Bölüm 14: Yaram Derin, Çok Beterim

678 168 763
                                    


#yaramderin

#çokbeterim

#unutmadım

#unutsanda

#anlatmadımsoranlara

#senikendimdengizledim

Bu bölüm Azra için gelsin. Azra kız sen kim olduğunu biliyorsun bebeğim. Hadi iyi okumalar. Ve şey, sizi seviyorum. Bölüm sonu duygularınızı yazın bebekler.

KbraAydn848 seni andım bu bölümde bir gelsene.

Yazarın anlatımıyla...

Hayatın bize neleri getireceğini bilemiyorduk. Hepimizin eksikleri, beğenmediğimiz yönlerimiz vardı. Kendimizce çözüm üretebilirdik bazen. Bazen saçmalar ve yalpalardık. Her seferinde düşerdik belki. Peki düştükten sonra ne yapardık? Hangimiz düştüğümüz yerde kaldık ki? Hiçbirimiz. Ki zaten kalamayız. Sadece mezara düştüğümüzde orada kalırız. Hatta orada bile kalamayız. Ruhumuz öbür dünyaya gider, bedenimiz gün gün çürür. Hiçbir şey kalıcı değilken acıyı, üzüntüyü ve olumsuz duyguları neden sürekli bir yük gibi taşıyorduk? Taşıyamazdık. Belki taşırdık ama aynı ağırlıkta değil. Gün gün azalarak. Yavaş yavaş sönmeye çalışarak.

Ama Demir Han'ın içinde öyle bir ateş vardı ki, ne sönebiliyordu, ne dönebiliyordu, ne yok olabiliyordu. Her saniye onun acısını azaltırken hırsını çoğaltıyordu. Çünkü öylesine kuşku doluydu ki, bu kaybediş onu mahvediyordu. Nasıl yapacağını falan düşünmüyordu zaten. Zamanı gelse de, abisinin yanına gitse diye bekliyordu. Yapmadığı serserilik yoktu. Babası Tahir beyi, abisi Kıvanç gibi Adana'ya rezil etmişti Demir Han. Hatta abisinden beter olmuştu.

Bursa'ya gönderme sebebi onun Adana'dan uzak olmasıydı. Belki böyle daha iyi olurdu onun için ki, bence iyi de olmuştu. Menfaati olmayan kimse Demir Han'la muhattap olmazdı Adana'da. Parası için, içkisi için, sigarası için dostluk kurarlar ama arkasından dolaplar çevirirlerdi. Burada bu dostluk tuhaf gelmişti Demir Han'a. İçlerinde olduğu zaman kendini oraya ait hissediyordu. Halbuki o, hiçbir yere ait olmadığını düşünüyordu. .

"Çağatay," dedi telefonu açan Çağatay'a.

"Söyle," dedi Çağatay. Hala sinirleri çok bozuktu.

"Sana şekil yapacağım demiştim ya hani, diğerlerine de söyle, akşama hep beraber çıkıyoruz." Çağatay kabul etti. Tahir bey oğlunu parasız bırakmıyordu. Demir Han ilk kez kimse ondan bir şey istemeden bir plan yapmıştı.

Arkadaşlarıyla dışarıya çıkma planı.

Ve ilk kez Demir Han kendi isteğiyle yapıyordu bunu. Çağatay dememişti ona bizi dışarıya çıkar diye, ya da diğerlerinden birisi.

Akşam yemeği yiyecekleri için kahveli kremli oduncu gömleğini giydi. Altına koyu bir kot pantolon giyip botlarını çıkardı. Parfüm sıkmayı asla ihmal etmezdi.

Hazırlanıp kapıya çıktığı zaman itinayla ayakkabılarını giydi. Çağatay da o sırada hazırlanıp inmişti. Beraber köşedeki araç kiralama ofisine gittiler. Araba kiralayıp diğer çocukları ortak bir noktadan aldılar.

"Nereye gidiyoruz babalar?" diye sordu Mücahit heyecanla. Normalde çok fazla dışarıda yemek yemezlerdi. Aileleri evde yemeği uygun görürdü ama bugün farklıydı. Bugün aralarına bir kişinin daha katılışını kutlayacaklardı.

"Özlüce diye bir yer varmış, orada bir mekana yer ayırttım."

"Sakın bana Meze Özlüce deme," dedi Yasin heyecanla.

Adam OlWhere stories live. Discover now