♈27.İntihar♈

21.6K 1.6K 513
                                    

ELİF

-dediğimi duymadın mı, atla hadi.

Min Soo'nun ağlaması şiddetlenirken Taehyung bana sanki salakmışım gibi bakıyordu. Ne? Sadece ters psikoloji yapmaya çalışıyorum. Bu her zaman işe yarar. Şey, en azından filmlerde işe yarıyordu.

V
-Elif sen ne diyorsun? Kapa çeneni!

Umursamaz bir şekilde omuz silktim.

-atla diyorum Taehyung. Ölmek isteyen birine bşka ne diyebilirim ki? Atlama diye yalvaracak halim yok.

Dedikten sonra başımı tekrar Min Soo'ya çevirdim.

-hadi atla. Medem oraya kadar çıkmışsın boşa gitmesin öyle değil mi? Hatta dur, gelip sana yardım edeyim. Seni iteyim ha, ne dersin?

Min Soo sürekli elleriyle gözündeki yaşları siliyordu fakat sürekli bu göz yaşlarının yerine yenileri geliyordu.

O da seviyordu Taehyung'u. Bunu gözlerinden anlayabiliyordum.

Min Soo ellerini gözlerinden çekti ve bağırmaya başladı.

Min soo
-sen de nereden çıktın?! Ben buraya Taehyung'u çağırmıştım. Git buradaaan!

Bir süre sonra ağlaması hıçkırıklara karışmıştı. Taehyung ise hala benim ne yaptığımı çözmeye çalışıyordu.

V
-Eliiif! Elif yalvarırım git atlayacak. Bunun acısını kaldıramam, yemin ederim sana. Git, lütfen...

Ona bakmadan Min Soo'ya bakmaya devam ettim. Çünkü ona bakarsam vazgeçip gideceğimi biliyordum.

-ya sen beni duymuyor musun? Hala neden atlamıyorsun? Senin atlaman beni çok mutlu edecek. Sen atlarsan Taehyung sonsuza kadar bana kalacak.

O an göz ucuyla Taehyung'a baktım. Anlamazca bana bakıyordu. Haklı. Hem onu istemediğimi söylüyorum, hem de bana kalacak diyorum. Sanırım onun yerinde ben olsam benim beynim yanardı ve şu anda beynimden dumanlar çıkıyor olurdu.

V
-elif kes sesini! Defol git!

-ben ne dediğimi çok iyi biliyorum Taehyung!

Bir süre sonra Min Soo yavaşça çıktığı yere oturdu ve aşağı indi. Ardından bir kaç adımda Taehyung'un yanına geldi.

Min soo
-ben... Ben özür dilerim sevgilim...

Dedi ve parmak uçlarında yükselip Taehyung'un dudaklarına yaklaşmaya başladı. O an dünya durmuştu benim için. Bir put gibi Min Soo'nun Taehyung'a yaklaşmasını izliyordum. Bedenim her bir hücresine kadar buz tutmuş, kalbim ağır bir yükün altında kalmıştı. Çırpınıyordu atmak için. Neydi bu his?

Min Soo dudaklarını tam onunkilere değdireceği sırada Taehyung başını yukarı kaldırdı ve dudaklarını
Min Soo'nun alnına bastırdı. Ardından geri çekildi ve onun kulağına eğildi. Fısıltı şeklinde konuştuğu için sesi bana gelmiyordu.

V
-git Min Soo... Bu dudaklar artık senin tenine değdiğinde acıyor...

O an bir şey şeyler oldu. Biliyorum, onu dudağından öpmemişti ama alnından... Neden onu öptü ki? Belki de hala onu seviyordur. Belkide benimle oyunu bittikten sonra tekrar
Min Soo'nun yanına gidip onun gönlünü alacaktır. Hatta sonra da barışırlar...

V
-Elif sen ne yapıyorsun? Ya atlasaydı!

O kadar dalmıştım ki Taehyung'un yanıma geldiğini fark edememiştim bile. Gözümü onun arkasına çevirdim fakat Min Soo yoktu. Hangi ara gitti bu kız?

BTS'in Başı Türklerle Dertte Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon