♈44.Tamam...♈

16.1K 1.3K 195
                                    

ELİF

Arkadaşım benim dilimi kesin, sonrada tavada pişirip yiyin. Hayır yani ben kamp işini neremden uydurdum arkadaş. Akşam yemeğine vs. gideceğiz desene sen, ne diye kamp gibi salakça bir fikri ortaya atıyorsun ki?

Gözlerimi yanımda duran ve bana şaşkınlıkla bakan jungkooka çevirdim. Dediklerimin şokuyla onunda gözleride büyümüştü.

Aferin elif. S*çtın sıvıyorsun.

-biz gidelim artık.

Dedim bu ortamdan kurtulmak adına. Taehyung cevap vermeden jin konuştu.

Jin
-evet taehyung bizde gidelim. Biliyorsun yarın röportajımız var.

Taehyung başıyla onayladı ve çocuklara baktı.

V
-tamam o zaman. Ben sizi geçireyim.

Jimin
-yhoo... Bon doho yomoğomo botormodom.
(yhaa... Ben daha yemeğimi bitirmedim.)

Jiminin isyanıyla hepimiz gözlerimizi devirdik ve bahçe kapısına ilerlemeye başladık. Diğerleride arkamızdan geliyordu. Jungkook beni kolumdan tuttu ve sürüklemeye başladı. Bir şey demeden onun beni sürüklemesine izin verdim çünkü bana hesap soracağını biliyordum.

Onlardan bayağı bir uzaklaşınca durdu ve kolumu serbest bırakıp bana döndü.

Jungkook
-ya elif sen neden ortaya kampa gidiyoruz diye laf attın. Ne yapacağız şimdi?

Derin bir nefes aldım ve ellerimi saçlarımın arasından geçirdim.

-başbaşa gideceğiz diyip onu iyice inandırmak istemiştim. Aklımda onlarında geleceği yoktu.

Jungkook derin bir nefes aldı ve başını iki yana salladı.

Jungkook
-işler iyice sarpasardı. Ne halt yiyeceğiz şimdi.

Ellerimi birleştirdim ve ona pişmanlıkla bakmaya başladım.

-çok özür dilerim. Seni en başından bu işe bulaştırmamalıydım.

Elini koluma koydu ve güven verircesine sıktı.

Jungkook
-ya tamam.. Kusura bakma fazla üzerine gittim. O zaman ben şu kamp işini hallederim. Çadırları falan ben ayarlarım.

Başımı olumlu anlamda salladım.

-tamam. Teşekkür ederim.

Konuşmanın ardından jungkook onu ileride bekleyen minibüse doğru ilerlemeye başladı. Derin bir nefes aldım ve bende eve doğru yürümeye başladım. Kesinlikle başıma büyük bir dert aldım. Umarım bu kamp işinden hayırlısıyla kurtulurum.

Bahçe kapsısından içeri girdiğimde evin kapısının önünde konuşan ada ve taehyungu gördüm. İkiside hararetle bir şeyler konuşuyorlardı. Beni ilk gören ada oldu ve beni görür görmez sustu. Bunun üzerine taehyungta sustu ve bana baktı. Ardından bakışlarını tekrar adaya çevirdi.

V
-görüşürüz güzelim.

Güzelim...

Ada
-görüşürüz.

Taehyung adanın yanağını öptü ve bana doğru gelmeye başladı. Sadece ona bakıyordum. Aklımda güzelim kelimesi ve şu öpücük olayı vardı.

'onlar sevgili elif, kendine gel!'

İç sesime hak vererek kendime geldim. O sırada taehyung bir şey demeden yanımdan geçti ve bahçe kapısından çıktı. Derin bir nefes alarak adanın yanına ilerledim. O da bana bakıyordu.

-partiniz çok güzeldi.

Dedim gülümsemeye çalışarak. O da aynı şekilde bana gülümsedi.

Ada
-teşekkür ederiz. Taehyungun fikriydi. Ayrıca kampı da merakla bekliyorum, umarım eğleniriz kuzen.

Sadece gülümsemekle yetindim. O da daha fazla bir şey demedi ve içeri girdi. Ben de peşinden girdim eve.

♊♊♊

Okul çıkışı ikimizde yan yana eve doğru yürüyorduk. İkimizinde arasında rahatsız edici bir sessizlik vardı ve bu sessizlik her geçen saniye artıyordu.

Ada
-ş şey elif.

Adanın sesini duyduğumda şaşırsamda belli etmedim ve ona döndüm. Değişik görünüyordu, yani şey gibi...

Üzgün...

Derin bir nefes aldı ve gözlerini benden kaçırdı.

Ada
-ben sana bir şey söyleyeceğim.

-söyle.

Dedim kısaca. Her ne kadar söyleyeceği şeyi merak etmiyor gibi görünsemde oldukça meraklanmıştım.

Ada
-aslında ben ve-

Onun cümlesini yarıda kesen şey, benim telefonumdan gelen melodik sesti.

-Bir dakika telefon çalıyor.

Dedim ve montumun cebinden telefonumu çıkarıp arayan kişiye baktım.

Jungkook...

Derin bir nefes aldım ve telefonu kulağıma götürdüm.

-alo.

Karşı taraftan jungkookun hızlı nefes alıp verişleri duyuyordum, kaşlarımı çattım.

Jungkook
-alo elif. Acilen........ Hastanesine gelin. V hyung röpörtaj sırasında bayıldı.

Duyduğum şeylerle vücudumu bir titreme esir aldı.

'ona bir şey olacak'

Başımı iki yana salladım. Ona bir şey olmadı, olmayacak.

-n ne diyorsun sen.

Diyebildim sadece. Bu kelimeler bile güçlükle çıkmıştı dudaklarımın arasından.

Ada
-elif ne oldu. Yüzün bembeyaz, kireç gibi.

Gözlerimi asfalt zeminden çektim ve adaya çevirdim. Endişeliydi.

-ba bayılmış.

Diyebildim. Kaşlarını çattı.

Ada
-kim.

Adanın sorusuna cevap vermeden koşmaya başlamıştım. Her adımımda gözlerim kararıyor, başım delicesine dönüyordu. Koşmayı bırakmadan ilerlemeye devam ettim. En sonunda hastanenin önüne geldiğimde hızla içeri girdim. O an gözüme jungkook takıldı. Duvara sırtını yaslamış, bekliyordu.

-o nerde.

Dedim nefes nefese. Sırtını duvardan ayırdı ve bir adım bana yaklaştı.

Jungkook
-ta tamam. Yukarıda beni takip et. O kadar önemli değil, sadece kan şekeri düşmüş. Acil zannettim kusura bakma, senide endişelendirdim.

Cevap vermeden merdivenlere yöneldiğimde beden önce davrandı ve bana yol göstermeye başladı. İki katı çıktıktan sonra bir odaya girdi, bende peşinden ilerledim. Odanın içerisine girdiğimde gözüme ilk ilişen yatakta oturur vaziyette bekleyen taehyungtu. İki tane hemşire tansiyonunu ölçüyordu. Derin bir nefes alım ve odanın içerisine doğru adımladım. Hala beni görmemişti.

-iyimisin.

Sorumla birlikte bakışları bana döndü. Beni görmesiyle şaşırdı fakat bu şaşkınlığı uzun sürmedi.

V
-evet, sağol.

Birden gözlerim doldu ve onun görmemesi adına arkamı döndüm. Sanırım gerçekten korkmuştum. Ona bir şey olma dşüncesi...

-madem iyisin. Ben gideyim artık. Hem... Ada yanında zaten.

Dedim fısıltı gibi çıkan sesimle.

V
-tamam.

Dedi sadece. Bu kelime bile beni yerle bir etmeye yetti.

Tamam...

BTS'in Başı Türklerle Dertte Onde histórias criam vida. Descubra agora