Bölüm 44

1.3K 74 0
                                    

CUMA 5.45

Günü bugün sahilde karşılamaya karar verdik. Aslında buna dün geceki partiden fazlasıyla geç çıktığımız anda karar vermiştik.

Kiraladığımız apart ev partinin olduğu kumsala yürüme fazlasıyla uzak olduğu için kumlarda uyumak daha cezbedici geldi.

Eh, tatile gelmişiz hep yatakta uyuyacak değiliz değil mi?

Güneş doğalı baya bir oluyor. Yanımdaki Asya uyuyor, onun yanındaki Ali Mirza da uyuyor, hatta benim diğer yanımdaki Kemal ve onun yanındaki Tansel de uyuyor.

Can benden de önce uyanmış ve bir yerlere kaçmış. Henüz göremedim onu, çıkar bir yerlerden.

Hale ve Yaren dün gece partiden sonraki uçaklarına zar zor yetişerek Trabzon'a döndü. Ailesel sebeplerden dolayı biraz, o yüzden ısrar edemedim.

  Tansel, Hale'nin gidişine çok bozuldu ama çaktırmamaya çalışıyor. Sanırım içinde ukde kalmış bir iş varmış.

  Öyle dedi, yeni bir sonuç bekliyorum.

Kızların gidişinden ve hatta Tansel'in aklındaki plandan çok Can'ın halleri canımı sıkıyor bu aralar. Sevgilisiyle ayrıldılar. Daha doğrusu ayrılmışlar, bize yeni söyleyebildi. Bu yüzden hüzünlü.

Sanırım ayrılmak için belirli bir sebepleri olmadığı için. Boşu boşuna çöpe atılmış bir ilişki daha yani.

Beklemeyin sebebini söyleyemeyeceğim.

Yattığım yerden derin bir nefes aldım.

Ben neden uyandım bilmiyorum. İçimde anlamasız bir sıkıntı var, gözlerimi kapattığım an nefesimi kesiyor.

Tansel ya da Can'ın da benden bir farkı yok sanırım ama bu sabah biraz bencil olmaya karar verdim.

Sadece bu sabaha özgü değil belki ama bu sabah katkısı daha da fazla.

Derin bir nefes aldım ve uzandığım yerden doğruldum. Bizim dışımızda sahilde insan yok denecek kadar az.

Birkaç grup daha var bizim gibi sabahlamış, onun dışındakiler de çevre sakinlerinden spora gelenler. Yürüyüp bize bakış atıyorlar.

Sadece bu.

'Güzelim.'

Ali Mirza'nın uykulu sesiyle gülümsemeye çalıştım. Ama gülümsemeyi başaramayarak ona döndüm.

Yıldızlar altındaki ilk öpücüğümden sonra gözlerine bakarken kendimi kaybediyorum. O hissettiklerimden de daha fazla bir şekilde.

Ama sabah uyandığımda kalbime oturan işkence 4 gündür hareket dahi etmiyor. Murphy kuralları etkisi yüzünden korkuyorum sanırım. Emin değilim.

'Günaydın.'

Tek kolunun üzerinde doğruldu ve gözünü ovuşturdu.

'Neden uyandırmadın beni?'

Omuz silktim ve uzanıp saçındaki kumları temizledim. O da en az benim kadar sıkıntılı gözüküyor ama ben bunu tatilden sonraki stajına yorduğum için üstelemiyorum.

'Bir şeyin var senin.'

Mirza tamamen doğrulup peşinden beni de kaldırırken çabasını görmezden gelmedim. Elim elindeyken ayaklandım ve beni deniz kenarına çekmesine izin verdim.

Yine günlerdir yaptığım gibi.

Düne göre dalgalar daha sakin ama sesi hala aynı rahatlatıcı etkiye sahip.

ZEYNAOù les histoires vivent. Découvrez maintenant