♈86.Amerika Mı?♈

15.3K 1.4K 468
                                    

TAEHYUNG

Elifle yanındaki çirkin çocuk birbirleriyle konuşurken, ben sinmiş olduğum yerden gizlice onları izliyordum. Elifi o çirkinin yanında bırakıp gidemezdim tabiki. Elif kafasını buraya çevirince hızla geriye çekildim ve sırtımı vitrin camına verdim.

Az kalsın yakalanıyordum ki yakalanmam pek te iyi olmazdı.

Gizlice tekrar baktığımda elifin kapıya doğru koştuğunu gördüm. O çocukta arkasından ilerliyordu. Hızla saklandığım yerden çıktım ve çocuğa doğru koşmaya başladım. O tam dönen kapıdan çıkacaktı ki onu
t-shirtinden yakaladım ve kendime doğru çektim. Sendeleyerek geriledi ve durduğu yerde dikleşti. Beni görünce kaşları çatılmıştı. Ne diyebilirim ki, benim de onu pek sevdiğim söylenemez.

Hızla yakasına yapıştım ve yüzümü yüzüne yaklaştırdım.

-bir şey mi yaptın kıza! Cevap ver neden koşarak gitti!!

Yüzüne doğru bağırdığımda o sadece sırıtmakla yetindi. Evet, bunun ne kadar sinir bozucu olduğunu tahmin bile edemezsiniz.

-cevap versene!

Dudaklarını yaladı ve yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirdi. Bu ilk gülüşünden daha da sinir bozucuydu.

Engin
-hayır... ıımm. Bir şey olmadı. Sadece ona söylediğim utandırıcı laflar karşısında utanmış olmalı. Ne diyebilirin ki, aklına benimle birlikte geçirecek bir kaç güzel vakit geldiğinde utanmış olmalı. Anlarsın ya.

Cümlesinin sonunda göz kırptığında dişlerimi birbirine kenetledim. Bu aptal elif hakkında ne diyor?!

-doğru konuşacaksın!

Dedim yakasına biraz daha asılarak. Seri bir hareketle ellerimden kurtuldu ve bir adım geri gidip omzundaki olmayan tozları silkeledi. Bu çocuk!!

-bana bak. Bir daha ona elini sürmeyeceksin, hatta konuşmayacaksın. Ha olduda tekrar karşılaştınız, olmaz ama ben yinede söyleyeyim. Tekrar karşılaşırsanız onu tanımayacaksın anladın mı?! Burada yaşananları da unut.

Alaylı bir şekilde gülümsedi ve bir elini arkasına koyup bana reverans yaptı.

Engin
-emredersiniz bayım.

Dedi ve yerdeki valizini alarak hızla dışarı çıktı.

Elifin peşinden gitme ihtimali?

Tam tekrar peşine düşecektim ki çalan telefonumla bir küfür savurup telefona cevap verdim.

-ne var!

Karşı araftan bir süre ses gelmediğinde tam kapayacaktım ki suga hyungun sesini duymamla telefonu tekrar kulağıma yasladım.

Suga
-ne oluyor lan. Senden büyüklere saygılı ol gelmeyim oraya. Helede bu bensem dahada saygılı olacaksın.

Derin bir nefes aldım ve duvara yaslandım.

-tamam suga hyung söyle ne oldu?

Suga
-hepimizi şirkete çağırdılar hemen gel. Bizde yoldayız birazdan şirkette olacağız.

-tamam.

Dedim kısaca ve gözlerimi devirdim. Ahh nereden çıktı ki şimdi bu.

Alışveriş merkezinden çıktım ve bir taksiye atladım. Şirketin önüne geldiğimde bizimkilerinde kapıda beklediğini gördüm. Taksiciye parasını ödeyip hızla onlara doğru yaklaştım. Hepside bulundukları durumdan sıkılmış gibi ofluyorlardı.

BTS'in Başı Türklerle Dertte Where stories live. Discover now