♈74. Odamda Mı?!♈

13.4K 1.1K 247
                                    

KAİ

Adanın yanımdan koşup gitmesiyle bende peşine takıldım. Çok... Hızlı koşuyordu ve bacakları güzeldi. Fakat derya... Deryanın her yeri güzeldi. Gözleri, saçları, hafif esmer teni. Bu kız kesinlikle çok güzeldi. Aslında sadece beyaz tenli kızlar hoşuma giderdi fakat derya bu maddenin dışında kalıyor.

Ada hala koşmaya devam ederken nefesim tükenmşti. Usain Bolt gibi koşuyor bu kız. Tanrım... Kesinlikle bir daha hiçbir kızı aldatmayacağım. Demek daha önce aldattıkarım da böyle koşmuştu. Bu kesinlikle yorucu ve ben iyi birisi olduğum için onların koşmasına izin vermem. Artık kimseyi aldatmayacağım ama bu terk etmeyeceğim anlamına gelmez.

Adanın durmasıyla dizlerimin üzerine çöktüm ve derin nefesler almaya başladım. Ciğerlerim sökülüyor gibi acıyordu.

Ada bir duvara yaslandı ve yere oturdu. İnleyerek yere oturdum ve bağdaş kurdum.

-aahhhh. Çok. Hızlı koşuyorsun... Neden beni. Huuuhhh. Beklemedin... Cidden... Arkandan o kadar... Koştum. Aishh...

Ben bile ne dediğimi anlamıyordum. Aahhh kızların benim peşimde koşması gerekirken ben onların peşinden koşuyorum. Kesinlikle önceki hayatımda kötü bir şey yapmış olmalıyım.

Ada burnunu çekti ve bana baktı. Gözleri kızarmıştı.

Ada
-sana beni takip et diyen mi oldu gerizekalı.

Evet... Hayatımda ilk defa bir kızın peşinden koştım fakat o da bana küfretti. Harika...

-aaahhh. Demek sana iyilikte yaramı-

Adanın hıçkırmasıyla lafım yarıda kaldı. Ağlıyordu... Tamam, ilk defa bir kız karşımda ağlamıyor. Daha önce terk ettiğim kızlar yanıma gelip çok ağladı ama onlardan hiçbirini teselli etmemiştim. Ne yapmalıyım...

"bence git öp."
"ne! Ben onu öpemem. Tamam öperim ve aramızda kalsın bu konuda çok iyiyim fakat onu öpersem jungkook beni öldürür ve ben kesinlikle kendimden küçük birinden yumruk yemek isteyorum."
"mantıklı... Ama öp. Öp. Öp. Öp."
"öpemem ya. Deryaya ihanet etmiş gibi hissediyorum. Öpersem bu his artacak."
"kai, yavrum sen salak mısın? O kız senin hiç bir şeyin değil."
"biliyorum fakat böyle hissediyorum. Ne yapabilirim ki."
"oğlum kız sana evde kıçını döndü lan. Resmen seni g*tüne bile takmadı. Bu neyin kafası. Nerde yaşıyon sen."
"of be anlaşılan senden yarar gelmiyecek."
"he ondan he"

İç sesime muhteşem gülüşümden gönderdim ve benim bu mükemmelliğime dayanamayıp bayılmasını sağladım. İşte şimdi tek başımayım. Ne yapmalıyım. Aslında filmlere baş vurabilirim. Filmlerde genelde kız ağlar ve erkekte onun yanına gider. Ardından birbirlerine açılırlar ve erkek kızı öpe-
Tamam bu başka filmdi. Doğrusu kızın yanına gider ve kız ona bir tokat ata-
Tamam bu da değildi. Heh buldum. Erkek kızı omzuna yatırıp ağlamasına izin verir. Evet evet, bu işime yarayabilir.

Yavaş adımlarla yanına gittim ve yanına oturdum. Ardından başını tutarak omzuma yasladım. Bunu yapmamla dahada çok ağlamaya başladı. Pekala... Sanırım ilk fikrimi yapıp ona açılmalıydım. Kahretsin. Bir dahakine bunu deneyeceğim.

-iyi misin ada?

Karşılığında ne mi yaptı. O küçük burnunu ceketime yasladı ve hönkürdü. Evet, bunu yaptı ve o yeşilimsi şeyleri bana gönderdi. Sanırım... Kusacağım...

-bu iğrenç. Neden bunu ya-

Ada
-sadece sus.

Dedi ve burnunu içine çekti. Tabi içinde hala bir şey kaldıysa. Öğk.

-huhhh... pekala. Ama bana bir ceket borçlusun.

Evet... Asla bir kıza borcu olduğunu söyleme yoksa senin üzerine tekrar ve tekrar hönkürebilir. Sanırım kusacağım.

♊♊♊

Sanırsam bu bir saat boyunca hem adanın gözleri, hem de ceketime sildiği o yeşil şeyler kurudu.

-bak, artık eve gitmelisin. Üstelik ceketi çıkarmak istiyorum. Bu iğrenç. O yeşil şeyleri nasıl bana sürebilirsin?

Ada omuz silkti.

Ada
-hayır, eve gidemem. Eve gidersem beni orada bulur.

Derin bir nefes aldım.

-hımmm. O zaman bize gel.

Beni cimcikleyince inledim. Bu kız kesinlikle vahşi.

Ada
-aptal mısın. Sende onla aynı yurtta kalmıyor musun.

Bu kız gerçekten zeki.

-aahh. Doğru.

Dedim kafamı kaşıyarak. Ardından aklıma gelen fikirle gülümsedim.

-aklıma bir fikir geldi. Yurda taşınmadan önce kaldığımız eve gidebiliriz istersen. Orada şu anda kimse yok. Ayrıca kimsenin aklına-
Bir dakika. Uyudunmu.
Heeeyy. Sana soruyorum.

E o kadar ağlamadan sonra ben de uyurdum. Şimdi seni nasıl taşıyacağım ki ben.

Ayağa kalktım. Ardından Adanın sırtından ve bacaklarından kaldırarak göğsüme yasladım. Şimdi eve kadar kim taşıyacak bu kızı.

♊♊♊

Onu yavaşça yatağıma yatırdım ve odadan çıktım. Sanırım bu gece bana kanepe kaldı diye düşünürken telefon çaldı. Arayan baekhyun hyungtu.

-alo.

Baekhyun
-kai. Adayla ne yaptın. Kız ortalarda yok.

Derin bir nefes aldım ve üzgünce kanepeye baktım. Sırtım ağrıyacak.

-bizim eski eve getirdim. Yalnız kalmak istediğini, eve dönmek istemediğini söyledi. Merak etme ben onu yarın getiririm.

Baekhyun
-tamam.

JUNGKOOK

Lanet olsun. Bizi öyle görmek zorundamıydı sanki. O yılışık kız bana yapışmasaydı böyle bir şey olmayacaktı. Neden tüm bunlar benim başıma geliyor. Aishh...

Telefonu elime aldım ve hızla rehbere girerek elifi aradım.

Elif
-alo.

-elif hala adadan haber yokmu. Dün akşamdan beri kız ortada yok. Her yeri aradım. Karakol, hastane, park. Aramadığım yer kalmadı. Gece gözüme uyku girmed-

Elif
-ya biraz önce baekhyun söyledi. EXOnun yurda taşınmadan önceki evlerindeymiş ada. Dün haberi varmış ama söylemeyi unutmuş.

Kaşlarımı çattım ve oturduğum yerden ayağa kalktım.

-onun orada ne işi var.

Elifin derin bir nefes aldığını duydum telefonun diğer ucundan.

Elif
-kai götürmüş.

Telefonu elifin yüzüne kapadım ve hemen arabaya atladım. Üstelik,onun kai hyungun evinde ne işi var. Bu kız... Aishh...

Evin önünde durduğumda hızlıca arabadan indim ve zile bastım. Kapı açıldığında tabiki de karşımda yarı çıplak bir kai beklemiyordum. Dişlerimi sıkmaya başladım.

-hyung, bana bunun bir açıklamasını yapmazsan emin ol aramızdaki yaş farkına bakmayacağım.

Kai belindeki havluya batıktan sonra tekrar bana döndü.

Kai
-banyodan çıktı-

-tamam, bana sadece adanın yerini söyle yoksa kendimi tutamayacağım.

Kenara çekildi ve bir odayı işaret etti.

Kai
-içeride. Odamda.

Odamdamı. ODAMDA MI?!?!!




Gençler bölüm geç geldi kusura bakmayın.





BTS'in Başı Türklerle Dertte Where stories live. Discover now