Bölüm 20: Görmezlik

544 147 636
                                    

Selam. Bu kadar dermişim. Tabii ki değil. İyisiniz inşallah.

Sınır koyuyorum yoksa olmuyor. Kitap yükselişe geçmiyor bir türlü. Gün gün okuyucu azalıyor. Lütfen herkese öneri yapar mısınız? Rica ediyorum. Sizleri seviyorum.

Okulda sapık var 2 Son Düzlük geliyor bu arada. Kütüphanemizde eklemeyi unutmayın lütfen.

En az 100 beğeni, 500 yorum olmadan devamını yazmayacağım. Hatta kitabı kaldırmayı bile düşünüyorum. İyi okumalar.

#görmezlik

#duvar

Demir Han Karadağlı'nın anlatımıyla...

Selam.

Bu kadar. Ne? Beklemeyin daha fazlasını. İnsanlara o kadar güvenmiyorum ki, kimseyle ne konuşmak istiyorum, ne görüşmek. Ama görüşüyorum, çünkü böyle böyle hayat ilerliyor.

Nefret ediyorum, herkesten. Kendimden bile nefret ediyorum. Kendinden nefret eden bir insandan ne bekliyorsunuz ki? Kime ne faydam dokunur benim? Kimin ne işine yararım? Bitti, size söyleyeceklerim bu kadar.

"Ama çok özleyeceğim aşkım ben seni," dedi yanımdaki fıstık, "çok durmadan gel olur mu?" Olur sarı çıtır, sen iste. Sarışın takıntım var, bilmem bilir misiniz? Sarışın seviyorum ben.

"Olur," dedim gülümseyerek, "senin için geleceğim sevgilim. Ama artık gitmem lazım." Sarıldı. Az daha kuvveti olsa kemiklerimi kırardı ki, bu bugün görüştüğüm kaçıncı kızdı bilmiyordum. Sabahtan beri görüşmediğim kız kalmamıştı. Yorulmuştum. Bir de şimdi arabayla Bursa'ya gidecektim.

Hangisine karşı ne hissediyordum, sormayın. Hiçbir şey hissetmiyordum. Niye hissedecektim ki? Gerek var mıydı? Yoktu. Çünkü aşık olursam ölürdüm. Ve evet, ben ölmek istiyordum ama şimdi değildi. Ne zaman olduğunu da bilmediğim halde ölmek istiyordum ama vakti vardı.

"Gidiyor musunuz Demir Han ağam?" dedi evimizde çalışanlardan bir abi. Adını bile bilmiyordum, gerek yoktu. Başımı sallayıp bahçeden çıktım. Son kızdan da ayrıldıktan sonra eve gelip duşa girmiştim, şimdi de arabama binmiştim. Babamlar uçakla gitmişlerdi ama ben tercih etmemiştim. Bir katille aynı evde birbirimizi görmediğimiz zaman çekiliyordu, ama aynı uçak bir kaç saat bile olsa çekilmezdi. O adamdan, en başta o adamdan nefret ediyordum.

Sormayın amk. Sorunca anlatasım geliyor, güvenesim geliyor. Belki bir faydası olur gibi geliyor ama olmuyor. Kiminle derdimi paylaşsam başkalarından alay konusu olarak duydum çünkü. Abim için yanında ağladığım adamlar arkamdan gülerek konuştular.

Sizin hiç, ciğerinizin söküldüğü bir şeyi başkaları alay konusu yaptı mı?

Benim yaptılar. Hem de çok kez. Defalarca kez belki bu sefer arkadaş bulurum, diye girdiğim her yol çıkmaz sokak oldu. Adana güneşi beni on sekiz senedir bu kadar yakmamıştı ama yanıyordum.

Ben abim var diye bir tane arkadaş istememiştim kendime. Ama onu kaybettikten sonra çok yalnız kaldım. Belki bir arkadaşım olsa diye düşündüğüm zaman her seferinde kullanıldım. Ya paramı yediler, ya derdimi alay konusu ettiler. Bu yüzden kimseye güvenmiyordum.

Babama bile.

Çünkü en başta beni her sokağın çıkmaz olduğu semte o götürdü. Orada bıraktı. Her sokağın başında insanlar vardı. Güvendim. Derdimi anlattığım zaman her seferinde sırtıma yüklendiler. Sırtımda taşıdığım yük yetmiyormuş gibi bir de jilet izi bıraktılar.

Ben abimi kaybettim, her şeyimi kaybettim. Yapmam dediğim ne varsa hepsini yaptım. Defalarca kez abime verdiğim sözleri tutmak için geri dönmek istedim ama olmadı. Geri dönemedim. Girdiğim an kapandı kapılar. Sırtıma bir de kapı darbesi yedim.

Adam OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin