Bölüm 12: İki Viski

590 171 489
                                    


Selam bebeğim ressamlık karşim sistoları. Nasılsınız. İthaf deyince nasıl yorum manyağı yaptınız ama. Yerim sizi ben.

Bu bölüm Azra bebek sisto karşim ressamlık güzeli ve Sevda değil Sevde bebeğim sisyp karşim ressamlık güzeline geldi. Hadi göreyim sizi koçlar.

#ikiviski

Tagı anlayan var mı acaba?

Buraya da etiket alanı bırakıyorum. Bölüm sonu görüşelim.

"Abi ne zaman geleceksin eve ya?" diye beş karış surat asıyordu telefondaki abisine, "hani maç yapacaktık?"

"Geliyorum abiciğim, yoldayım," dedi Kıvanç, Demir Han'a. Biricik kardeşiydi o. Ona hiç kıyamazdı. Biraz sonra telefonu kapatıp arkadaşına döndü.

"Senin evlatlık mı yine?" diye sordu Semih alay eder gibi, "Düşmedi yakandan bir, eşek kadar herif oldu."

"Düşmez o," dedi Kıvanç, "ben varım diye arkadaş bile bulmuyor kendisine. Şunu da içeyim, yanına gideceğim. Söz verdim, maç yapacağız."

"Ohoo," dedi Semih isyan ederek, "Ufacık velet yüzünden iki bira keyfi yapamıyoruz kardeşimizle."

"Her akşam beraberiz amk," dedi Kıvanç, "kardeşim çağırmış gitmem mi hiç... Hem hani eşek kadar herif olmuştu?"

Birasını bitirdikten sonra kalkıp arabasına ilerledi. Semih tepenin başında durup içmeye devam ederken sinir olduğu Kıvanç'ın arkasından baktı. "Siktiğimin malı, iyi ki bir kardeşin var amk."

Kıvanç eve gelmişti. Arabanın sesini duyan Demir Han, formasını giymiş, topu ayağında tutarken abisinin formasını elinde tutuyordu.

"Abim," dedi Kıvanç kardeşini görür görmez. Demir Han formayı abisine attı. Giyer giymez maça başladılar.

Demir Han abisiyle su bile içse daha mutlu olurdu. Abisine olan düşkünlüğü yüzünden arkadaş bulmazdı  kendisine. Arkadaşına takılır da abisine geç kalır diye korkardı. On beş yaşında olmasına rağmen asla abisinden kopacak bir erkek değildi.

"Heyt be," dedi abisi, "aslana bak sen, nasıl da vurdu ama."

"Ya abi sana gol attım ben, neden seviniyorsun?" diye sordu gülerek.

"Golü atan sen misin? Sensin. O zaman isterse böbrek yatağıma kadar girsin ama yeter ki sen gol atmış ol. Başkası değil." Gülümseyerek yanına gidip sıkı sıkı sarıldı. "Şimdi maçımız bittiyse ben yengenin yanına gidiyorum." Demir Han'ın yüzü bir kez daha asıldı ama abisi gidiyor diye değil, abisi o kızın yanına gidiyor diye asıldı.

"Ne oldu yine?" dedi Kıvanç çenesinden tutarak. Demir Han bir kez daha aynı şeyleri söylemek istemiyordu artık. Zaten abisi üzülüyor diye de söylemek istemedi.

"Tamam git hadi," dedi topu eline alırken, "Ama çok geç kalma. Babam sana kızınca ben üzülüyorum."

"Sen de ders çalış. Çalışmayınca ben üzülüyorum."

Demir Han gülümsedi. Abisi yap derse yapar, yapma derse yapmazdı zaten. "Çalışırım abi..." Arkasından bakıp kalırken Kıvanç kocaman bahçenin kapısına ilerledi.

Demir Han evde abisi yokken çok sıkılırdı. Ama dersini çalışır, söz dinlerdi. Günlerce, aylarca bu böyle devam ederken Demir Han gördükleri karşısında şoka girmişti.

Adam OlWhere stories live. Discover now