♈20.Keşke Sevgin Gerçek Olsa♈

22.2K 1.7K 572
                                    

Min soo
-Taehyung ben çok üzgünüm, sen haklıymışsın. Woo Hyun beni terk etti. Lütfen bana geri dön. Seni sevdiğimi anladım Taehyung yalvarırım.

Derken gözleri işiyordu. Evet işiyordu. Çünkü bu kızı hiç sevmedim anca gözünden işer bu.

V
-artık çok geç Min Soo. Sen beni terk edip ona giderek beni kaybettin.

Derken sesi sertti. Bana ilk çarptığında olduğu gibiydi.

Min Soo Taehyung'un ellerini tuttu ve iki avcunun arasına aldı. Ne?

Min soo
-onu gerçekten sevdiğimi sanmıştım. Lütfen beni affet, sadece yanılmışım.

Taehyung ellerini sertçe onun ellerinin arasından kurtardı. Aferin be, adamsın be, yürü be, koçum be!!

V
-kusura bakma Min Soo ama bana ihanet eden birini bir daha asla kabul edemem. Kendine iyi bak.

Diyerek arkasını döndüğü an beni görmüşti. Zaten o sırada da kız birden Taehyung'a arkasından sarılmıştı. Ellerini onun karnının üzerinde sıkıca birleştirmiş, gitmesini engelliyordu. Hop dedik gülüm. Ağır ol bakalım. Yalandanda olsa o benim sevgilim.

Taehyung onun sarılması üzerine gözlerini benden çekti ve gözlerini kapadı.

Min soo
-hayır, seni bırakamam!

Taehyung aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini hızla açtı ve bana baktı. Ardından tek harekette Min Soo'nun ona sarılan kollarından kurtularak bana doğru gelmeye başladı. Yutkunarak bir adım geri gittim. O an hızla kapıyı açtı ve beni kolumdan tutup çekmeye başladı. Al işte yakalandım. Bir işi de doğru yapsam zaten dişimi kıracağım.

Tam Min Soo'nun yanına geldiğimizde kolunu belime sardı ve beni kendine yasladı. Ardındansa nefesini saçlarımın arasında hissettim. Hadi ama bana hiç yardımcı olmuyorsun Taehyung.

V
-sevgilimmiş gibi davran, lütfen.

Bunları fısıldadıktan sonra Min Soo'ya döndü.

V
-Elif benim kız arkadaşım. Yani anlayacağın sen beni nasıl bir köşeye attıysan, ben de seni aynen öyle attım.
Elif, güzelim gidelim mi artık?

Güzelim didiii...

-tamam gidelim.

Dedikten sonra boğazımı temizledim. Sesim gitti yav.

Min Soo'yu arkamızda bırakarak yürümeye başladığımızda kolu hala belimi sarıyordu ve vücudumuz hala bitişikti. Bir an gözlerimi kapadım. Bu canımı yakmıştı. Bana hatırlamak istemediğim bazı şeyleri hatırlatmıştı.

Min Soo gözden kaybolduğunda ondan ayrıldım ve belimi tutan elinden kurtuldum. Kaşlarını çatmış ne yaptığıma bakıyordu.

-bu kadar yeter, artık bizi göremez.

Dediğimde derin bir nefes aldı.

V
-bana yardım ettiğin için sağol.

Dediğinde ortada rahatsız edici bir sessizlik vardı. Bu sessizliği bozmak adına şakacı bir tavırla konuştum.

-ya bir şey diyeceğim, senin yüzünden herkes bizi sevgili sanıyor. Hayır senin için söylüyorum çünkü sen bir ünlüsün. Bir army görse yanarsın.

Dediğimde beni birden kolumdan çekti ve kollarını etrafıma sardı. Kısa olan boyum göğsüne geliyordu. Yutkundum, güzel kokuyordu. Tabi etrafıma sarılı olan kollarını da buna eklersek...

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapadım, konuşamıyordum. Sanki sesim, ruhumun dipsiz karanlığında kaybolmuştu. Kalbimin üzerinde bir ağırlık vardı. Neden bilmem, bir şeyler sıkıyordu yüreğimi. Oysa daha tanışalı ne kadar olmuştu ki, bir ay mı?

-ne.ne yapıyorsun sen?

Dedim sesimi bulabildiğimde. Fakat sesim hala kısıktı.

V
-benimle sevgili olur musun?

Bunu nasıl kabul edebilirdim ki? Jungkook, sen ve Jimin'in benim için iddiaya girdiğinizi bile bile üstelik. Şimdi kabul etsem birkaç gün sonra iddiayı kazanmış ve beni terketmiş olacak. Neden hayatıma giren erkekler her seferinde beni yanıltmayarak bana karşı oyun oynuyorlardı? Bunu hak edecek bir şey mi yapmıştım? Kuzenimi pikniğe gittiğimizde bir ayının mağarasına sokup onu orada bıraktığım için mi oluyordu bunlar? Tamam bu durumda size ben haksızmışım gibi gelebilir ama kuzenim girdiği mağarada ayıyla kanki olmuş ve kış uykusuna yatan ayının yanına da kendi kıvrılmıştı. Evet, garip bir şekilde hayvanlarla iyi anlaşan bir kuzenim var.

Peki şu durumda ne yapmalıyım? Seninle sevgili olup bana oynadığınız oyunun aynısını size mi oynamalıyım? Yapamam. Ben siz erkekler kadar alçak değilim. İnsanların duygularıyla oyayamam.

Peşimi bırakması ve bu iddiadan vaz geçmesi adına sert davranmak zorundaydım. Çok üzgünüm.

-Taehyung, kusura bakma ama bu sadece bir oyundan ibaret. Yani seninle gerçekten sevgili olamam. Bu düşünceyi kafandan at. Ayrıca yaklaşık üç haftadır tanıdığın bir kıza aşık olacak kadar zayıfsan bu benim değil senin sorunun.

Dedim ve onu iterek kollarından kurtuldum. Kolları iki yanına düştüğünde bana öylece bakıyordu. Ruh gibiydi. Gözlerim dolmaya başladığında ağladığımı görmemesi için koşmaya başladım. Bu olanları hak etmişti. Hem de sonuna kadar.

Eve geliğimde göz yaşlarımı sildim ve sırtımı kapıya yaslayıp derin nefesler almaya başladım. Derya beni bu halde görürse milyon tane soru sorardı. Kendimi toparlayabildiğimde yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve kapıya anahtarı takıp çevirmeye başladım. Kalbim hala eski haline dönmemişti. Hala bir ağırlık hissediyordum ve bunun üzerine bir de boğazıma bir yumru oturmuştu.

Derya bir anda kapıyı açtığında küçük bir çığlık attım.

-hay... Ödümü kopardın kızım yavaş açsa-

Derya
-Türkiyeye dönmeliyiz.

BTS'in Başı Türklerle Dertte Where stories live. Discover now