-53-

252 11 0
                                    

Keyifli okumalar...

"Can şenliğim, hadi!" aşağıdan beni çağıran Tolga'nın yanına yavaşça merdivenlerden inerek vardım. Akşam yemeğini yiyeli çok olmuştu. Evde oturmaktan sıkıldığım için ve doğumda son haftalara girdiğim için yürüyüş yapmam gerekiyordu.

Emirgan Korusu, eve yakındı. Yani fazla değil ama yakındı işte. Giydiğim eşofman takımının üstüne içi kürklü montumu da giydikten sonra Tolga'yı bekledim. Portmantonun hemen yanında olan pufa oturdum.

Karnımdan dolayı yere eğilemiyordum. Bu yüzden ayakkabılarımı son zamanlarda Tolga giydirip çıkarıyordu. Elinde tuttuğu siyah ve gri spor ayakkabılarını bana gösterdi. Elim griye gittiğinde diğerini yerine kaldırdı.

Ayakkabıyı giydirdikten sonra ayağa kalktı. Elimden tutup yavaşça beni de oturduğum yerden kaldırdı.

Gittikçe büyüyen karnım, hareket alanımı kısıtlıyordu.

"Yardım istemeden hareket edememek çok sinir bozucu!" çocuk gibi çıkan sesime sadece güldü. "Gülme! Hoşuma gitmiyor bu durum."

Gülmesi kıkırtılara dönüştü. "Az bir zaman kaldır can şenliğim. Dayanmak zorundayız," elini bırakıp arabaya bindim. Koruya kadar yürürsem dönüşte Tolga'nın beni kucağında taşıyacağı kesindi. Bu yüzden araba daha mantıklıydı.

Kocama da yazık yahu...

Koruya doğru ilerlerken elim yine elinin içine hapsolmuştu. Ocak ayında olmamıza rağmen eli sıcacıktı. Gerçi onun eli hep sıcacıktı. Sanki beni ısıtmak içinmiş gibi.

"Cem," dedim bacaklarım ve bedenim ona doğru dönerken, "Hiç haber aldın mı ondan yakın bir zamanda? Ya da konuştun mu?"

Bakışlarını yoldan ayırmadan kafasını yukarı kaldırıp indirdi. "N'oldu?" omuz silktim. Elini iki elimin arasına aldım. Bakışlarım ellerimizdeyken, "Ne bileyim, uzun zamandır sesi solu çıkmıyor da," dedim. "Ben Elçinle konuşmak ister belki diye düşünmüştüm."

Kafasını çevirip tek kaşını kaldırdı. "Sence benden yediği o kadar azardan ve birazcık hırpalanmadan sonra Elçin'in radarına girebilir mi yavrum?" dediğinde ona bakıp göz devirdim.

"Aynen canım aynen, birazcık hırpalama."

Gözlerimin içine bakarak elimi öptü. "Canın yesin seni."

Ona karşı içimde karşı konulmaz bir aşk vardı. Hamilelik hormonlarıyla bu aşk arşı alaya çıkmıştı tabii. Fakat olması gerektiğinden bir gram bile azalmamıştı. Yine de şu halleri beni deli ediyordu.

Sevdiği insanlara karşı bu kadar korumacı oluşu hoşuma gidiyordu ama Tolga'nın korumacılığı bir tık fazlaydı. Sevdiklerine bir şey olsun anında alev topuna dönüyordu. Sakinleştirmeye de çalışsan konuşmaya da çalışsan gram fayda etmiyordu maalesef.

Fakat... son zamanlarda dikkat ettiğim bir durum vardı. Artık eskisi gibi değildi. Kendini tutmaya çalıştığını belli ediyordu. Kontrollü davranmaya çalışsa da bazen ipin ucunu kaçırıyordu.

Koruya gelince kemerimi çözüp dikkatlice indim arabadan. Son aylarda bir terslik çıkacak, kötü bir şey yaşayacağım diye o kadar korkuyordum ki bazen bu rüyalarıma da yansıyordu.

Yürüyüş yolunda yavaş adımlarla ilerliyorduk. Karşıdan gelen köpek sahibiyle uzun zamandır aklımı karıştıran problem yine gün yüzüne çıktı. Artemis...

Sadem doğduktan sonra nasıl bir tepki verecekti merak ediyordum. Bir senedir yanımızdaydı. Uysal ve sakin bir köpekti ama bu uysal olmayacağı anlamına gelmiyordu.

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıWhere stories live. Discover now