-35-

350 18 0
                                    

Keyifli okumalar...

-Nişan günü.-

İstifimi dahi bozmadan dikkatle ona bakıyordum. Oturduğundan dolayı elbisesini eteklerini yatağa sermiş ayaklarını birbirine dolamış masumca bana bakıyordu. Bakışlarım hâlâ onun üzerindeyken elimdeki çayımdan koca bir yudum aldım.

"Ya abla bakmasana öyle!" sızlanışını göz ardı ederek sırtımı dikleştirdim. "Bana, ne zaman söylemeyi düşünüyordun fındık kurdu?" bakışlarını anında başka yöne çevirip fıldır fıldır döndürdü. Bu da bir süre daha benden saklayacak olduğu anlamına geliyordu. Mükemmel! "Sana kızgın veya kırgın değilim ama sevgililik olayları için daha küçüksün gibi geliyor bana."

Elçin hazretleri Cemle sevgiliydi. Birkaç ay önce söyleyeceğim demişti ama son anda bir şeyler uydurup konuyu kapatmıştı. Ta ki, dün geceye kadar. Bunu dün uyumadan önce öğrenmiştim, ona soru sormamam için de söylediği gibi odasına kaçmıştı. "18 yaşındayım abla!"

Çay fincanını üstüme dökmemeye dikkat ederek arkamdaki makyaj masasına koydum. Cemle sevgili olmalarına karışmazdım, onun hayatıydı sonuçta ama işte ablalık iç güdüm buna izin vermiyor gibiydi. Bu zamana kadar birbirimize kardeşten çok arkadaş da olduğumuz içindi bu sanırım.

Cem'den önce de sevgilileri olmuştu ama onlar umurumda olmamıştı. Cem tanıdığım biriydi en önemlisi de bu akşam nişanlanacak olduğum adamın kuzeniydi. Yani Cem'i çocukluğundan beri tanırdım. Nasıl bir kişiliğe sahip, neye üzülür, asabi midir? Hepsini az çok biliyordum.

Güzel çift olurlardı aslında. Birbirlerinin zıt kutuplarıydı. Birisi patavatsızken diğeri lafını tartar öyle konuşurdu tanımadığı insanlara karşı. Elçin ilk tanıştığı insanlara karşı biraz soğuk davranırdı, Cem ise yakın davranarak muhabbete kurmaya çalışırdı.

Beni ilişkilerinde en çok korkutan da Elçin'in patavatsızlığıydı. Sinirlendiğinde kontrolü daha çabuk kaybediyordu ve karşısındaki insanın duygularını düşünmeden yüzüne yüzüne içinden geçenleri söylüyordu.

"18 yaşında olman hiçbir şeyi değiştirmiyor Elçin," yavaşça gözlerimi kapatıp açtım. Bu ergenlerin 18 yaşına basınca 'her şeyi yapacağım' kafasında olması neyin nesiydi? 18 yaşına basınca hayatında bir şey değişmiyordu ki. "Her neyse, fazla bir şey demek istemiyorum. Nasılsa 18 yaşındasın, başının çaresine bakabilirsin."

Kapı tıklandığında umursamaz bakışlarımı Elçin'den kapıya çevirdim. Şu an son dediklerimden dolayı kuduruyordu, biliyordum. Kapıdan annem kafasını uzattığında gülümseyerek gelmesi için işaret ettim. "Sen ciddi misin? Daha giyinmedin mi Burçin?"

Oflayıp gözlerimi devirdim. "Telaş yapma yahu. Biraz soluklanayım diye oturdum," yanıma gelmesi için elimi uzattım. "Sen telaş yapınca ben de yapıyorum."

Dediğimle bana kıyamadığına dair sesler çıkartıp kollarını boynuma doladı. Oturduğumdan dolayı ben de beline sarılırken tekrar kapı tıklandı. "Gülay Hanım, misafirleriniz geldi."

Annem Nezahat ablanın dediklerini onayladıktan sonra bakışlarını bize döndürdü. Saçıma öpücük kondurduktan sonra kapıya gitti. "Abiyeni giy artık," dedi. "Misafirler gelmeye başladı."

Kafamı sallayıp ayağa kalktım. Çayımın çoktan buz gibi olduğunu düşünerek ona elimi bile uzatmadan direkt giyinme odama geçtim.

Ekin ve Ece daha gelmemişlerdi. Ekinlere de davetiye götürmüştüm, ailesi gelmek istememiş sadece Ekin gelecekti. O kadar ikna çabalarım, ısrarlarım pek işe yaramamıştı ama düğüne geleceklerine söz almıştım. Ece, halamlardan daha önce geleceğini hatta gelirken de Ekin'i de alacağını söylemişti ama ikisi de ortalıkta yoktu. Anneannemler ve dayımlar Tunahan'la birlikte aşağıda oturuyordu.

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα