Bölüm 92

806 38 0
                                    

    
    Çarşamba
         11.24

  Sizleri sıcak Antalya güneşinin altında bunun tadını çıkardığımı ballandıra ballandıra anlatarak karşılamak bir iki kelam söylenmeninizi dinlemeyi göğüslemek isterdim.

  Ancak durumum hiç de öyle düşündüğünüz gibi değil. Tahmin edersiniz ki bizim gibilerin rahat durması pek görülmüş iş değil.

Bir yerlerden bir iğne hep batıyor anacığım! Kimse de bu iğne neden hep size batıyor demiyor, neden sessiz sakin bir hayat yaşıyorsunuz demiyor!

Lütfen diyiverin canlarım, diyiverin ki aklımız bir başınıza gelsin ve bir şeylerin farkına varmaya başlayalım.

Gerçi ben bugün ufaktan bir başladım...

  Buraya adımlayalı bugün 4 gün oluyor. Ve geldiğimiz gün hariç içinde bulunduğumuz 3 günde de aklımızı başımıza toplayamadık.

  Ben ki güzel sakin yaşantımın içindeki güzel sesli güzel yüzlü kızımı bırakıp buralara gelmişim, az bile oluyor bana resmen!

  Hata kesinlikle bende!

'Hazırız galiba?'

  Ali'nin dudaklarından dökülen soru anlamlı cümleye karşılık sadece sertçe yutkundum ve bilmem ne kadar uzaklıkta kalan suyla olan bakışmamı böldüm.

  Şimdi gözlerim kollarımı sardığım kocamda ama onun odak noktası ben değilim, yanımızdaki görevliler.

  Hangi dağın zirvesindeyiz bilemiyorum dostlar. Lakin bir uçurum kenarında Türkçe karşılığının ne olduğunu bilmediğim bir atlayış gerçekleştirmek üzere hazırlanmakla meşgulüz.

  Fikir babası her seferinde olduğu gibi çıban başı olarak Kemal!

  Tanrı'm sen aklımı koru! Amin!

'Ali ben yapamam bunu. Hayatım biliyorsun korkularımı, yok gerçekten yapamam.'

  Kollarımı sardığım bedene tüm güç yapışmış durumdayım.

  Bende yükseklik korkusu var hemşire bunu az buçuk öğrendiniz. Uçaklarda bile zar zor oturan bir insanım ki artık uçakla seyahat olayına da ara vermiştim, Hale'nin hatırına bunu gerçekleştirmişim lakin kardeş hatırına daha fazla çiğ tavuk yiyemeyeceğim.

  Artık bu hazımsızlığa girer çünkü!

'Sevgilim, ben yanındayım. Sana bir şey olmasına izin verir miyim? Tehlikeli değil, konuştuk bunu sen de duydun.'

  Başımı hızla sağa sola salladım ve göz ucuyla tekrar uçurumdan aşağı baktım.

  Kusura bakmayın ama dördüncü katta bulunan evin balkonunu bir kat dahi geçtiğinizde o yükseklik benim için uçurum oluyor. Olduğum nokta gayet de dördüncü katı geçmiş hatta kim bilir yasak kaç tane dört kat da üstüne eklemiştir!

  İyi değilim!

'Ali, benim çocuğum var. Ya bir şey olursa? Ay, yok! Olmaz.'

  Güldü.

  Hatta onunla birlikte diğerleri de güldü. En çok da bir arka sıramızdaki Asya.

  Görümce değil misiniz, hepiniz aynısınız be!

'Biliyorum yavrum, beraber yaptık ya!'

  Pörtleyen bakışlarım hızla Ali'yi bulsa da kulağım hala kahkaha atan görümcemde. Bizim dışımızda tanıdık olmadığı için rezil olma oranını ciddiye dahi almıyorum.

ZEYNAWhere stories live. Discover now