-7-

1K 58 19
                                    

Keyifli okumalar...

Kapının önünde dikilmeyi bırakıp sonunda bahçeye geçebilmiştik. Geriye kalan tatlılardan birini Bahadır'a getirdim. "Afiyet olsun."

Arkasına yaslanmış elindeki tatlıyı yerken arada bir Tolga'ya da bakıyordu. Bakılmayacak gibi değildi ki adam. Bahadır geldiğinden bu yana göz hapsine almıştı adeta. Kızlar da çekingen tavırlarla bana bakıyorlardı. Bir anda maçın olduğu aklıma geldi. "Tolga maç var demiştin herhalde," dedim. Gözleri beni buldu. Hala sinirliydi, hala boğa gibi bakınıyordu etrafa. "Daha sonra özetini izlerim ben, önemli değil."

Fenerbahçe maçı ve Tolga sonra izlerim diyor? Hayret.

"Emin misin?" kafasını salladı. "Eminim."

Fanatik Fenerbahçeliydi. Fener'in hiçbir maçını kaçırmaz, meşgul olsa bile izlerdi mutlaka. Ben ise onun aksine Galatasaraylıydım. Onun kadar olmasa da izlerdim maçları. Elçin ise onun aklına uyup Fenerbahçeli olmuştu. Benim kardeşim diye demiyorum asla sevmezdi beni. Yani bunlardan bunu çıkarıyordum ben.

"Aç mısın? Bir şeyler hazırlayalım," Ekin elindeki tatlı bulaşığını eline almıştı. "Yedim ben."

Bakışlarımı Tolga'dan ayırıp Bahadır'a döndüm. "Anlat bakalım neler yaptın bugün? Bizim evin adresini nasıl ve kimden öğrendin."

Güldü. Bakışları Elçin'i buldu sonra. "Elçin mi?" onayladı. "Yani o yüzden benim onlara gelmem için bu kadar ısrar etti."

"Yani biraz," ortamda Tolga yokmuş gibi davranıyordum, azıcık kıvransındı. "Başka bahane bulsam inanmazdınız ki. Böylesi daha gerçekçi oldu."

Tolga boğazını temizlemek için öksürdü, yayıldığı sandalyede biraz doğruldu. Araya girmek kendini tanıtmak istiyordu ama yapamıyordu. Ben öyle düşünüyordum yoksa Ekin'e elini uzattığı gibi Bahadır'a uzatabilirdi. "Tolga," dedim. "Çocukluk arkadaşım."

Bahadır, Tolga'ya elini uzattı. Uzattığı eli tuttuğunda sıktı ama bayağı bir sıktı. Damarları belli oluyor, parmaklarındaki kemikler oynuyordu. Görebiliyordum. "Bahadır da çok yakın arkadaşım."

"Memnun oldum," Bahadır'ın kısık çıkan sesinin aksine onun sesi gür çıkmıştı. "Ben de memnun oldum Bahadır."

Şu anki durumdan biraz keyif alıyor olabilirdim ama bunu belli etmeyecektim tabii ki.

Birisi masanın altından bacağıma tekme attığında irkildim. Bunu yapan Ekin'den başkası değildi. Gülmemek için birbirine bastırdığı dudakları çarptı gözüme. Belli ki o da zevk alıyordu bu durumdan. Elimi kaşlarımı düzeltiyormuş edasıyla alnıma koydum. Dudaklarım görünmeyeceğinden emin olunca gülümsedim.

"Eşyalarını yerleştirdin mi Bahadır abi?" Elçin, Tolga'nın yanında oturuyordu. Yüzündeki ifade değişikti, sinsilik yayıyordu sanki etrafa. Aklında neler olduğunu ben bile tahmin edemiyordum şu an. "Mobilyalar birkaç küçük şey yerleşti sadece mutfak eşyaları kaldı."

Yanımda oturan Bahadır'ın omuzuna elimi koyup sıvazladım. "İstersen önümüzdeki hafta alışverişe çıkar hallederiz."

Bahadır ilk önce dudağını büzdü, sonra bakışları Tolga'ya döndüğünde hala sinirli olduğunu gördü. Keyifle bana döndü bu sefer. "Olur canım fark etmez benim için."

Bahadıır, yangına körükle gidiyorsun Bahadıır!

Dört yıl boyunca ağzından 'canım' kelimesi dahi çıkmamış çocuktan bahsediyorduk. İlk defa demişti ve benimle birlikte Ekin de şaşırmıştı.

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin