A Smile From The Villain [BL]

Küçük Siyah Odanın Dışında Zhuang Zhou ve Kelebek - Üç - Bölüm 90

Ekstra Bölüm 3

İnce ve uzun bir zincir, Yan Gu'nun köprücük kemiğinden geçiyordu.

Pozisyonu nedeniyle Yan Gu, masanın kenarına yaslanmak zorunda kaldı. Tüm vücudu anormal derecede soluktu ve zincirleri kan lekeleriyle kaplıydı. Bu zincir yüzünden ne kadar acı çektiğini görmek zor olmadı.

Shen Feixiao'nun kollarında tutulan Qin Kaiyi, bu sahneyi görünce neredeyse çıldırdı. Shen Feixiao'ya bağırmak istedi, ancak bu durumu değiştirecek gücü olmadığını fark etti ... sonunda sistem onu ​​gerçekten terk etmişti.

Ziyang Shi, Qin Kaiyi'nin soluk ifadesine baktı ve dikkatsizce güldü. Sonra ileri doğru yürüdü ve Yan Gu'nun çenesini sıkıştırarak onu uyanmaya zorladı.

"Ziyang Shi ..." Yan Gu'nun dudakları kuru ve çatlamıştı. Gözlerini açıp Ziyang Shi'yi görünce gözleri nefretle doldu. "Gerçekten hala gelmeye cesaretin var mı?"

"Neden gelmeye cesaret edemeyeyim?" Ziyang Shi'nin güzel yüzünde bir gülümseme vardı. Elini uzattı ve Yan Gu'daki zinciri kabaca çekti, kanla akan yaraların üstündeki yaralara tekrar baktı, "Şu anda ... ne yapabilirsin?"

Yan Gu dişlerini gıcırdattı ve hiçbir şey söylemedi. Ancak Shen Feixiao'nun kollarında Qin Kaiyi ile arkasında durduğunu görünce aniden dondu.

"Neden buradasın?" Yan Gu, Qin Kaiyi'nin ondan pekte iyi olmayan bir durumda olduğunu gördü ve bir an ne söyleyeceğini bilemedi. Ziyang Shi'nin onu hapsedip aşağılamasına dayanabilirdi. Ama bu koşullar Qin Kaiyi'ye yapılırsa... Yan Gu buna dayanamazdı.

"Ah, eski bir arkadaş seni görmeye geldiğinde neden bu tavır?" Görünüşe göre Ziyang Shi, Yan Gu'yu çok iyi tanıyordu. Alay etti, "Yan Gu, Shen Feixiao'nun olduktan sonra Qin Shi'nin gerçekten iyi bir hayat yaşayacağını düşünmemelisin." dedi.

"Siz ikiniz!!" Yan Gu gerçekten Ziyang Shi'yi öldürmek istiyordu. Xue Xian ondan ayrıldığından beri, bu adamı öldürmek istediğini düşünmekten vazgeçmemişti. Bu yüzden, tanrısal zehirli böceği harekete geçirmek için her şeyden vazgeçmişti ve sadece Ziyang Pei ve Ziyang Shi'nin kaldığı ölçüde Ziyang klanının yavaş yavaş zayıflamasına neden oldu.

Beklenmedik bir olay dönüşü nedeniyle, Ziyang Shi, tanrısal zehirli böcek tarafından işkenceye uğramadı ve bunun yerine yaşadı. Yan Gu'yu bile yakaladı... Yan Gu tamamen çaresizdi; hiçbir planı yoktu ve bin yıl sonra manevi gücü neredeyse tamamen dağılmıştı.

"Beni çok fena öldürmek istiyor olmalısın," Ziyang Pei kayıtsızlıkla çekildi, "Ölmedim. Hayal kırıklığına uğradın mı?"

"Elbette hayal kırıklığına uğradım." Yan Gu sefil bir durumda olmasına rağmen, hiçbir şekilde taviz vermek istemiyor gibiydi. Ziyang Shi'yle konuşurken bakışlarını suskun olan Qin Kaiyi'ye çevirdi, "Shen Feixiao, Qin Shi sana hiçbir zaman borçlu olmadı. Hangi gerekçeyle onu böyle utandırıyorsun?"

"Ne demek istiyorsun?" Shen Feixiao, Yan Gu'nun kendini savunmak için güçsüz olduğunu gördü, ancak beklenmedik bir şekilde Qin Kaiyi'yi düşünecek aklın varlığına sahipti. İlgisi doruğa çıktı ve devam etti, "Söyle bakalım?"

Yang Gu, "Gizli diyarda onun bilgi denizine girdim, bu yüzden ikinizin arasında olan her şeyi doğal olarak açıkça gördüm," dedi Yang Gu. "Sana zarar vermiş olsa bile, sana karşı hiçbir kötülük beslemedi. Senin hayatını kendi hayatına seçerken hiç tereddüt etmedi... Shen Feixiao, Qin Kaiyi'nin vicdanına layık bir şekilde davranıyor musun?"

Shen Feixiao, Yan Gu'nun sözlerine "Eğer değerse o zaman iyidir, değilse de hepsi bu," diye hiç aldırış etmemişti. "Şu anda, bunu söylemenin anlamı ne?"