-38-

268 17 0
                                    

Keyifli okumalar...

Sabah uyanıp Tolga'yla kahvaltı yaptıktan sonra okula gelebilmiştim. Okul, diğer okullara nazaran bir hafta öncesinden açılmıştım. Bu bir çeşit hızlandırmaydı ve çocuklar sınavdan önce bütün konuları bitirip test çözeceklerdi.

Tatile girmeden önce idare ve diğer hocalarla belirlediğimiz planı uygulamaya koyacaktık. Sınava girecek olan lise sonlar ve ortaokul son sınıf öğrencileri sınıflarında bekliyorlardı. Elimde tonla ağırlıkta olan optikleri ve sınav kitapçığıyla sınıf sınıf gezmeye başladım. Ortaokul son sınıfların katından yukarı çıkıp lise sonların katına geldim.

Açık olan kapılardan içeriye girip gülümseyerek öğrencileri süzdüm. Hepsi hayattan bezmiş ve kendinden geçmişçesine oturuyorlardı. "Günaydın arkadaşlar!"

"Günaydın hocam!" birkaç öğrencinin uyuşuk uyuşuk konuşmasının ardından enerjik bir ses yükseldi. "Hayırlı olsun hocam, nişanlanmışsınız."

Gülümseyerek, "Teşekkür ederim canım," dedim. Optikleri ve sınav kitapçığını verdikten sonra diğer sınıflara da dağıttım.

Koskoca okul sessizliğe bürünmüş, çıt çıkmıyordu. Sadece ortaokul sonlar ve lise sonlar vardı. Sınavdan sonra soru çözümü olacaktı ve ben sınavları biter bitmez okuldan ayrılacaktım.

Öğle saatlerinde Tolga ve Şeyma ile buluşup iki gündür içi yapılan evimize gidecektik. Daha sonrasında ise tapu işlemlerini halledecektik. Bir de küçük bir sürprizi vardı Tolga'nın. Ne olduğunu asla söylememiş, sadece durmadan sürpriz olduğunu söylemişti.

Şimdi de, sınav bitene kadar mesaj yoluyla onu darlama zamanıydı.

Burçin: Benim canım nişanlım ne yapıyormuş bakalım?

Mesajı attıktan sonra okuyunca azgın dayılara benzer mesaj attığımı fark ettim ama umursamadım. Bu adam beni tanıyorsa şu an yağcılık yaptığımın farkına varırdı.

Tolga: Hayırdır yavrum? Sen böyle mesaj atmazdın.

Burçin: Merak ettim seni, belki azıcık da özlemiş olabilirim.

Farkındaydı ve bilerek oyun oynuyordu benimle.

Tolga: Birkaç saat sonra sürprizimi öğreneceksin bebeğim, yağcılık yapma.

Burçin: Sen gerçekten nişanlını tanıyamamışsın Tolga Bey, ayıp.

Tıklanan kapıyla tüm dikkatim telefondan kapıya çevrildi. Kantinci kadın elinde çay fincanıyla yanıma gelmişti. "Afiyet olsun Burçin Hanım."

"Teşekkür ederim," masaya konan sıcacık çayımdan bir yudum aldıktan sonra mesajdan dolayı titreyen telefonuma geri döndüm.

Tolga: Asıl sana ayıp! Sabah beni öpmeden gittin yanımdan. Neyse, buluşunca ben öperim seni.

Burçin: Çok gevezesin. İşim var benim, görüşürüz.

Tolga: Görüşelim güzelim, hep görüşelim.

Birlikte evimizi düzenlemek, içini döşemek, hayaller içinde neler yapacağımızı belirlemek inanılmaz bir güzellikteydi. İnsanlar hayallerini gerçekleştirmek için dişini tırnağına takar ve yapardı. Biz de şu an o durumdaydık. Her şeyi didik didik ediyorduk. Yavaş oluyordu ama yine de oluyordu, buna da şükürdü.

Sınav bitimine beş dakika kala ilk önce lise sonların katına uğradım. Çoğu öğrenci sınavını bitirdiği için kağıtları toplayarak bu sefer bir alt kata indim. Boş olan sınıfları gördüğümde onların da sınavının bittiğini anladım.

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıWhere stories live. Discover now