Bölüm 2

7.6K 253 5
                                    


CUMARTESİ 14.27

'Uyan uykucu!'

Gözlerimi zar zor açarak yanımda bağrışan Hale'ye baktım. Yaren'in ablasıydı ve bizden 1 yaş büyüktü. Ama kesinlikle bizden daha genç davranıyor. En azından sabahları.

'Hale Allah aşkına, sabah 6'da uyuduk. Bırak uyumaya devam edeyim.'

Eve geldikten sonra eşyalarımı odaya atmış ve yemek yemiştik. Daha sonra sırayla aklımıza gelen her şeyi yaptık. Diziler ve filmler havada uçuştu.

Başta kesinlikle yorgunluk hissetmiyordum ama sonra hepimiz dökülmeye başladık. Sırayla bir koltuğa yayılınca son çare misafir yatağına yayılmak oldu. Üçümüz yan yana dizildiğimizde saat 5'e geliyordu ve sohbet ederek sabahlamaya devam ederiz diyorken ben uyumuştum. Dİğerleri hakkındaysa herhangi bir fikrim yok hala.

'Kızım saat 2 oldu. Kalk bir şeyler yiyelim 5 gibi seni stadın oraya bırakırız, maçtan sonra da orda buluşuruz yine.'

Hale, futboldan nefret eder, Yaren direkt spordan nefret eder. Bu yüzden bugünkü maça gelmeleri için ikna edemedim hala. Ama yarın basketbol finaline Hale benden daha hevesliydi. Yaren de ayak uydurmak zorunda kalmıştı.

'Beni bırakın siz gidin. Hayata dönebildiğimde otostop çeke çeke stadı bulurum.'

Hale kıkırdasa da içeri yeni giren Yaren resmen üzerime atladı. Ya bu kız 45 kilo değil mi? Neden nefes alamıyorum?

'Zey, sofrayı bile hazırladık. İki günümüz var, uyuyarak geçirmeyeceksin değil mi?'

Üçümüz üniversiteye geçene kadar (yani Trabzon'da yaşadığımız dönem) her hafta korku gecesi yapardık. O da yetmez sürekli birbirimizde olurduk. Çünkü doğduğumuzdan beri birlikteydik, aynı sitede yaşıyorken biz 14 yaşındayken farklı bir yere taşındıklarından beri hayat daha zordu.

O yüzden bu tarz zamanlarda daha duyarlıyız.

'Umarım uyandığıma değecek bir gün olur.'

Kurduğum cümleyle kalkmaya yeltendim ama üstümdeki Yaren'le başarısız oldum.

'Hale, kardeşini üstümden almazsan gerçekten uyurum.'

Yaren yanağımı yalayarak zıpladı ve beni odada yalnız bıraktılar. İkisi de sorunlu hatta ben de öyleyim.

Sıyrılmış kazağımı düzelttim ve hızla banyoda işlerimi hallettim. Saçlarım darmadağınık, yüzüm yorgunluk belirtileri tarafından istila edilmiş. Kahvaltıdan sonra duş almalıyım. Ama önce kahvaltı.

Hızla masadaki yerimi aldım ve konuşmaya dahil olmayı bekledim.

'Bence maça gitme.'

Ağzıma attığım peynirle başımı olumsuz anlamda salladım.

'Bir yere eğlenmeye falan gideriz.'

Hale'ye sadece bir bakış attım. O da omuz silkip çayını yudumladı.

'Gitme.'

10 dakika boyunca ben kahvaltımı yaparken Yaren bunu tekrarladı. En son kafamı büyük hızla masaya geçirecekken Hale eliyle beni durdurdu.

'Yaren, Zey üzerine atlayacak.'

Çayımı alıp masadan kalktım ama söylenmemi de eksik etmiyorum.

'Asla, şimdi kendimi mutfak camından atacağım.'

Hale, her zamanki gibi Yaren'in saçını çekmiş olmalı ki küçük bir çığlık geldi. Gülümsedim ve çayımı tazeleyip içeri yollandım.

ZEYNADonde viven las historias. Descúbrelo ahora