştı fakat sanırım gece ona fazlasıyla yetmişti.

Beyaz kapıyı açıp giyinme odasına girdim. Sola doğru adımlayıp düzen halinde olan kıyafetlerime baktım. Odanın komple bir duvarı benim diğer duvar ise Tolga'nın kıyafetleriyle doluydu. Elbiselerim, kabanlarım, montlarım ve birçok şey asılı haldeydi. Hemen altındaki iki raflarda da bulunan pantolonlarım, şortlarım ve diğer kalanlar vardı. Kapının hemen karşısındaki ayrı ayrı olmak üzere toplamda on raftan oluşan ayakkabılık.

Gözüme kestirdiğim kıyafetlere uzandım. Siyah bralet, yeşil gömlek, jean ve kemeri sol koluma bıraktım. Arkamı dönüp Tolga'nın kıyafetlerine göz gezdirdim. Gömlekle aynı renkte tişört ve jean çıkardım.

Tolga efendi hanımı hangi renk giyinirse aynı tişört veya gömlek giyen adam olacaktı.

Diğer gerekli eşyalara doğru ilerledim. Alacaklarımı aldığımda arkamdan gelen çıplak ayak sesleriyle hemen arkama döndüm. Islak saçları ve belindeki havlusuyla olan Tolga, gülümseyerek bana bakıyordu.

Dibime kadar geldi. Vücudundaki sudan kıyafetler ıslanmasın diye sakınarak parmak ucumda yükseldim. Dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. Kıyafetlere dikkat ederek kollarını belime sardım. Hızla kendine çekmesiyle ıslak bedeniyle çarpıştım. "Ya Tolga!"

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıWhere stories live. Discover now