Bölüm 22

2.2K 92 2
                                    



PERŞEMBE 17.49

Sol kolumdaki alçıya su bulaşmaması için büyük bir çaba içerisindeyim. Tolga ısrarla bu konuda uyardı ve ben onu arayıp kolum ıslandı demek istemiyorum. Artık büyüdüğümün farkına varması lazım canım! Bu iş böyle devam edemez çünkü daha fazla.

Bir insan salata yaparken bu kadar gerilim yaşamamalı neticede.

Sesli bir nefes eşliğinde son havucumu da temizledim ve salata tabağına bıraktım. Rendelenmemiş tek havuç olarak tabakta duruyor ama elim gidemiyor ona bir türlü.

Asya ile birlikte 2 saat önce bize geldik ve bir süredir akşam için yemek hazırlığı içerisindeyiz. Tam olarak ne kadar oldu bilemiyorum gerçi ama bana yıllar olmuş gibi geliyor. Bir şey yapasım da yok anlayacağınız.

Çünkü Asya, Ali konusunda fazla mızmızlanıyor ve elime salata malzemesi dışında bir şey almama izin vermiyor. Bu yüzden gereğinden fazla bir süredir yemek yapıyoruz.

Yani sanırım.

'Abla, bu kadar kızarması yeter mi?'

Solumdan gelen soruya döndüm ve çevirdiği köfteye baktım. Kızarmış bence ya. Köfteyi alsın ve bugün on kez söylediğim şeyi yerine getirerek bana abla demeyi bıraksın. Ama son bilgiyi tekrar etmeyeceğim kendi sıkılsın.

'Yeter canım, al artık onu da.'

Dediğimi yaptı ve ocağı kapattığı gibi bana döndü.

'Abimi aramalıyım.'

Gözlerimi devirdim ve elimdeki bıçağı bırakıp tekrar ona döndüm. Az önce bahsettiğim Ali mızmızlanması tam olarak bu.

Havaalanı dönüşünde daha fazla oyalanmadan okula gelmiştik ve biz aralıksız derslerimize giderken Ali ve Asya bizi bekleyeceklerini söylemişlerdi. Ancak çıktığımızda Ali'den telefonuma 'Lab çıkardılar son dakika, akşam görüşürüz güzelim.' mesajı vardı.

Kemal ve Tansel de bu bilgiyle kendi gruplarına dönünce ortada kalmış ve eve yollanmıştım. Eğer Asya akıllılık edip numaramı alarak yolda beni aramasaydı ikimiz de ayrı ayrı sıkılıyor olacaktık.

Şu an da çok eğlendiğimiz söylenemez gerçi ama en azından bir iş hallediyoruz.

'Aradık, açmadı değil mi? O çıkınca zaten bizi arar.'

'Ama habersiz evden çıktığım için azar işiteceğim kesin.'

Başımı ağır ağır sallarken gülümsedim. Ah, abiler! Nasıl da biliyorum şu an Asya'nın çektiği bu çileyi.

'Hiçbir şey diyemez. Sen köfteleri fırına koy da onlar gelene kadar soğumasın.'

Cevap vermedi karşılık olarak köfte tabağını alarak fırına yerleştirdi. Aslında fazla uysal bir kız, Ali'den sonra daha konuşkan ve rahat birini beklediğimi inkar etmeyeceğim.

Esmer güzeli izlemeyi bıraktım ve temizlediğim son havucu rendelemeye giriştim. Salata malzemeleri hazır bulunsun da yağlamasını sonra yaparız.

'Abim sana aşık.'

Duyduğum cümleyle elimdeki havuç bir an rende dışına kaydı. Neyse ki elimi parçalayacak raddede bir hıza ulaşmamıştım. Yoksa bu az önce rahat değil dediğim kızın çıkışını kolay atlatamazdım.

'Hayır, aslında öyle değil.'

Güzel girdin Zey, devamını da getirmen gerek ama duruşunu düzelt önce. Şaşkınlığını bir üzerinden at. Yoksa Asya böyle bilmişlikle bakmaya devam edecek.

ZEYNAWhere stories live. Discover now