♈107.Günlük♈

11.9K 1.2K 450
                                    

106. bölümün oy sınırı 105'i geçmemiş ama azminizden dolayı bölüm atıyorum sksjsk

İyi okumalar...


JİN

Arabadan indiğimde hızla kapıyı kilitledim ve binadan içeri girdim. Kapıdaki adama selam verip içeri girdiğimde Jack gülümseyerek benimle tokalaştı.

-nerede.

Kahkaha atarak koltukları gösterdi.

Jack
-çok istekli görünüyorsun. Otur bir önce kaçmıyor ya defter.

Her ne kadar önce defteri okumak istesem de kabul ederek koltuğa oturdum. O da çalışma masasından iki defter alarak yanıma oturdu. Defterleri almak için elimi uzatmıştım ki defterleri geri çekti. Bakışlarımı ona çıkardım. Biraz önceki gülümseyen halinin aksine daha ciddiydi.

Jack
-defteri koreceye çevirdim Jin fakat bunu sana vermeden önce birşey söylemek istiyorum.

Dikkatlice ona bakmaya başladım.

Jack
-kızın defterde yazdıkları, yaşadıkları... Sana söylemek istediğim tek şey kızı sakın üzme.

Dedi ve dudaklarını birbirine bastırarak defteri bana uzattı. Yavaşça defterleri aldım ve ayağa kalktım.

-teşekkür ederim Jack.

Hızla binadan çıkıp arabaya bindim ve gaza bastım. Sonunda o defter elimdeydi. Üstelik benim okuyabileceğim şekilde yazılmış başka bir korece çevirisi de vardı.

Derin bir nefes aldım. Jack'in bahsettiği şeyler...

Arabayı yol kenarına çektim ve yan koltukta Jack'in çevirisi olan defteri elime aldım. Ardından defterin ilk sayfasını açarak okumaya başladım.

05.11.2014

Şey, merhaba. Aslında bu benim ilk günlük deneyimim. Gerçi günlük sayılmaz ama olsundu, ben böyle diyeceğim. Biliyorum çok saçma bir giriş oldu ama bugün olanları kimseye anlatamadım. Hatta en yakın arkadaşım Defne bile bilmiyor. O yüzden ben de çareyi sana anlatmakta buldum.

Bir defterle konuştuğum için kendimi tam bir aptal gibi hissediyorum. Her neyse yeniden başlayalım.

Sevgili günlük;
Bu gün üniversitede yeni biriyle tanıştım. Aslında tam tanışma da sayılmaz ya orası ayrı. Tamam ısrar etme olanları anlatıyorum(;
Şimdi ben kampüste dolaşırken bir çocuk çıktı karşıma ve benimle tanışmak istediğini söyledi. Ben de adımı falan söyledim. Benimle vakit geçirmek istediğini söyledi. Şimdi Allah var yakışıklı çocuktu o yüzden kabul ettim. Emin ol sen olsan sen de kabul ederdin günlük kardeş. Benim dersimle onunkisi çakıştığı için ikimiz de aynı anda dersten çıktık ve bir cafede oturmaya başladık. Sonra gözüme bir adam takıldı. Kafasında şapka olduğu için yüzünü pek görememiştim ama Eminden bile yakışıklı olduğunu anlayabilmiştim. Bu arada Emin tanıştığım çocuk.

Her neyse devam edeyim.

İşte ben Eminle konuşurken adam arada buraya falan bakıyordu ama ben umursamadım ve Emine söylemedim. Bir yarım saat sonra adam çıkıp gittiğinde Eminle daha rahat sohbet etmeye başladım. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama akşama doğru ikimiz de cafeden çıktık. Emin beni eve götürmeyi teklif ettiğinde kabul ettim. Biliyorum fazla hızlı gidiyorduk ama o çok tatlı ve pozitif biriydi. Neyse işte biz yürürken birden o cafedeki adam karşımıza çıktı. Ben şaşkınlıkla ona bakarken o Emine doğru ilerledi ve kolunu sırtına doğru çevirip sertçe duvara itti. Ardından yüzünü duvara yaslayıp kulağına eğildi ve birşeyler söylemeye başladı. Emin çırpınmaya başladığı sırada siyah bir minibüs yanımızda durdu. Karşımdaki şapkalı adam Emin'i yakalarından tutarak kapısı açılan minibüsün içine tıktığında içerideki adam ona selam verdi ve kapıyı kapadı. Kapı kapandığı gibi minibüs gaza basıp gitti ve ben kelimenin tam anlamıyla mal gibi kaldım.

BTS'in Başı Türklerle Dertte Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang