A Smile From The Villain [BL]

Eşin Eve Geri Dönüşü - Bölüm 91

Bazen sert olmak iyi değildi. Örneğin, Qin Kaiyi bir kez cesur bir yüz taktıktan sonra, kendi ağzını kapatmak için kaşınıyordu.

Shen Feixiao'ya bu isteği ilk yaptığında, onun için sorun çıkarmayı amaçladı. Ancak, Shen Feixiao'nun hem et hem de sebzeleri yiyebileceğini tamamen beklemiyordu ve olağanüstü derecede hemfikirdi. Bu, Qin Kaiyi'yi suskun kıldı.

Böylece birlikte yaşama meselesini bu garip yolla çözdüler. Qin Kaiyi umutsuzca Shen Feixiao'yu kovmak için bir bahane bulmayı diledi, ama ...

"Bugün ne yemek istersin?" Önlüklü adam sordu, ifadesi sakin ve toplanmıştı.

"... Herhangi bir şey olur." Qin Kaiyi sabırsızlıkla televizyona baktı, hala protesto ediyordu, "Yapma, ben ... aç değilim."

"Ah." Shen Feixiao, Qin Kaiyi'nin dikkatini çekme zahmetine girmedi. Qin Kaiyi ile bir aydan fazladır yaşıyordu. Bu adamın düşüncelerini nasıl anlayamamıştı?

"Shen Feixiao." Qin Kaiyi her halükarda bu şekilde devam edemeyeceklerini hissetti. Shen Feixiao'nun ne yapmak istediğini bilmese de, şimdi harekete geçmezse, gerçekten çok geç olacağına dair belirsiz bir önsezi vardı.

"Ne oldu?" Shen Feixiao, Qin Kaiyi'nin seslenişini duyduğunda yemek pişirmenin ortasındaydı. Durdu.

"Ben ..." Qin Kaiyi bir an tereddüt etti. Dişlerini gıcırdattı, kalbini sertleştirdi ve yüreğinde boğduğu sözlere ses verdi, "Senden hoşlanmıyorum."

"En." Shen Feixiao'nun belirli bir tepkisi yoktu. Ellerinin hareketlerini düzeltti ve onları silmek için bir havlu kullandı. "Uzun zamandır biliyorum."

"Kadınları seviyorum." Uzun vadede değil kısa vadede acı çekmenin daha iyi olduğunu bilen Qin Kaiyi, zaten kırılmış bir potu parçalamaya karar verdi. "Ve... senden çok korkuyorum."

"..." Shen Feixiao dönerek Qin Kaiyi'ye baktı ve devam etmesini bekledi.

"Sana yanlış yaptığımı biliyorum." Qin Kaiyi'nin tonunu anlamak zordu. Sözlerinin Shen Feixiao'ya ne kadar acımasız olduğu konusunda netti. "Ama seni gerçekten kabul etmenin bir yolu yok. Senden gerçekten korkuyorum... seni görmek, bana ne olduğunu düşündürecek, o yüzden, Shen Feixiao... biz... bu imkansız."

"O dünyanın Shen Feixiao'sunun anısına sahip değilim." Qin Kaiyi'nin reddi karşısında, Shen Feixiao oldukça sakin görünüyordu. Sanki bu günün gelmesini uzun zamandır bekliyormuş gibi görünüyordu. "Bu yüzden o dünyadaki kadar ölçüsüz ve inatçı olmayacağım."

"Yani ...?" Qin Kaiyi, Shen Feixiao'nun ne iletmek istediğini bilmeden kaşlarını çattı.

"Ama bu gitmene izin verebileceğim anlamına gelmiyor." Shen Feixiao kendine güldü. "Araba kazamdan sonraki aylarda, iyileştiğimde, bu sorunu düşünüyordum ... Bu deneyimleri bir rüya olarak ele alıp sonra hayatımı yaşamaya devam edip edemeyeceğimi düşünüyordum."

"..." Qin Kaiyi bir sebepten dolayı biraz üzüldü.

"Ama yapamadım." Shen Feixiao'nun ifadesi kayıtsızdı ve ne düşündüğüne dair tek bir ipucu bile vermiyordu. "Ona rüya demek yerine, daha çok kendi geçmiş hayatıma benziyor. Her şeyi, her insanı unutmanın hiçbir yolu olmadan hatırlıyorum ve sonra hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Shen Feixiao hiç kimsenin ona sevmeyi öğretmediğini söyledi. Yazar olarak onun varlığı ve sevgisinin hiçbir ilişkisi olmadığını bilmelisin."

"Bu doğru. Bunu daha önce böyle yazmamış olsaydım, o zaman bu iyi olurdu." Qin Kaiyi gülümsedi.

''Eğer' diye bir şey yok." Shen Feixiao, Qin Kaiyi'nin fantezisini kesin bir şekilde paramparça etti. "Yirmi altı yaşındaki Qin Kaiyi, A şehrindeki Dil Üniversitesi'nden mezun oldu. Baban, C şehrinin Kamu Güvenlik Bürosunda sivil polis olarak görev yapan Qin Zhuo. Şimdi çoktan emekli oldu. Annen Nianhua Mağazasında çalışan bir ofis çalışanı ..."