A Smile From The Villain [BL]

Amin - Bölüm 75

(Çn: Bölüm başlığı Amen aslında.)

Ancak, Qin Kaiyi'nin solgun ve şok olmuş yüzüyle karşılaştırıldığında Tang Shayun'un ifadesi çok heyecanlıydı. Zihinsel olarak çökmüş gibi, Qin Kaiyi öne çıkıp onu sertçe tokatlayana kadar tüm şikâyetlerini Qin Kaiyi'ye haykırdı, böylece neredeyse umutsuz olan bağırışlar sona erdi.

"Wuwuwu... neden... bu neden oluyor, neden böyle bir şeyle karşılaştım... neden... buradan ayrılmak istiyorum, eve gitmek istiyorum!!! Beni kim kurtaracak... Beni kim kurtaracak..." Tang Shayun ağlıyor ve yerde yatıyordu, sesi inanılmaz derecede kederliydi.

"..." Qin Kaiyi, Tang Shayun'un yanında durdu ve zihinsel durumunun çöküşünü izledi. Uzun bir süre sonra ağzından hafif bir iç çekti - kim bu dünyaya geldikten sonra eve gitmek istemez ki?

Her şeye tanık olurken, Shen Feixiao'nun ifadesi gittikçe daha derinleşti.

"Usta, Yan Gu denen kişinin kim olduğunu bilmek istemiyor musun?" Patlıcan, Shen Feixiao'ya açıkça anladı. Qin Kaiyi ile Tang Shayun arasındaki rahatsız edici söylemi izledi ve belli ki odağı bu ikisi arasındaki ilişki değildi.

"İstemiyorum." Shen Feixiao'nun ifadesi çok kayıtsızdı. Tang Shayun'un kullandığı illüzyon tekniğinin herhangi bir insan formunu taklit etmek için sıradan bir illüzyon olmadığını, illüzyon kurbanının ona en çok yardım edebileceğini düşündüğü kişiyi taklit edeceğini biliyordu. "Yan Gu iyi, Ziyang Pei de iyi, kimse onu benim ellerimden almayı düşünemiyor."

Shen Feixiao'nun gözlerindeki zengin mora bakan patlıcan, Shen Feixiao'nun ilgisini çekemeyeceğini biliyordu ve sıkıcı bir şekilde omuz silkti: "Tamam, Tang Shayun ile Qin Kaiyi arasında gerçekten bir ilişki var gibi görünüyor ... wu, usta ne yapmayı planlıyor?"

"Ne yapmayı planladığımı bilmiyor musun?" Shen Feixiao henüz gülümseme olmayan bir gülümseme gösterdi, patlıcana aptalmış gibi baktı, "Çok açgözlü olma."

"... Tamam." Patlıcan ağzının kenarlarını çekerek mırıldandı, "Onu aynen böyle mahvetmek ... ne yazık." Orijinal doğal şeytani vücut daha iyi bir kullanıma sahip olmalıydı.

Shen Feixiao patlıcan şikayetlerini duymamış gibi yaptı. Aynanın üzerinden Qin Kaiyi'ye baktı ve başını aşağı sarkıtarak onun yerinde durduğunu gördü. Bir süre sonra ayağa kalktı: "Düzeni kaldır."

"Evet." Patlıcanın itiraz etme gücü yoktu.

Qin Kaiyi parlak ay ışığının ne zaman parladığını bilmiyordu ... Yukarı baktı ve içinde bulunduğu koridorun atmosferinin bir şekilde değiştiğini, önceki cansızlığını unuttuğunu gördü. Şu anda binanın akıllıca bir antik cazibesi vardı. Qin Kaiyi, ağlayan ve yerde neredeyse bayılacak olan Tang Shayun olmasaydı, manzarayı takdir etmiş olabileceğini tahmin etti.

"Ağlama." Hala ağlayan Tang Shayun'a bakarken, Qin Kaiyi'nin hiç merhameti yoktu. Bu kızın yaptığı şey çok acımasızdı. Ona yardım etmeye pek niyeti yoktu. Ne de olsa, çiftçinin yılana yardım etme hikayesini duymuştu.

"Wuwuwu ..." Ama Tang Shayun, Qin Kaiyi'yi tamamen görmezden geldi. Vücudunu terk etme yöntemi ömür boyu yalnızca bir kez kullanılabilirdi ve şimdi tek ayrılma şansını mahvetmişti.

"..." Qin Kaiyi bir şey söylemek istedi ama Shen Feixiao'nun onları gözetlediğini düşündüğünde, bu dürtüyü bastırdı. Tang Shayun'un sözleri Shen Feixiao'nun ihtiyatlılığını uyandırmak için yeterliydi. Eğer kendisi bir şey söyleseydi ... belki o bile karışırdı.

"Shixiong." Shen Feixiao'nun sesi uzaktan geldi. Qin Kaiyi bu sesi duyar duymaz kaskatı kesildi. Uzak olmayan Shen Feixiao'ya bakmak için döndü ve sonra neredeyse bilinçsiz Tang Shayun'a baktı, bunun gerçekten Shen Feixiao tarafından kurulmuş bir oyun olduğunu düşündü... Bu oyunun amacının ne olduğunu bilmiyordu.